Guatr korkutmasın

Boynunuzun ön kısmında yer alan ve metabolizmanızın en önemli oyuncuları tiroid hormonları üreten tiroid bezinin büyümesi ‘‘Guatr’’ olarak bilinir. Pek çok guatr hastasında tiroid bezindeki büyümeye, ‘‘Tiroid Nodülü’’ olarak bilinen yumrular-şişlikler eşlik eder. Guatr ve tiroid nodülleri ülkemizde çok sık karşılaşılan sağlık sorunlarıdır.

Tiroid bezi, Triiyodotironin (t3) ve Tetraiyodotironin (T4) hormonlarını üreten hayati bir organ. Ama yaşınız ilerledikçe boyundaki bu bez büyür ve ‘‘tiroid nodülü’’ dediğimiz şişlikleri oluşturma ihtimali artar. Kadınsanız bu olasılık daha da fazladır. Guatrın yaygın (endemik), yani toplumun oldukça büyük bir kısmında saptandığı ülkemizde, iyot eksikliği ile yapılan mücadele önümüzdeki yıllarda bu sorunun oldukça azalacağının müjdecisidir.

Tiroid nodülü tanısı korkutucudur. Oysa tüm nodüllerin ancak yüzde 5 kadarı kanserlidir. Nodüllerin büyük bir çoğunluğu kanserle ilişkisiz ve iyi huyludur. Bu şişlikler değişik büyüklüklerde olabileceği gibi (bazı nodüller portakal iriliğine kadar ulaşabilir), sayılarının ve yerleşim yerlerinin çok önemli farklılıklar gösterebileceği de bilinmektedir. İyot eksikliğine bağlı guatr sorunu, geçmişinde Haşimato Tiroiditi tanısı, ailesinde iyi huylu tiroid nodülü öyküsü olanlarda, tiroid nodüllerinin gelişmesi olasılığı daha yüksektir. Nodüllerin az bir kısmı tiroid bezindeki değişik kanserlerden, büyük bir kısmı ise tiroid bezi içindeki kanamalardan, bez içi sıvı birikimlerinden (kistik nodül), normal (normoaktif nodül) veya aşırı miktarda (hiperaktif nodül) tiroid hormonu üreten doğal tiroid dokularından kaynaklanabilir.

KOLAY GÖZDEN KAÇAR

Tiroid nodülleri çoğu kez belirti vermez. Fazlaca büyüyüp komşu orgalar olan solunum yolu ve yemek borusuna baskı yapmadıkça çoğu kez fark edilmezler. Fazlaca büyüyen nodüller ses kısıklığı, öksürük, yutma güçlüğü gibi belirtilerden oluşturur. Bazı nodülleri ise hastalar, şişlik ve kitle duygusu hissederek kendileri fark ederler. Eğer nodül birdenbire büyür, boyun ve çevre bölgesinde ağrı oluşturursa muhtemelen nodül içine bir kanama sözkonusudur. Fazla miktarda hormon üreten nodüller ise ‘‘Hipertiroidi’’ belirtilerine yol açarlar. Bu durumda çarpıntı, kilo kaybı, ellerde titreme, sinirlilik, sıcağa tahammülsüzlük gibi belirtiler ortaya çıkacaktır. Siz yine de nodüllerin genellikle sessiz kaldığını ve herhangi bir belirti oluşturmadığını aklınızda tutun. Tiroid nodülleri çoğu kez boyun bölgesinin başka amaçla yapılan muayeneleri ve radyolojik-ultranosografik incelemeleri esnasında tesadüfen belirlenmektedir. Tiroid nodülü tanısı alınca fazlaca telaşlanmamalısınız.

NE YAPMALISINIZ

Yapacağınız ilk şey, konunun uzmanı bir hekimden (endokrinolog veya iç hastalıkları uzmanı) yardım istemektir. Doktorunuz muayenenizi takiben gerekli kan tetkiklerini (t3, T4, TSH ve diğerleri), tiroid ultrasonografisi ve radyoaktif tiroid taramalarını yaptırmanızı isteyecektir. Gerekli görüyorsa, nodülden veya nodüllerden ince iğne Aspirasyon Biyopsi'si yapacak ve tanıyı kesinleştirecektir. Kesin teşhis için kuşkulu her nodüle biyopsi yapılmalı ve sonuç bir patoloji uzmanınca teyit edilmelidir. Tiroid biyopsisi ucuz, kolay ve tehlikesi son derece sınırlı bir tanı yöntemidir. Biyopsi sonrasında patolog, kanserli olmayan iyi huylu hücrelerin mevcudiyetine karar verdiğinde nodüller sadece izlenmeye alınabilir. Bazı nodüllerde ise doktorunuz tiroid bezinizin yeni nodüller üretmemesi için tiroid hormonları kullanarak bezinizi baskılamaya karar verebilir. İyi huylu bir nodül izlenirken beklenenden hızlı bir büyüme gösterirse doktorunuz biyopsiyi tekrarlamak isteyecektir. Biyopsi sonrasında tiroid kanseri kuşkusu kesin olarak giderilemediğinden tiroid bezinin bir kısmının nodül ile birlikte alınmasına karar verilebilir. Eğer biyopsi kötü huylu hücrelerin varlığını gösteriyorsa, cerrahi tedavi ve bazen de radyoaktif iyot tedavisinden yararlanılacaktır. Doktorunuzun tedavinize ilişkin önerilerine eksiksiz uymalısınız.

Gelecekteki riskleri azaltmak için

Yaşamınızın geleceğine ilişkin risklerinizi azaltmak için şu noktalara dikkat etmekte fayda var:

Kan basıncınızı dikkatle izleyin: Kan basıncı yüksekliği sorununuz varsa, mutlaka bir doktorla işbirliği yapın. Doktorunuzun önerilerini eksiksiz uygulayın.

İdeal kilonuzu koruyun: Mümkünse her zaman ideal kilonuza yakın değerlerde kalmaya, Beden Kitle İndeksinizi 21-23 kg/m2 civarında tutmaya, bel çevrenizi erkekseniz 100 cm, kadınsanız 85 cm.'nin altına indirmeye özen gösterin.

Kolesterol yüksekliğini önemseyin: Özellikle ailenizde erken yaşlarda kalp krizi, inme, şeker hastalığı, hipertansiyon ve gut hastalığına ilişkin sorunlar varsa, kolesterol ve trigliserit seviyelerinizi belirli aralıklarla kontrol ettirin. HDL (faydalı) kolesterolünüzü erkekseniz 45 mg/dl'nin, kadınsanız 55 mg/dl'nin üzerinde tutmaya, LDL (zararlı) kolesterolünüzü 130 mg/dl'nin altına indirmeye gayret edin.

Çevre kirlenmesinin bizi ve gelecek nesilleri bekleyen en önemli tehdit olduğunu unutmayın: Su kaynaklarını kirletmemeye, tüketmemeye özen gösterin. Temiz ve güvenli su kullanın. Hava kirliliği ve endüstriyel kirlenmenin karşısında duyarlı ve mücadeleci olun.
Yazarın Tüm Yazıları