Paylaş
Klinikte karşılaştığımız sorular, çeşitli kaynaklardan derlediğimiz araştırma sonuçları, deneyimlerimiz ve günlük gözlemlerimize dayanan çıkarımlarına kulak vermenizi öneririm. Hepsi uyması da uygulaması da kolay ipuçları…
Günde üç-dört bardak yeşil çay, içerdiği polifenoller sayesinde yağların karın çevrenizde birikmesine engel olur.
Yemekten sonra canınız tatlı mı istedi? Tercihen taze nane ile bir bitki çayı hazırlayın. Evde nane yoksa dişlerinizi fırçalayın.
Bacaklarınızda portakal kabuğu görünümü mü oluştu? Bol su, az kahve, yeterince az yağlı protein kaynakları (hindi, balık, yarım yağlı süt ürünleri), çok sebze ve narenciye tüketin. Polifenoller ve C vitamini kan damarlarının direncini artırır. Ve tabii ki yürüyün!
Acı biberdeki kapsaisin adlı madde ağız yakmakla kalmaz, kalori de yakar. Yemeklerinize eklemekten geri kalmayın.
“Tatlı krizi”ne bir çözüm: Günde 20 g bitter çikolata işinizi görür mü? Nasıl olsa tabu olmaktan çıktı!
Öğleden sonra beliren açlık nöbetlerini 8-10 adet çiğ bademle savuşturabilirsiniz.
Bazı çalışmalarda her dört saatte bir 20 g protein tüketmenin sürekli tokluk hissini koruduğu öne sürülüyor.
Canınız bisküvi, şekerleme çektiğinde tarçın, bergamot, fesleğen aromalı oda kokuları kullanıp derin derin içinize çekin.
Abartılı bir akşam yemeğinden sonraki 3 sabah kahvaltıda bir porsiyon protein ve bir sıcak içecekle yetinin.
Az yağlı etleri çiğneyip yutmak kolay değildir. 200 g rendelenmiş kabak ve 200 g kaynar suda 3 dakika tutulup yumuşatılmış soğanı, bir çorba kaşığı yoğurt ve az tuz, karabiber ile robottan geçirip elde ettiğiniz güzel bir püre tüketebilirsiniz.
Yürüyüş yaparken müzik dinleyin. Ritmi hızınızı dengelemenize yarar.
Yemeklerden sonra 15-20 dakika tempolu yürümek aldığınız kalorinin yüzde 20’sini harcamanızı sağlayabilir.
İşyerinizde yürüyüş ayakkabısı bulundurun. Yakaladığınız her fırsatta 20-25 dakika tempolu yürüyün.
Serin sulara dalın. Yüzmeye gidin. Gidemiyorsanız banyonuzu serin bir duşla sonlandırın. Vücudunuz soğuk ortama uyum sağlarken epeyce kalori yakar.
Uykunuzu alın. Az uyuyanlarda, tokluk hissini sağlayan leptin hormonunun daha az salgılandığı biliniyor.
Markette etiketleri okuyun. Bir araştırmada etiket okuyan kadınların okumayanlardan ortalama 4 kg daha ince olduğu saptanmış. Tükettiği gıda maddesi hakkında bilgi sahibi olmak önemlidir.
Amerikalı araştırmacılara göre tencereyi sofraya getirmeyip tabağınızı mutfakta doldurmanız yüzde 20 daha az kalori almanızı sağlıyormuş.
Tabağınızdakileri altı parçaya bölün. Her parçanın bitiminde açlığınızın ne durumda olduğunu kendinize sorun. Azalıyorsa bir sonraki parçada duraklayıp tekrar sorun ve kendinizi doymuş hissediyorsanız bırakın.
Yemekten önce kokteyl önerisini bir bardak domates suyu ile geçiştirin.
İçki kadehinizin yanına bir kadeh de su koyun. Su kadehinizi sık sık kullanın, içki kadehinizi ise arada bir.
ÇORBAYLA BAŞLAYIN
Kahvaltı sofranızdan şekeri olabildiğince uzaklaştırın.
Maydanoz, dereotu, nane, kekik, fesleğen ve diğerleri... Hem lezzet, hem vitamin ve mineral desteği hem de istenmeyen sıvı birikimlerinden kurtulmanızı sağlayacak baharatlı bitkiler... Bol bol kullanın.
Soğan ve sarmısaktan ağız ve nefes kokusu nedeniyle uzak duruyoruz. Soğanın sıvı atılımını artırması, sarmısağın bağışıklığa destek olması, her ikisinin antioksidan özellikleri düşünüldüğünde bu konfor bozan duruma diş fırçalayarak, karanfil çiğneyerek çözüm üretmek kolay olsa gerek.
5-10 adet çam fıstığı içerdiği kolesistokinin adlı hormonun iştahı frenleyici özelliği sayesinde açlık atağınızı durdurabilir. Ara öğün seçeneği olabilir.
Bir kahve kaşığı sirkenin tokluk kan şekerini yüzde 30 düşürdüğü öne sürülüyor. İçerdiği asetik asit sindirimi yavaşlatıyor. Salatalarınızda sirke kullanın.
Yemeğe çorba (sebze içerikli, sossuz) ile başlamak yüzde 20 daha az kalori almanızı sağlayabilir.
Dolu bir tabak açken görmek istediğimiz en güzel manzaradır. Etin yanına buharda pişmiş rengârenk sebzeler, kısırın içinde demet demet maydanoz, “çok yerken az kalori” aldırır.
“Dişe gelir” oranda pişmiş, kurutulmuş makarnalar, iyi bir karbonhidrat kaynağıdır. Diyetisyeninizden listenize eklemesini isteyin.
Lifli beslenin. Hem suda erimeyen (tokluk hissi yaratan, barsakları çalıştıran) hem de suda eriyen (yağların emilimini geciktiren, kolesterol ve trigliseridi düşüren) liflerden günde ortalama 30 g tüketin.
C vitamini ve alfalipoik asit zengini brokoliye sofralarınızda büyük bir yer açın.
Paylaş