Hipoglisemi taklitçidir

Bazı geceler ter içinde uyanıyorsunuz. Toplantı süresi bir saati geçtiğinde konsantrasyonunuz bozuluyor. Yemek gecikirse sinirden küplere biniyorsunuz, eliniz ayağınız boşalıyor. Yemekten, hele de abartılı bir öğünden sonra gözünüz uzanıp şekerleme yapacak yer arıyor. Tüm bunların nedeni kan şekerinizin düşmesi olabilir.

Haberin Devamı

SIRADAN günlük işlerinizi yapmanızda, bedensel ve ruhsal enerjinizi koruyup, aktivitenizi gün boyu sürdürebilmenizde kan şekeriniz önemli bir rol oynar. Şeker ve insülin metabolizmasının ortak çalışması ile oluşan, yiyeceklerinizin kalori değeri, türü ve sizin aktivite düzeyinizle belirlenen kan şekeri seviyeniz kritik sınırların altına inecek olursa, işiniz zorlaşır.
Özellikle beyniniz, temel enerji kaynağı glikozu yeteri kadar bulamadığı zaman sorun çıkarır. Kan şekeri düşmelerinde ortaya çıkan ruhsal değişimlerin, yorgunluk, halsizlik ve bitkinliklerin, odaklanma ve öğrenme güçlüklerinin ardında, beyninizin yakıt ihtiyacını yeterince karşılayamaması vardır. Kan şekerinin olması gereken düzeyin altına düşmesine hipoglisemi denir. İşi rakamlara dökecek olursak, hipoglisemiyi kan şekerinin açlıkta 70 mg/dl altında bulunması ya da günün herhangi bir anındaki ölçüm sırasında 50 mg/dl den daha düşük olması diye tanımlayabiliriz. Hipoglisemi nedeniyle ortaya çıkan belirti ve bulgular, kan şekerinin normal değerlere dönmesiyle düzelir.
Kan şekeri neden düşer
Hipoglisemi sık görülen bir sağlık sorunudur ama çoğu kez gözden kaçar.
Ruhsal sorunları olan bazı hastaların anlaşılamayan problemlerinin altında, kronik yorgunluk çekenlerin sorunlarının perde arkasında bile hipoglisemi olabilir. Hipoglisemi tanısı bazen de abartılır. Yemeklerden ya da uzun açlıklardan sonra oluşan her yorgunluk, bitkinlik, uyuklama hissi, çarpıntı, terleme hipoglisemi sanılmamalıdır. Hipoglisemi görünürde kolay ama aslında güç konulabilen bir tanıdır. İyi bir sorgulama, fiziksel muayene ve ayrıntılı laboratuvar incelemeleri gerektirir. Hipoglisemi nedenlerinin bir bölümü doğrudan insülin düzeyi ile ilgilidir.
Alkol de önemli etken
Pankreastan salgılanan insülinin başlıca görevi kan şekerini düşürmektir. İnsülin salgılayan tümörler reaktif hipoglisemi, mide operasyonu sonrası gelişen ani insülin yükselişi doğrudan kan insülin düzeyi ile ilgili hipoglisemi nedenleridir. Karaciğer, kalp ya da böbrek yetmezliğine bağlı hipoglisemi, kortizon ya da büyüme hormonu gibi bazı hormonların düzeylerinde azalma, insülin reseptörlerine karşı antikor oluşumu diğer hipoglisemi nedenleridir. Şeker hastalığının tedavisi sırasında yapılan doz aşımları veya beslenme yanlışlıkları sonucunda da hipoglisemi gelişebilir. Alkol de önemli bir hipoglisemi nedenidir. Kinin, ACE inhibitörü gibi bazı ilaçlar da şeker hastalığı tedavisinde kullanılan ilaçlarla etkileşerek kan şekerini düşürebilir.
En çok beyni etkiler
Beyin, yapısı gereği kan şekeri düşmelerine karşı çok duyarlıdır. Hipoglisemi karşısında gelişen bedensel mızmızlanmalar ilk önce beyinde başlar. Vücut ağırlığının sadece %2 sini oluşturan bu yaşamsal organ toplam enerjinin %20-25 ini kullanır. Beynin sadece bir enerji kaynağı vardır: kanda dolaşan “şeker”! Diğer organlar, kanda mevcut yağ asitlerinden ve hatta amino asitlerden bile enerji kaynağı olarak yararlanırken beyin şeker bulamazsa motörleri kapatmaya başlar. Eğer sorun giderilemezse şalterleri indirir.
NOT: Bu yazı Uz. Dr. Evren Altınel’in iş birliği ile hazırlanmıştır.

Haberin Devamı

AKLINIZDA OLSUN

Haberin Devamı

Bunlar da önemli

KİLO sorunu yaşayan biriyseniz şu soruları kendinize sormalı ve tarafsızca, en doğru yanıtları vermeye çalışmalısınız.
-  Öğün atladığınız zaman şekerli, unlu, yağlı besinlere saldırıyor musunuz?
-  Zaman zaman ciddi halsizlik, bitkinlik atakları yaşıyor musunuz?
-  Bu ataklarla birlikte veya bunlar olmadan çarpıntı, ellerde titreme, terleme, huzursuzluk, sinirlilik problemleriniz de oluyor mu?
-  Özellikle yemeklerden sonra gelen uyku basmalarından ve bazen de gün boyu tekrarlayan uyuklamalardan yakınıyor musunuz?
-  Halsizlik, yorgunluk, bitkinlik gibi belirtilerden bir şeyler yiyip içince kolayca kurtulabiliyor musunuz?
Eğer bu sorulardan en az iki tanesine “evet” yanıtı veriyorsanız kendinize aşağıdaki soruları da sormayı unutmayın.
-  Sabahları baş ağrısıyla uyanıyor musunuz?
-  Şekerli, unlu besinlere dayanılmaz bir tutku duyuyor musunuz?
-  Zaman zaman çarpıntı ve terleme atakları yaşıyor musunuz?
-  Geceleri ter içinde ve huzursuz bir şekilde uyanıyor musunuz?
Bu sorulardan da en az birine yanıtınız “evet” ise lütfen hipoglisemi konusunda daha çok bilgilenmeye ve doktorunuzla görüşmeye çalışın.

NE YAPMALI?

Haberin Devamı

Hipoglisemide yapılacaklar

HİPOGLİSEMİ belirtileri görüldüğünde zaman yitirmeden aşağıdaki gıdalardan biri kullanılmalıdır:
-  ½ bardak meyve suyu.
-  ½ bardak şekerli su.
-  Üç veya daha fazla glikoz tableti.
-  Birkaç adet kesme şeker.
-  Bir kaşık bal ya da reçel.

Kısa sürede etkili olan bu gıdayı takiben daha uzun etkili olan yüksek lifli yiyeceklerin yenmesi kan şeker seviyesinin tekrar hızla düşmemesi için korunması açısından önemlidir. Daha uzun sürede etkili olan besinlerden birkaçı:
-  Peynir-ekmek.
-  Meyve ve 5-6 badem/fındık.
-  Bisküvi ve süt.
-  Bir bardak kahvaltı gevreği- süt/yoğurt.

İlerlemiş hipoglisemi belirtileri

ORTA şiddetteki bir hipogliseminin çoğu kez gözden kaçan, kolayca anlaşılamayan başlıca belirtileri, şeker yetersizliğinin beyin fonksiyonlarında bozulmaya yol açmasıyla ortaya çıkar. Bu belirtilerin başlıcaları:
-  Konsantre olmada zorluk.
-  Belirsizlik veya karıştırma, bilinç bulanıklığı.
-  Konuşma zorluğu.
-  Sinirlilik, tedirginlik veya mantıksız davranışlardır.

Haberin Devamı

Eğer hipoglisemiye zamanında ve uygun şekilde müdahale edilmezse tablo daha ağırlaşır. Yutma güçlüğü, hareket edemez hale gelme ve hatta bilincin tamamen kapanması nedeniyle acil koşullarda tedavi planlanması gerekebilir.

KESİP SAKLAYIN

Bu belirtilere DİKKAT

HAFİF hipoglisemilerde kan şekeri düşmesine yanıt olarak vücudun adrenalin salgılaması artar ve çok sayıda belirti ortaya çıkar:
-  Açlık hissi.  -  Titreme. -  Terleme.
-  Sinirlilik, gerginlik, aşırı duyarlılık, hatta ağlama. -  Solgunluk. -  Hızlı nabız ve çarpıntı. -  Dudaklarda uyuşma.
-  Bulanık görme.
-  Baş ağrısı, baş dönmesi.
-  Alınganlık.
-  Sabah yorgunluğu.
-  Yemek sonrası uyku hali.
-  Konsantrasyon zorlukları.
-  Unutkanlık.
-  Sık acıkma.
-  Tatlı krizleri.

Yazarın Tüm Yazıları