Paylaş
Ve bu durum, başta şeker hastalığı, hipertansiyondan damar sertliğine, romatizmadan kansere birçok hastalığın da ana sebebi. Bu nedenle, fazla kilo ve obezite konusunda hepimizin uyanık olması gerekiyor. Çünkü ne bedenimiz ne ruhumuz aşırı yağlanmaya direnemiyor, yaş ellileri geçti mi isyan bayrağını çekiveriyor!
İKİ binli yılların başından beri gündemde olsa da, maalesef “kilo sorunu”nu ıskaladık ve beklenen oldu, “obezite” adlı nur topu gibi yeni bir sağlık sorunumuz dünyaya geldi. Her dört vatandaşımızdan biri ya fazla kilolu ya da şişman; okul çağı çocuklarının en yaygın sağlık sorunlarından biri kilo fazlalığı ya da obezite.
Sağlık Bakanlığımız gecikerek de olsa güzel bir kampanya başlattı. Özetle konu oldukça önemli, zira başta şeker hastalığı olmak üzere hipertansiyondan damar sertliğine, romatizmadan kansere birçok hastalığın da ana sebebi ve zaten bu nedenle de obeziteye “hastalıkların anası” deniyor.
Fazla kiloluluk ya da şişmanlığın yarattığı sorunlar sadece hastalıklar veya “hasta olmakla” da sınırlı değil, sorundan hayatın kalitesi de etkileniyor.
Taşıyacağınızdan daha fazla ağırsanız eğer fizyolojiniz de, psikolojiniz de yorulup bozuluyor. Örneğin, dizleriniz, beliniz ağrımaya başlıyor.
YARIN KELEBEK’TE
Kaslarınız güçsüz düşüyor. Merdiven çıkıp inmede, biraz daha hızlı yürümede zorlanabiliyorsunuz. Horlama ihtimalinizin artması, küçücük bir çabada kan ter içinde kalmanız, geceleri çamaşırlarınız sırılsıklam “ter içinde” uyanmanız, tatlı krizleri, sinirlilik, baş ağrıları ile uğraşmanız da “beklenen neticeler” haline geliyor.
Fazla kilolu diye kimseyi rahatsız etmeye ve hiçbir kimseyi “obez olduğu için” farklı bakışlarla süzmeye hakkımız olmasa da bu konuda hepimizin uyanık olması gerekiyor. Çünkü ne beden makinemiz, ne ruhsal örgütlenmemiz aşırı yağlanmaya direnemiyor. Özellikle yaş ellileri geçti mi isyan bayrağını çekiveriyor!
Ben ve Yaşasın Hayat Ekibi yarından itibaren Kelebek’te beş gün süre ile yeni bir diziyle huzurlarınızda olacağız! Dizinin adı “kış diyeti” ama biz “kilo sorununu” yeniden ve tüm yönleriyle tartışmaya açacağız. Uygulanabilir, her yerde, her zaman işinize yarayabilecek çözümler üretmeye çalışacağız. Yarın hepinizi ama öncelikle kilo sorunu olanları ve ailesinde kilo sorunu bulunanları, Kelebek’te bekliyoruz.
Vazgeçilmez 10 kural
1-Doğru alışveriş yapın. Daha alışverişe çıkarken nelerin size kilo aldırabileceği, hangi besinlerin daha sağlıklı ve düşük kalorili olduğu, hangi yiyeceklerin mutfağınıza girmesine izin vermeyeceğiniz aklınızda olsun.
2-Alışverişi abartmayın, azaltmanın yollarını arayın. Az alışveriş yapın ki mutfağınızdaki sabotajcılar az olsun.
3-Porsiyonları küçültün. Ne yerseniz yiyin daha küçük tabaklar kullanmaya daha küçük parçalar halinde servis etmeye çalışın.
4-Daha az yağ tüketin. Tercihiniz sadece zeytinyağı bile olsa bir yemek kaşığı zeytinyağının 100’den fazla kalori içerdiğini, fazla kilolara engel olmanın mümkün olduğu kadar daha az yağ tüketmek anlamına da geldiğini aklınızdan çıkarmayın.
5-Ayaküstü atıştırmalardan vazgeçin. Fast food ürünlerden, tatlılardan, meyve sularının her türlüsünden, kolalı ya da gazlı, şekerli içeceklerden uzak durun. Bardağınız sürekli suyla dolu olsun, bol ve sık tüketin.
6-Mutfakta fazla zaman geçirmeyin. Gözünüzün önünde çok fazla yiyecek bulundurmayın. Özellikle yüksek kalorili atıştırmalıkları çok fazla bulundurmayın.
Çeşitlendirin. Hangi diyeti ne kadar süre ile yaparsanız yapın en “medeni/sevimli/ılımlı” diyetler bir süre sonra size sıkıcı gelecektir, değişiklik yapmayı deneyin.
7-Farklı protein kaynakları (et, tavuk, balık, yoğurt, peynir), farklı sebzeler, bakliyat grubu besinler diyete uyumunuzu kolaylaştıracaktır.
8-Hareket edin. Bahane bulmayı bir yana bırakın, “eve yorgun dönüyorum, işe çok erken gidiyorum, nefes alacak bile zaman bulamıyorum” gibi bahanelerle kendinizi kandırmaktan vazgeçin, mutlaka ama mutlaka fiziksel olarak daha aktif biri olun, daha çok hareket edin.
9-Yavaş yiyin. Hızlı yemek gereğinden çok kalori yüklenmeye yol açan önemli bir sorun. Lokmaları yavaş yavaş ve iyice çiğnemeyi alışkanlık haline getirmek ise vazgeçilmez bir kuraldır.
10-Sorunun nedenini öğrenin. Kilo artışına sebep olan tıbbi sorun çözülmedikçe, diyetlerle verilen kilolar kısa bir süre sonra yeniden ve fazlasıyla geri alınıyor. Bu nedenle çözümü sadece “diyet yapmakta” görmeyin, kilo sorununa eşlik edebilecek sağlık probleminin araştırılmasını isteyin.
Kimler kolay kilo alır
ŞİŞMANLIK genetik ve çevresel etkileşimleri olan, yalnızca irade yetersizliği ile açıklanamayacak kadar ciddi, oldukça karmaşık ve kronik bir hastalıktır. Çoğu zaman hormonal ve metabolik, bazen de psikolojik sebepleri vardır. Hastalığın kalbi, solunum sistemini, kas, kemik ve eklemleri, deriyi, böbreği, karaciğeri, hormonal sistemi ve psikolojiyi derinden etkilediği unutulmamalıdır.
BEL ÇEVRESİNE DİKKAT
Kadınlar erkeklerden, yaşlılar gençlerden, çok yiyenler ve düzensiz beslenenler az yiyip dengeli beslenenlerden, tembeller aktif kişilerden, evliler bekârlardan, çok doğuranlar az doğuranlardan, eğitim seviyesi düşük olanlar yüksek olanlardan, şehirliler kasabalılardan, varoşlarda yaşayanlar şehir merkezinde yaşayanlardan, yoksullar varlıklılardan daha hızlı kilo alma eğilimindedir. Kilo sorunu veya şişmanlığın en tehlikeli olduğu durum ise bel çevresi genişlemesi ve göbeklenmeyle beraber olduğu haldir. Bu kişilerde şeker hastalığı, hipertansiyon, damar sertliği ve neticede kalp krizi –felç geçirme ihtimali beklenenden çok daha sık ve yüksektir. Bel çevresi genişlemesi ve göbeklenmeyle birlikte olan kilo artışı gut hastalığına, safra kesesi taşlarına, karaciğer yetmezliğine, reflü problemine, eklem zedelenmelerine de zemin hazırlamaktadır.
5 BÜYÜK DİYET GÜNAHI
1. Aç kalmak tehlikelidir:
En sık yapılan diyet yanlışı aç kalarak kilo vermeye çalışmaktır. Aç kalarak, ölüm oruçlarına girip aç susuz gezerek, detoks kamplarında sebze sularına talim ederek veya popüler diyetlerin cazibesine kapılıp öğün atlayarak kilo vermeyi düşünmeyin.
2. Laksatifle zayıflanmaz:
Bağırsakları hızla boşaltan, su kaybı yaparak sizi “kilo kaybettiğiniz” düşüncesiyle aldatan bağırsak yumuşatıcıları, yani laksatifleri “mesela form çayları, formül çayları, sinameki çayları ve haplarını” kilo vermek amacıyla kullanmayın, bunların su ve elektrolit kaybı yaparak sağlığınızı bozabileceğini aklınızdan çıkarmayın.
3. İdrar söktürücüler yağ eritmez:
İdrar söktürücüleri kullanarak kaybedeceğiniz ağırlık da yalnızca su kaybıyla ilişkilidir. Aşırı ve gereksiz su kaybı beraberinde faydalı mineral ve vitaminleri de götüreceğinden önce böbrekleriniz, sonra sağlığınız için tehdit oluşturacaktır.
4. Otla-çöple kilo verilmez:
Açaiberry özü, lahana kapsülü, biber hapı, afrika mangosu yosun tozu ya da bir başka “ot-çöp olması” fark etmez, kilo verdirdiği söylenen “bitkisel” ürünlerin çoğu palavradır, bu bitkilerin hiçbirinin etkinliği kanıtlanmamıştır. Dahası bu ot-çöp karışımlarının içine karıştırılan zararlı kimyasallar karaciğer ve böbreklerinizin en büyük düşmanlarıdır.
5. Reçeteli zayıflama haplarına güvenilmez:
Şimdiye kadar üretilen reçeteli zayıflama haplarının da tamamı sağlığı zarar verdikleri için yasaklanmıştır. Kim önerirse önersin –diyetisyen doktor fark etmez- bu haplardan lütfen uzak durun!
Paylaş