Huzur ayı başlıyor

Diğer yandan hayata yeni, farklı ve güzel anlamlar yükleyen fırsatlar aslında hep var. Yarın bize tam bir ay sürecek böyle bir fırsat zamanı daha bahşediliyor.
Bu gece farklı, her günü birbirinden güzel anlamlarla dolu yeni bir zaman dilimine giriyoruz. Adeta bir “iç doktor” ve neredeyse bir “doğal iyileştirici” gibi çalışan, “bizi bizle ve birbirimizle yeniden buluşturan”, fazlalıklarımız, kirimiz, pasımızdan arındıran çok ama çok farklı bir zaman dilimi bu. Bu güzel ayda eğer kendi ışıklarımızı yeniden yakabilmeyi başarıp da “sevgi, hakikat, af dileme –affetme-, hoşgörü, yardım etme” gibi sözcüklerin anlamları üzerinde yoğunlaşmayı becerebilirsek “içimizdeki kapıyı” yeniden açabileceğiz.

RUHUNUZLA BULUŞMA ZAMANI

Daha önce de yazdım, ramazan ayı hayatımızı mükemmelleştirmek için bize verilmiş en iyi fırsatlardan biridir. Hayat bizim ondan yaptığımız şeyse eğer daha bir hayat inşa edebilmemiz için de en uygun zamandır. Bu ay yalnız iyi hayatın değil, ruhsal ve bedensel sağlığın ve huzurun da can suyu gibidir. Bedeninizi dinlenmeye almanın, ruhunuzla yeniden buluşmanın, eski farkındalıklarınızı yenileriyle harmanlayıp içsel coşku ve huzurunuzu maksimuma çıkarmanın en uygun zamanıdır.

ARINMANIN FIRSATI SAYIN

Lütfen bu güzel ayı sadece yiyip içmeye direnmek, ruhumuz ve bedenimizi terbiye etmek gibi dar anlamların içine sıkıştırmaya kalkmayın. Bu güzel ayın güzelliğini oruç tutup kilo vermek (!) gibi anlamsızlıklarla bozmayın. Onu “kabullenmenin, af dilemenin, affetmenin, hoş görmenin, şükretmenin, yardım etmenin, değişmenin, arınıp temizlenmenin ve iyileşmenin” bir fırsatı sayın. Bu güzel ayda gelecek için daha bir olumlu düşünmeye, geçmişin sorunlarına takılıp kalmak yerine gelecek için daha iyi ve güzel şeyler hedeflemeye, hayata daha sıkı sarılıp daha keyifli şeyler düşünmeye, daha çok dinlenip aileniz ve dostlarınızla daha hoş vakitler geçirmeye ve her şeyden önemlisi iç dünyanızı, inanç dünyanızı daha bir zenginleştirip güçlendirmeye bakın.
Herkese sağlıklı ve huzurlu bir ramazan ayı diliyorum.

Şekerleme herkes için uygun değil

ŞEKERLEME yapmak sağlık için iyi bir şey. Özellikle yaşı altmışı geçenlerin öğleden sonra yapacakları kısa şekerlemeler faydalı oluyor. Bunun biyolojik, biyoritimsel bir karşılığı da var. Uyku araştırmacılarına göre öğleden sonraları saat 14.00-16.00 aralığında beyin zaten kısa bir dinlenme ihtiyacı içine giriyor. Ama bu tür kısa uykuların herkes için faydalı olup olmadığı tartışmalı. Bazıları için canlandırıcı bir tonik işlevi gören şekerlemeler, diğerleri için sorun kaynağı da olabiliyor. Gündüz yapacağınız kısa uyku kaçamakları gece uykunuzu bozabiliyor. Gereksiz şekerlemeler uyku noksanlığı kadar zararlı olabiliyor.

Koruyucu sağlık sistemi şart!

GEÇTİĞİMİZ on yılda sağlık sistemimizde köklü değişiklikler yapıldı. Bu değişikliklerin genelde olumlu şeyler olduğunu, doğru işlerin yapıldığını söylemek, emek verenlerin hakkını teslim etmek lazım. Doktora, hastaneye, ilaca ulaşım kolaylaştı. Acil sağlık alanındaki karışıklıklar azaltıldı. Ciddi bir “dolaylı özelleştirme” ile büyük hastane zincirleri, organize sağlık yapılanmaları meydana getirildi. Başarı sadece devletin de değil. Özel girişimcilerin, doktorlar ve diğer sağlık çalışanlarının da büyük katkısı var. Ama bu başarılar hâlâ önemli bazı eksikliklerimiz olduğunu unutmamızı gerektirmez.  Eksikliklerimizin başında koruyucu sağlık sistemimizin yetersizliği, “olmayışı” geliyor. Mevcut sağlık sistemimizin büyük bir kısmı –hatta neredeyse tamamı- yalnızca hastalar için yapılandırılmış durumda. Oysa bir sağlık sisteminin daha büyük, etkili ve kalıcı hale gelmesi, ekonomik açıdan daha verimli çalışabilmesi için koruyucu sağlık hizmetlerine de yönelmesi hatta ağırlığını daha çok bu alana vermesi lazım. Sağlık Bakanlığı’nın, Tabipler Birliği’nin, belediyeler ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın hastalıkları önleme ve daha sağlıklı nesiller yetiştirme bakımından atması gereken önemli adımlar var.

BESLENME EN ÖNEMLİSİ

Toplumun daha sağlıklı beslenmesi ile ilgili çalışma yapmak bunlardan biri, belki de en önemlisi. Daha çocukluk çağlarından itibaren herkese yönelik aktivite çalışmalarının yapılması, bu ortamın yaratılması da çok mühim bir konu. Toplumun sağlığı koruma ve hastalıkları önleme konusunda bilgilendirmesi de çok önemli. Halkı düzenli sağlık kontrollerine yönlendirmek, kaza ve yaralanmaları önlemek konusunda bilgilendirmek, koruyucu aşı programlarını daha da genişletmek, obezite konusunda daha etkili ve samimi çalışmalar içine girmek, sadece sigara ve alkolle değil, bağımlılık yapıcı her türlü maddeyle daha yaygın mücadele programları oluşturmak bu konuda yapılması gereken koruyucu çalışmaların sadece bazıları. “Koruyucu sağlık seferberliği”ni bir an önce başlatmak için daha ne bekliyoruz!