Paylaş
Homosistein beyin ve damarlar için toksik etkileri olduğu bilinen bir ara ürün. Aynı zamanda da metilasyon döngüsü olarak bilinen mühim bir metabolik sürecin ne durumda olduğunu gösteren önemli bir parametre. Yüksek rakamlara ulaşmış, metilasyon sisteminin yetersiz çalıştığına, bedenin, özellikle beyin ve damar sisteminin toksin yükü altında bunaldığına işaret ediyor.
İdeal değeri 8’in altında olması. Tehlike 12’nin üzerinde başlıyor. Rakamların daha yüksek olması belleği tehdit ediyor, kalp krizi riskini yükseltiyor.
Özellikle B12, B6 ve B9 (folik asit) eksikliği veya “metilasyon döngüsü”nün yetersizliği en önemli sebepleri.
Sağlınızı izlerken yılda bir kez homosistein seviyelerinizi de kontrol ettirin.
RİSK BİLGİSİ
Kimlerin karaciğeri daha kolay yağlanır?
* Hareketsiz yaşayanlar
* Şeker hastaları
* Alkol tüketenler
* Trigliseridi yüksek olanlar
* Ürik asidi yüksek olanlar
* Bel çevresi genişleyenler, göbeklenenler
* İyi kolesterolü düşük olanlar
* Reaktif hipoglisemisi olanlar
* Safra kesesi taşı hikayesi bulunanlar
* Parasetamol hapı yutanlar (ağrı kesici)
* Statin kullananlar (kolesterol ilacı)
BİR SORU
Sorunumuz “kederi paylaşmayı unutmak” olabilir mi?
Keder/ hüzün tohumları her yaşama atılmıştır. “Paylaşılabilir” olmak, kederi “katlanılır” kılar. Hayat hocalarından biri kabul ettiğim Prof. Dr. Toksöz Karasu’nun çok beğendiğim saptamalarından biridir bu. Uzun ama çoook anlamlı cümle.
Uzamış, dozu ve süresi abartılmış hüzünlerin sağlıksızlık ifadesi olan “depresyon” probleminin günümüzde bu kadar yoğun bir sorun haline gelmesinde acaba bu “hüzünlerin paylaşılabilir olması” konusunu unutmamızın da rolü olabilir mi? “Herkesin kendi derdine düştüğü” bir dünyada, depresyon salgını daha da büyümez mi?
UNUTMAYIN
Kararı tahlil raporlarınız vermiyor
Sağlığımız için neyin iyi, neyin kötü olduğunu hepimiz az çok biliyoruz. Öğrenmeye de devam edeceğiz.
Benim tavsiyem, bütün bunları yaparken haz duygusunu ihmal etmemeniz, eğlenmekten korkmamanız ve bazı zamanlarda dalga geçmenin, boş vermenin tadına varmanızdır.
Haz duygusunun öneminin çoğumuz farkında bile değiliz. Sağlıklı kalmayı sadece “sağlıklı şeyler yemek”, yalnızca düzenli ve güçlü egzersizlerle “terlemek” ve de mümkün olduğu kadar ruhsal seanslara girip “gevşemek” zannediyoruz.
Oysa ne kalitede ve ne süre yaşayacağınızı sadece tahlil kâğıtlarınızdaki rakamlar, tartınızdaki ölçüler, yağ/kas oranlarınız belirlemiyor.
Sağlıklı olmak adına zevk aldığınız pek çok şeyden vazgeçmemeniz gerek. Allah’ın size bağışladığı bu mükemmel sağlık organizasyonunun en önemli parçalarından biri haz duygusudur. O duyguyu sakın ihmal etmeyin ve lütfen köreltmeyin.
İyi hayatın resmini yapın!
Benim düşüncem en sağlıklı insanların en fit, güçlü ve bakımlı insanlardan çok keyfe odaklanmış, hayatının içinde keyif zamanları yaratabilen insanlar olduğudur.
Bunu söylerken tabii ki sağlıklı hayatın temel kurallarına ihanet edin filan demiyorum. Yiyip içtiklerinize dikkat etmeye, sigara içmemeye, alkolden uzak durmaya, iyi uyumaya, stresle seviyeli bir ilişki kurmaya ve daha pek çok şeye dikkat etmeye devam edin. Ama adına “iyi yaşamanın resmi” diyebileceğimiz mükemmel bir fotoğrafta yer almak istiyorsanız “hayattan keyif almayı, onu eğlenceli kılmayı” da ihmal etmeyin.
Kendinizi iyi hissedeceğiniz şeyler yemekten, mutlu hissettiğiniz küçük kaçamaklar yapmaktan, canınız istediğinde egzersizi birkaç hafta bırakıp, uykunuzu bir-iki saat ileri kaydırmaktan, heyecanı yüksek işler yapmaktan vazgeçmeyin.
Paylaş