Paylaş
Bunların çoğunu yiyip içtiklerimizle yani beslenerek kazanmaya çalışıyoruz. Eğer sağlıklı, dengeli ve iyi beslenen biriysek birkaç istisna dışında bu maddelerin neredeyse tamamını vücudumuza kazandırabiliyoruz.
Bu tür yaşamsal maddelerin hepsi sadece yiyip içeceklerle de kazanılamayabiliyor. Mesela D vitamini bunlardan biri. Onu kazanmanın yolu yemekten içmekten değil, bedeninizi güneşle buluşturmaktan geçiyor. Eğer düzenli ve dengeli beslenen, beslenmede yeterlilik ve çeşitlilik prensiplerine uyan biriyseniz ve doğal besinler kullanmaya özen gösterip doğayla iç içe kalabiliyorsanız birkaç önemli istisna dışında özel bir vitamin mineral desteğine ihtiyacınız kalmaz.
YİYECEKLER VİTAMİN FAKİRİ
Ama yine de kendinizi enerjisiz, yorgun, halsiz hissettiğiniz zamanlarda takviyelerden belirli bir zaman dilimi içinde, makul miktarlarda istifade etmenizde de hiçbir sakınca söz konusu olmaz.
Diğer taraftan son yıllarda yiyip içtiklerimizin çoğunun olması gerekenden daha az vitamin, mineral, antioksidan ve benzeri madde içerdiklerini de biliyoruz. Yani yiyip içtiklerimiz de tıpkı bizim gibi eskisi kadar güçlü, kuvvetli şeyler değil.
Ne sebzelerde eskisi kadar vitamin, ne bakliyatta eskisi kadar mineral, ne kuruyemişlerde eskisi kadar faydalı yağ asidi, ne ette, balıkta, yumurtada eskisi kadar omega-3, ne de meyvelerde eskisi kadar antioksidan güç var!
Ayrıca yiyip içtiklerimizin çoğu maalesef eskisi gibi doğal da değil. Sentetik, plastik yiyeceklerle besleniyoruz. Genelde sütler eski süt, yoğurtlar eski yoğurtlar olmaktan çok ama çok uzak. Yani doğal değil pek çoğu. Doğal olanların da içi dışı hormonlar, antibiyotikler, tarım kimyasallarıyla tıka basa dolu. Keyifle içtiğimiz meyve sularının içinde sağlığa zararlı şekerden başka bir şey yok!
Yedikçe zevkten dört köşe olduğumuz şekerli, unlu, yağlı atıştırmalıkların birer kalori bombası olmalarından başka anlamları da söz konusu değil.
BOŞ VE TOKSİK BESİNLER
Kısacası yiyip içiyoruz belki ama çoğu ya “içi boş” ya da “toksik” yani “sağlığımız için tehlikeli şeyler içeren” besinler. Bunların bir taraftan vitamin, mineral, antioksidan ve benzeri doğal maddeler yönünden eksikliklerini kapatmak, diğer taraftan içindeki zararlı maddelere karşı vücudunuzu güçlü kılmak için takviye almakta fayda var diye düşünenler pek de haksız sayılmazlar. Bu dizide işte bu önemli konu hakkında bilinenleri özetlemeye çalışacak, kimlerin, ne zaman, hangi takviyelerini almalarının faydalı olabileceği konularına açıklık getireceğiz. Eğer yarını beklemek istemiyorsanız yandaki liste bugünden de işinize yarayabilir!
- Besin takviyeleri ne işe yarıyor?
- Kim ne zaman kullanmalı?
- C vitamini nezleyi önler mi?
- D vitamini kanseri engeller mi?
- Kalsiyum takviyesi kemiği destekler mi?
- Omega-3 kapsülleri belleği güçlendirir mi?
- Folik asit ne işe yarıyor?
- Demir neden dikkatli alınmalı?
- Çinko takviyesi işe yarıyor mu?
- Tarçın desteği şekere faydalı mı?
- Krom iştahı azaltır mı?
Kimler takviye almalı?
- Bebekler D vitamini ve bazen demir takviyeleri
- Vejetaryenler kalsiyum, demir, çinko, B12 ve D vitamini takviyeleri
- Menopoz dönemine girmiş kadınlar kalsiyum ve D vitamini takviyeleri
- Hamileler omega-3, vitamin ve mineral takviyeleri
- Emziren kadınlar ekstra kalsiyum ve omega-3 takviyeleri
- 60 yaşını geçenler D vitamini ve çoklu vitamin-mineral takviyeleri
Takviyede fayda olabilir
Bu doğal maddelerin bazılarının biraz daha düzenli kazanılmaları durumunda başka marifetlerinin de olabileceğini gösteren deliller söz konusu. Örneğin folik asit desteğinin kolon kanseri ve meme kanseri, hatta damar sertliği ve kemik erimesi riskini azaltmaya yardımcı olabileceğine dair bulgular var.
B12 vitamini takviyesinin yorgunlukla, unutkanlıkla, konsantrasyon eksikliğiyle savaşmada işimize yarayacağını gösteren çok sayıda çalışma var. Menopoz çağına giren kadınlara kalsiyum takviyesi başlamanın, bebeklere, özellikle anne sütü ile beslenmiyorlarsa demir, D vitamini takviyesinin işe yarayabileceğini de biliyoruz.
Dahası genel yetişkin grubunda vitamin-mineral desteklerinin, özellikle yeterince meyve sebze yemeyenler için faydalı olabileceğini de öğrendik.
Kısacası adlarına kısaca besin takviyesi dediğimiz bu desteklerin akılcı ve bilinçli kullanılmaları halinde işe yarayabilecekleri düşünülüyor. Önemli olanın bunları doğru zamanlarda, doğru miktar ve sürelerde bedene kazandırmak olduğu anlaşılıyor.
Paylaş