Paylaş
Aşırı kilo-obezite probleminden bu kadar söz edilirken ‘yetersiz beslenme’ konusu birçoğumuza çok uzak bir kaygı olarak görünebilir. Ne var ki araştırmalar bize aşırı yiyip içmekle yetersiz beslenme sorunlarının iç içe olabileceklerini de hatırlatıyor. Özellikle bizim gibi hızla şehirleşen toplumlarda ‘gizli beslenme yetersizliği’ ve bu durumun yol açtığı sağlık problemleriyle beklenenden daha sık karşılaşılıyor. İşte onlardan bazıları…
Bazı vitamin, mineral ya da aminoasit veya elzem yağ asitlerini vücudumuza yeteri kadar kazandıramadığımız zaman ne kadar çok yeseniz de ‘boş şeyler’ yediğinizden yetersiz beslenir, daha sık hasta olursunuz. Örneğin, yeteri kadar iyot almadığınızda guatr, demir almadığınızda demir eksikliği kansızlığı, B12 vitamini kazanamadığınızda kansızlık, unutkanlık, sinir sistemi hasarı, yorgunluk sorunlarıyla daha sık karşılaşırsınız. Eğer çocuklarınıza kafi miktarda çinko kazandıramıyorsanız bağışıklık sistemleri çok zayıf kalır. Proteinden, elzem aminoasitlerden fakir beslenen çocuklar ve büyüklerde bağışıklık sistemi zayıf düşer. Diş çürüklerinin, aşırı kilolu olmanın, karaciğer yağlanmasının, kemik erimesinin, gut hastalığı, şeker hastalığı ve benzeri sorunların da beslenme eksiklikleriyle de ilişkisi olabilir. A vitamini yetersizliği görmeyi, C vitamini eksikliği bağışıklık gücünü, folik asit eksikliği kansere yakalanma olasılığını olumsuz yönde etkileyebilir. Omega-3 ve omega-6 yağlarını sadece besinlerle kazanabiliyoruz. Bunlardan yoksun kaldığımızda cilt sorunları, hormonal problemler, bellek problemleri, psikolojik değişimler, hızlanmış damar yaşlanması ve daha pek çok problem ortaya çıkabilir. Kısacası ne kadar yediğiniz kadar ne yediğiniz, ne çeşitlilikte beslendiğiniz de çok önemli noktalar.
Vitamin eksikliğinde neler oluyor
KESİP SAKLAYIN
A Vitamini: Görme problemleri, cilt kuruluğu
B1 Vitamini (thiamin): Yorgunluk, depresyon, kramp, zihinsel fonksiyonlarda azalma
B2 Vitamini (riboflavin): Ağız ve dil yaraları, yorgunluk, depresyon, katarakt
B3 Vitamini (niacin): Dermatit (el ve yüz), iştah azalması, güçsüzlük, demans, anksiyete
B6 Vitamini: Güçsüzlük, iştah azalması, dermatit, kalp hastalığı, böbrek taş oluşumu, karpal tünel sendromu, depresyon
Folat: Kansızlık, mizaç bozukluğu, sindirim sorunları (gebelikteki eksikliği: bebekte sinir sistemi defekti)
B12 Vitamini: Kansızlık, bilinç bulanıklığı, bellek zayıflaması, depresyon
Biotin: Saç dökülmesi, dermatit, kansızlık, kas ağrıları, iştah azalması, depresyon
C Vitamini: Diş eti kanamaları, kolayca çürüme, cilt kuruluğu
D Vitamini: Çocuklarda raşitizm, erişkinlerde kemik ağrıları, kas zafiyeti, osteoporoz, artrit ve kanser üremesinde artma
E Vitamini: Çocuklarda kansızlık, su tutulumu, erişkinlerde denge bozukluğu, uyuşukluk, kansızlık
K Vitamini: Kolay kanama, morarma, pıhtılaşma sürecinde uzama
NE YAPMALI
Anlatmak istediğim şey şu: Özellikle çocuk doğurmayı düşünen ya da çocuk büyüten annelerin ama genelde gençler ve yetişkinlerin, öğretmen ve okul yöneticilerinin ‘yetersiz beslenme’ konusunda bilgili ve uyanık olmaları lazım. Yiyecek deyince sosis, sucuk, hamburger, tavuk kanadı, döner, pizza; atıştırmalık denince bisküvi, cips, gofret; içecek denince de gazoz, kola, boyalı meyve sularını düşünen bir nesil geliyor ve ‘gizli beslenme yetersizliği’ sorunu en çok da bu nesli yani çocuk ve gençlerimizi tehdit ediyor. İçi boş, kalorisi yüksek, tadı hoş ama yapısı bozuk ve toksik besinler en çok da onları hasta ediyor. Doktorların ve (neredeyse sadece zayıflama listeleri yapar hale gelen) beslenme uzmanlarının işte bu nedenle ‘hastalıklar ve beslenme tarzımız’ ilişkisine daha çok özen göstermeleri çocuk ve gençlerin besin seçimleri konusuna daha çok önem vermeleri gerekiyor. Özellikle onlar için beslenme her şey değilse bile çok önemli bir şey.
Paylaş