Paylaş
Karaciğer vücudumuzun en büyük iç organı. Farklı ve önemli fonksiyonları var. Tek organ. Yani yedeksiz. Yokluğunun yaşamla bağdaşmaması, onunla ilgili hassasiyetlerimizi maksimuma çıkarmamız anlamına geliyor.
Diğer taraftan bu önemli organın kendi kendisini yenileyebilme yeteneğine sahip olması da müthiş bir avantaj. Sağlıklı bir karaciğerin yüzde 75’i çıkartıldığında geri kalanı birkaç ay içinde karaciğeri yeniden eski boyutuna getirebiliyor.
Ne var ki karaciğer hasarını gösteren testlerde, organdaki hasar yüzde 75’leri bulana kadar herhangi bir bozulma görülmeyebiliyor. Bu da karaciğer hastalıklarının teşhisini geciktirebilen bir dezavantaj.
Hepatite gelince: Hepatit karaciğerin herhangi bir nedenle gelişen iltihabı. Virüslere, özellikle hepatit A, B ve C virüslerine bağlı karaciğer iltihapları bunların en sık görülenleri. Rakamlara bakılırsa, her yıl dünya genelinde 1.5 milyona yakın insan hepatit nedeniyle hayata veda ediyor. Yarım milyara yakın kişi de hepatitle birlikte yaşıyor.
Bunların da en az yüzde 95’inin “hepatit taşıyıcısı” olduğu ama bunu bilmediği tahmin ediliyor. Bize gelince. Bizde her yıl ortalama 200 bine yakın kişi hepatit B tanısı alıyor. 3 milyona yakın vatandaşımızın da hepatit taşıyıcısı olduğu tahmin ediliyor. Özetle virüslere bağlı hepatitler meselesi bizde de mühim bir sorun. Detaylar için buyurun...
KiMLER RiSK ALTINDA?
Hijyenik koşulları kötü ortamlarda yaşayan hemen herkes risk altında. Ayrıca beslenmesi bozuk, sağlığı problemli, organları hasta ve yetmez olanlarda da risk daha fazla.
Sık sık kan almak, enjeksiyonlar yaptırmak, bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaçlar kullanmak, kontrolsüz cinsel yaşam durumunda olanlarda da risk artıyor.
NASIL KORUNABiLiRiZ?
Kişisel hijyene dikkat etmek ilk aşama. Bunun en önemli bölümünü de “el hijyeni” yani “temiz eller” yaklaşımı oluşturuyor. Elleri sık ve doğru yıkamak en önemli koruyucu.
Ayrıca aşılanma meselesi de çok mühim. Hepatit A ve B virüsü için aşılar var. Hepatit A aşısını Sağlık Bakanlığımız ücretsiz olarak uyguluyor. Son yıllarda hepatit B aşısı da aşı takvimine eklendi, zorunlu aşılardan biri haline getirildi.
NE YAPMALISINIZ?
Eğer aşılanıp aşılanmadığınızdan emin değilseniz, bunu kan analizleriyle anlamanız mümkün. A ve B virüslerine karşı bağışıklığınız yoksa yaşınız ne olursa olsun aşılanmanızda fayda var.
Tabii bu arada el temizliği ve besin güvenliği maddelerini de asla ihmal etmemelisiniz. Besin güvenliği en az el temizliği kadar mühim bir konu. Diğer taraftan hepatit B virüsünün gıdalarla değil cinsel temas, iğne ve enjektörlerin paylaşımı, manikür, pedikür malzemeleri gibi yollarla bulaştığı dikkate alınırsa, bu alanda da tedbir almanın ne kadar önemli olduğu kolayca anlaşılır.
Eğer A, B ve C hepatitlerine karşı bağışıklığınız olup olmadığını bilmiyorsanız lütfen aile hekiminizle görüşün ve ondan yardım isteyin. Basit bir kan testi, durumunuzu net olarak ortaya koyacaktır.
B HEPATiTiNDEN NASIL KORUNACAĞIZ?
Hepatit B virüsü gıdalardan ziyade virüsü taşıyan kan ya da vücut sıvıları ile temasla bulaşıyor. Bazen de hepatit B taşıyıcısı anneden çocuğa geçiyor.
Diğer taraftan diş fırçası, manikür, pedikür malzemeleri, tıraş bıçakları, hatta taraklar bile bulaşmada aracı görevi üstlenebiliyor. Dövme ve piercing için kullanılan alet edevatın yeterince sterilize edilmemesi de mühim bir bulaşma yolu.
Bütün bunlar birlikte dikkate alınmalı.
HEPATiT B’Li KADIN ÇOCUK DOĞURABiLiR Mi?
Hepatit B taşıyıcısı olan bir anne adayının hamile kalması ve çocuk doğurması mümkün. Bu sürecin nasıl yürütüleceğini doğum uzmanları ve enfeksiyon hastalıkları alanında uzmanlaşmış hekimler birlikte kararlaştırır. Doğumun hemen ardından da bebeği aşılarlar.
HEPATiT C NEDiR?
Hepatit C virüsü ile oluşan karaciğer iltihabıdır. İnsandan insana kan nakli ya da kan ürünleriyle bulaşır.
Ortak iğne vb. malzeme kullanımı, cinsel temas yoluyla geçebilir. Bu hastalıkta da teşhis laboratuvar analizleri ile kesinleştirilir.
TSH TESTİ NEDEN ÖNEMLİ?
Hastasının tiroit bezi fonksiyonlarında en ufak bir aksama olduğunu düşünen her hekimin ilk işi TSH testi istemektir.
TSH beyindeki hipofiz bezi tarafından salgılanan ve tiroit bezinin ne kadar hormon üreteceğini belirten hormondur. Özellikle hassas TSH testi, tiroit hastalığını araştırmada tek başına en uygun, en güvenilir ve en ucuz laboratuvar yöntemidir.
Tabii ki TSH’niz normalse bu sizin guatr hastası olmadığınız anlamına gelmez. Ya da TSH’nizin normal olması sizde herhangi bir tiroit tümörünün bulunmadığını da göstermez. Yine TSH’nizin normal olması nodüllü bir tiroit bezinizin olup olmadığını anlamaya yetmez.
TSH testinizin normal aralıklarda bulunması sadece tiroit bezinizin de normal miktarlarda tiroit hormonu ürettiğine işaret eder, bir başka deyişle normal TSH tiroit bezinin normal çalıştığının teyididir.
Yüksek çıkan bir TSH, yeterli hormon üretemeyen tembel bir tiroit bezinin varlığını, düşük düzeyde bir TSH ise dolaşımınızda çok fazla tiroit hormonu olduğunu düşündürmelidir.
HANGİ ÇAY, NE ZAMAN, NE KADAR?
Çayın her türlüsü sağlığa faydalı ama sağlık faydasına göre sıralama yapıldığında birinciliği yeşil çaya vermek lazım. Ayrıca yeşil çaylar arasında da sıralama farkı olabiliyor. Örneğin Japonların yeşil çayı (matcha) kateşin gücü bakımından Çinlilerin yeşil çayından daha zengin.
Siyah çay mayalandığı için içindeki yararlı polifenollerin yani kateşinlerin önemli bir bölümünü kaybediyor.
Oolong çayı ise yeşil çayla siyah çay arasında bir yerde duruyor! Zira bu çay “orta karar” bir mayalanma sonrasında kullanıma sunuluyor. Yeşil çayın kateşinlerinden maksimum düzeyde faydalanmak istiyorsanız onu yaklaşık 10 dakika süre ile demlemeyi unutmayın.
5 dakikadan daha az demlemelerin kateşin oranını azalttığını bir kenara not alın. Demlenmiş yeşil çayınızı da en fazla bir saat içinde tüketmeye bakın. Çünkü bu süre aşıldığında içindeki sağlığa yararlı polifenoller ile kateşinlerin çoğu kayboluyor.
Paylaş