Fanilik ve ölümsüzlük arasındaki çekişme insanlık tarihi kadar eskidir ve bu çekişme belki de beden ve ruhun yaşadığı en ciddi çelişkidir.
Hepimiz -pek çaktırmasak da- biraz daha uzun yaşamak ve mümkünse hiç yaşlanmamak isteriz. Ne var ki herkes farklı şekilde ve hızda, ama mutlaka yaşlanacaktır. Önemli olan güçlü, sağlıklı, verimli, bilgece ve zarafetle yaşlanmaktır. Yaşlanmanın hızı bazılarında yüksek, bazılarında yavaştır. Ne hızla yaşlanacağınız ve ne kadar yaşayacağınızın en önemli belirleyicisi genetik kodlarınızdır. Uzmanlara göre genetik mirasın yaşam süresi ve kalitesine etkisi yüzde 30’lardan fazladır. Yakın akrabalarınızda ömrü uzun olanların sayısı fazlaysa şanslısınız. Araştırmalar uzun ömürlülüğün önemli oranda genetik olduğunu gösteriyor. Genetik mirasında "ömrü uzun olsun" talimatı bulunanlar (!) kolay kolay hastalanmıyor, hastalanınca çabucak iyileşiyor ve oldukça uzun yaşıyorlar. Kerem Görsev’in de böyle bir şansı var gibi görünüyor. Genetik miras notu: 8
EGZERSİZ OLMADAN OLMUYOR
Düzenli fiziksel aktivitenin yaşam kalitesini yükseltmekle kalmayıp hayatı da uzattığını gösteren güvenilir çalışmalar var. Etrafınıza bir göz atın. Sağlıklı ve uzun bir ömür sürdüğünü düşündüğünüz kişilerin çoğunun yaşamları boyunca aktif kaldığını göreceksiniz. Daha önce de hatırlattık, bir kez daha tekrarlayalım: İnsan vücudu hareket etmek üzere tasarlanmıştır. Eğer düzenli şekilde aktif tutulur ve farklı kullanımlar uygulanırsa formda kalır. Aktivite süresi-düzeyi yükselip, kullanım biçimi farklılaştıkça iyileşir, güzelleşir. İşte bu nedenle fırsat buldukça hareket etmelisiniz. Yetinmemeli, dağlara tırmanmalı, yokuşlar inmeli, bayırlar çıkmalı ve yürümelisiniz. Kısacası bedeninizin tüm becerilerini mümkün olduğu kadar sık tekrarlamalısınız. Forma girmek için kullandığımız pilates, yürüyüş bantları, egzersiz bisikletleri gibi yeni araçların bize kazandırdığı şeyler bizi forma sokan ve hayatımızda zaten var olan aktivitelerdir. Elleriyle toprakta çalışan, odun kesip ağaç budayan, bütün gün bağ-bahçede çalışıp oraya buraya koşuşturanlar zaten formda kalır.
YENİ HAYAT BİZİ ŞİŞMANLATIYOR!
Sorun modern yaşamın bize dayattığı koşullardadır. Yeni hayat (!) bizi vaktimizin önemli bir bölümünü masa başında sandalyede oturarak veya trafik kuyruğunda sinirlenip bunalarak geçirmeye zorlamaktadır. İşte bu nedenle fırsat bulduğunuz her an kaslarınızı, kemiklerinizi, eklemlerinizi kullanmalısınız. Kerem Bey işte bunu yapıyor ve zamanının önemli bir bölümünü egzersiz çalışmalarına ayırabiliyor. Kerem Görsev’in bedensel aktivite notu: 8
Kerem Görsev’in beslenme alışkanlıklarını uzun bir süredir sağlıklı yaşam ilkelerine uydurduğu anlaşılıyor. Yeteri kadar yiyor, dengeli beslenmeden taviz vermiyor. Ağız tatlarında ölçüyü kaçırmamaya özen gösteriyor. Sigara ve alkol kullanmaması alkışlanacak davranışlar. Kerem Bey’in beslenme alışkanlıkları ve tarzı için de iyi bir notu var: 8
STRES YAŞLANMAYI HIZLANDIRIYOR
Kerem Görsev’in iyi bir stres yönetimi olmadığı anlaşılıyor. Stres yönetiminde sorun yaşayanların en önemli problemlerinden olan gerilimli baş ağrılarını sık sık yaşaması bunun en önemli işareti. Sabah yorgunluğu da başlamışsa stres yönetimi sorununun duygu-durum bozukluklarına doğru bir yolculuk başlattığını söyleyebiliriz. Sabah yorgunluğu klinik depresyonun bir işareti olabilir. Kerem Görsev’in stresle arası pek hoş değil. Stres yönetim notu: 6
UYKU GENÇLİK İKSİRİ GİBİDİR
Kerem Görsev’in kaliteli uyku yönünden de bazı sorunları var gibi. Gün içinde yaşadığı uyuma isteği atakları muhtemelen uyku kalitesindeki düşüklükten kaynaklanıyor. Ya uykuya ayırdığı zaman yetmiyor, ya da derin uykunun dinlendirici etkisinden istifade edemiyor. Uykunun mükemmel sağlık üzerindeki etkisini unutmaması ve uyku profilini gözden geçirmesinde yarar var. Kendini her zaman yeteri kadar huzurlu hissetmemesinde uyku problemi ve stres yönetimi eksikliğinin rolü olabilir. Kerem Bey’in uyku kalitesi yönünden aldığı notu da bu nedenle düşürüyoruz: 6
Kerem Görsev’e huzuru, umudu, mutluluğu, sağlığı bol, kalitesi yüksek, verimli bir yaşam diliyoruz.
UNUTMAYIN İŞ Mİ EŞ Mİ?
Eğer işiniz hayatınızın en önemli parçası haline geldiyse ve yapmak istediğiniz diğer şeyler için yeteri kadar zaman ayıramadığınızı düşünüyorsanız... İşinizle iş dışı hayatınız arasındaki dengenin bozulduğunu fark ediyor, uyku sorunları çekiyorsanız, durup bir düşünmenin zamanı gelmiş demektir. İş hayatının ciddi bir stres üreticisi olabileceğini unutmamakta fayda var. Yapılacak işin çokluğu, eve iş götürmek zorunda kalınması, masanın tamamlanamayan işlerle dolması ve dinlenecek zaman bile bulunamaması çok kötü haberlerdir. İş yaşamınızın daha az stres yükü oluşturmasını istiyorsanız, iyi bir iş denetimi planı yapmaya önem vermeli, sorumlulukları paylaşabilmeli, kendinize daha kolay hedefler belirlemelisiniz. Stresin talepler karşısındaki bir bedensel ve ruhsal tepki olduğunu bilmeli, üzerinize çöken bu baskı ve talepleri mümkün olan en etkili şekilde yönetmeyi öğrenmelisiniz. Stresi yönetmenin en kolay yolu vücudunuzun söylediklerine kulak vermektir. Şu soruları kendine sık sık sormaktır:
İyi uyuyor muyum?
Daha sık öfkelenip sinirleniyor muyum?
Anlamsız ve aşırı tepkiler veriyor muyum?
Benden yapabileceğimden daha fazlası mı isteniyor?
Yeteri kadar dinleniyor muyum?
Kerem Görsev (45)Müzisyen
Ailemden sağlıklı denebilecek bir miras devraldım. Ciddi bir hastalık geçireni hatırlamıyorum. Sadece romatizmadan ve hipertansiyondan mustaripler vardı. Büyük bölümü 80’inden sonra sağlıklı bir yaşam sürdü. Benim de cilt sorunları haricinde hatırı sayılır bir sorunum yok.
Gıdama çok dikkat ediyorum. Belki de bu sayede diyet yapmaya hiç ihtiyaç duymuyorum. Öğünlerim düzenli, öğün arası veya gece atıştırmıyorum. Sosyal ortamlarda ve stresli dönemlerde fazla yemiyorum. Sigara ve alkol de kullanmıyorum. Uzak durduğum üç tür yiyecek var: Kıymalı yiyecekler, kapuska ve bamya. Buna karşılık etli patlıcana, pilav ve balığa bayılırım. Süt, yoğurt, peynir, meyve ve salata soframdan eksik olmaz. Çay ve kahveyi ölçülü içiyorum. Tuzu az kullanıyorum. Düzenli kullandığım tek ilaç betasarc.
Formumu korumak için sıkı bir aktivite programı uyguluyorum. Sıklıkla yürüyorum. Ama en önemlisi haftanın üç günü İstanbul Etiler’deki Hillside’de spor yapıyorum. Ayrıca, günlük yaşamım da son derece hareketlidir. Stres bende zaman zaman gerilim tipi başağrısına ve sabah yorgunluğuna yol açıyor. Uyku kalitem iyi ama gün içinde uyuma eğilimim var. Pozitif düşüncede olmaya ve işimden keyif almaya çalışıyorum. Ama her zaman huzurlu olduğum söylenemez.
BİR NOT YAŞLI KADINLAR NEDEN DAHA GÜÇLÜDÜR?
Uzmanlar yaşlı erkeklerin yaşlı kadınlardan daha yalnız ve güçsüz olduğunu belirtiyor. Yaşlı erkeklerin yaşadığı bu yoğun güçsüzlük duygusunun arkasında erkeklerin hayat boyu peşinden koştuğu iktidar gücü kaybının en önemli faktör olduğunun altı çiziliyor. Çocuk doğurup, büyütmek, aileyi besleyip geliştirmek, yemek yapıp evi temizlemek, çocukların okul yaşamlarıyla, arkadaş ilişkileriyle ilgilenmek, torun büyütmek, kısacası hayatın önemli bir kısmını iktidar yerine sıradan ama ruhsal doyumu yüksek, keyifli ve huzurlu işlere adamak ve aynı zamanda daha kalıcı, yakın ve içten ilişkiler kurmak kadınları yaşlandıkça erkeklere göre daha güçlü hale getiriyor.
NOT ALIN STRES BELİRTİLERİ
Eğer aşağıdaki belirtilerden birden fazlası sizi ilgilendiriyorsa, stres yönetim planınızı yeniden gözden geçirin. Kalp çarpıntıları Mide krampları Şişkinlik, gaz, reflü Bulantı Bağırsak spazmları, ağrıları Ağlama atakları Baş ağrıları Soğuk ve terli eller Kas ağrıları Soluksuz kalma duygusu, hava açlığı Unutkanlık Sinirlilik, endişe, huzursuzluk, uykusuzluk, aşırı tepki.