Paylaş
Sıcak havaların, özellikle de güneşle kontrolsüz buluşmaların yaratabileceği bazı sağlık sorunları var ve bir bölümü hayatı tehdit edici olabiliyor. İşte bu nedenle Dr. Evren Altınel’in hazırladığı aşağıda yer alan yazıyı dikkatle okumanızı öneriyorum.
Belki uyarıları yeterince ciddiye almadınız, belki uykusuz ya da yorgundunuz, güneşin altında uyuyakaldınız. Belki hava bulutlu diyerek aldanıp (kapalı havalarda da dağda, bayırda da güneş ışınları aynı etkileri yapar) “ıstakoz gibi” kızardınız. Bu durumda ne yapmalısınız?
1- Güneş yanıkları ve güneş çarpmaları hafiften ciddiye farklı derecelerde olabiliyor. Söz gelimi, kızarmış ve ertesi gün gerginliğini hissettiren bir cilt hafif bir güneş yanığıdır. Genellikle “güneş sonrası” kremlerle yanık hissi giderilebilir. Su tüketimini artırmak ve cilde kaybettiği suyu geri vermek gerilmelere karşı yararlı olur. Eskilerin yoğurt sürme alışkanlığının da pek yabana atılacak bir önlem olmadığını, yoğurdun proteininin cildi onardığını, laktik asidinin yumuşattığını ve suyunun da kuruluğunu giderdiğini belirtelim.
2- Parlak, kırmızı bir cilt, deniz suyuna oranla biraz daha sıcak olan duş suyunun bile yaktığından yakınma, giysilerin acı vermesi hafif-orta düzeyde güneş yanığının habercileridir. Akşam herkes ince yazlık giysileri ile otururken siz bir şal ya da hırka arıyorsanız belki biraz ateşiniz de yükseliyor olabilir. Bu durum vücudunuzun susuz kaldığının (dehidratasyon) belirtisidir. Soğuğa yakın ılık bir duş almanız, cildinizi nemlendirecek kremler kullanmanız ve bol bol su içmeniz alacağınız ilk önlemlerdir. Belki parasetamol içeren bir ateş düşürücü-ağrı kesici de gerekebilir. Alkol kullanmamanız iyi olur. Çünkü vücudunuzu daha da susuz bırakırsınız.
3- Güneşlenmeden yaklaşık 6-8 saat sonra mor-kırmızı renkte parlak ve gergin bir cilt, ağrı (hatta zonklayıcı tarzda ağrı) daha ciddi bir yanıkla karşı karşıya olduğunuzu söyler. Bolca sıvı almak daha da önem kazanır. Parasetamol iyi gelebilir. Balonlar oluşabilir. Patlatmamak ve steril koşullarda pansuman yaptırmak için bir sağlık kuruluşuna başvurmak yararlı olabilir. Eğer ateş devam ediyorsa, balonlar daha da büyüyorsa ve pansuman koşulları sağlanamıyorsa hastaneye gitmek gerekebilir.
4- Baş ağrısı, mide bulantısı ve hatta kusma, şiddetli titremelerle yükselen ateş, bilinç bulanıklığına varan genel durum bozulması var ise çok ciddi bir güneş çarpması söz konusudur. Zaman yitirmeden bir hastaneye başvurmak yapılacak en doğru yaklaşımdır.
BİR BİLGİ
Sivrisinek taarruzuna karşı
Sivrisinekler avını kokusundan tanır! Nefes ve tenden yayılan karbondioksiti 30 metre öteden algılama becerisine sahiptir. Hele terleyen, yağlı cildi olan üzerinde bol bol bakteriler yaşayan bir ciltse hiç kaçış yoktur!
İşte “Beni sivrisinekler çok sever” diyenlerin durumu budur. Avını bulduğunda güzel bir toplardamar seçip iğnesini sokar. Salyasındaki yabancı maddeler vücudumuza zerk olunca bağışıklık sistemimiz alarma geçip histamin salgılar ve kaşıntı başlar. Bu arada sivrisineklerin sadece dişilerinin soktuğunu da anımsatalım!
Sivrisinek sokmasını önlemek hayli zor olsa da bazı önlemler işe yarayabilir. Cilt hijyenine özen göstermek, olabildiğince uzun ve açık renkli giysiler seçmek (koyu renkler daha çok ısı aktarır), nem oranı yüksek yerlerden uzak durmak (yumurtlama yeri olarak tercih ettiklerinden daha kalabalık olurlar), vantilatör kullanmak (hava akımıyla mücadelede zorlanırlar) ve özellikle akşama doğru taarruza geçtiklerinden güneş batarken korunma tedbirlerini artırmak faydalı çabalardır.
Bütün çabalarınıza rağmen sivrisinek kurbanı olduysanız ısırık yerini bol sabunlu su ile yıkayın. Karbonatlı su (3/4 karbonat ve ¼ su) emdirilmiş havlu ile pansuman yapın. Kaşıntıya soğuk değil tam tersine sıcak uygulamanın iyi geldiğini belirtelim. Isırık yerini 15 saniye süreyle kaynar suya batırılmış havlu ile sararsanız ya da kahve fincanınız ya da çay bardağınıza veya yanmakta olan lambaya yakın tutarsanız ne kadar etkili olacağını görebilirsiniz. Antihistaminik içeren jel ya da kremler faydalı olabilir. Kortizonlu pomadlar her zaman en etkili kızarıklık, şişlik ve kaşıntı gidericidir. Ciddi bir kızarıklık ve şişlik söz konusu olduğunda sabah-akşam kullanılabilir.
BİR ÖNERİ
Sıcak uykuyu bozuyor
Hava sıcaklıklarındaki artma sadece gündüz saatlerinde değil geceleri de yaşam kalitenizi düşürebilir. Aşırı sıcak uyku bölünmelerine neden olabilir. Eğer sıcağa bağlı uyku sorunlarıyla daha az karşılaşmak istiyorsanız aşağıdaki önerilerden yararlanabilirsiniz.
* Akşam yemeğini hafifletin.
* Akşam saatlerinde alkol kullanmamaya çalışın.
* Su içmeyi ve sulu şeyler yemeği unutmayın ama yatmadan iki saat önce sıvı alımını azaltın.
* Odanızı havalandırmaya çalışın. Bunu mümkünse soğutma cihazları kullanmadan yapın.
* Klimayı önceden 22-24 dereceye ayarlayıp yatak odanızı serinletin. Yatarken klimayı kapatın.
BİR UYARI
Klima çarpmasına dikkat
Klimanın karşısına geçip üflediği serin havayla ferahlamak kulağa hoş geliyor. Ama doğru değil! Hele çok terlemiş olarak gelip oturduysanız.
Terinizin üzerinizde hızla soğuması boynunuzun tutulmasına, sırt kaslarınızın gerilip kasılmasına, başınızı çevirme güçlüğüne ve nefes alırken göğsünüzde bıçak batar gibi ağrılara neden olabilir. Buna kısaca “klima çarpması” diyoruz. Klimayı çok düşük değerlere ayarlamak sağlık için doğru değil. İdeali, ısının 22-24 derece arasında, nispi nemin de yüzde 40-50 arasında olacak şekilde ayarlanmasıdır. Havanın doğrudan vücudunuza gelmemesi için klimaların kanatlarını da uygun pozisyona getirebilirsiniz.
Klimaların üst solunum yolu enfeksiyonlarını ve akciğer iltihaplanmalarını da kolaylaştırmaları mümkün. Özellikle bir tür zatürree var ki klimalarla salgın şeklinde yayılabiliyor. “Legionella Pnömonisi” olarak bilinen bu hastalık havalandırma sistemleriyle müthiş bir hızla yayılabiliyor.
DİKKAT
Besin zehirlenmeleri artıyor
Sıcak yaz günlerinde besin zehirlenmeleri olasılığı da yükseliyor. Bunun nedeni, besinlerin sağlıksız koşullarda hazırlanması ve saklanmasıdır. Sıcak ortamda besinlerde mikropların üremesi kolaylaşıyor. Mikroplar ve onların toksinleriyle kirlenmiş yiyecekler bazen oldukça ağır seyredebilen besin zehirlenmelerine neden oluyor. Besin zehirlenmesinin başlıca belirtileri: Bulantı, kusma, karın ağrısı ve ateştir. Bazı durumlarda ishal de ortaya çıkabiliyor. Besin zehirlenmesi açısından en riskli yiyecekler, soğuk tüketilen ve üzerine krema, mayonez gibi soslar eklenen besinlerdir. Süt ve süt ürünlerinde, tavuk eti içeren besinlerde bu risk yükseliyor. Özellikle sağlıksız koşullarda hazırlanmış ve saklanmış dondurmaların ve sıcakta bekletilmiş tavuk sövüşlerin besin zehirlenmesi açısından daha riskli olduğunu hatırlatalım. Temiz sudan üretilmemiş ve hijyen koşullarına uyarak servis edilmemiş buzların da besin zehirlenmesi olasılığını yükselttiğini bilmekte fayda var.
Paylaş