Paylaş
Oysa araştırma, kilo sorunu olan kadınları göbek ve kalçadan şişmanlama yönünden karşılaştırıyordu. Araştırmanın sonuçları geniş kalçalı olmanın göbek bağlamaktan daha az zararlı bir kilo alma biçimi olduğunu söylüyor ki bu yeni bir bilgi de değil. Kalça bölgesinde yağ biriktirmek göbeklenmekten daha iyi!
Fazla yağların biriktiği iki temel bölge var: Kalça/uyluk bölgesi ve karın/gövde bölgesi. Bu iki birikim tipinin nedenleri de, sonuçları da oldukça farklı. ılkine armut tipi, ikincisine elma tipi şişmanlama deniyor. Armut tipi yağlanmanın elma tipi yağlanmadan daha az metabolik-hormonal soruna yol açtığı biliniyor. Nedeni şu...
Kilo sorunu ve obezitenin yol açtığı kabaca dört temel problem var. Birincisi ruhsal problemlerdir. Kilo sorununuz varsa bundan psikolojik olarak -az veya çok- mutlaka etkileniyorsunuz. Yani ister armut, ister elma tipi şişmanlayın, en azından moraliniz bozuluyor.
ıkincisi kozmetik problemlerdir. Kozmetik problem, özellikle vücut ağırlığının yüzde 5’inden daha fazla kilo alındığı durumlarda belirginleşiyor. Uzmanlar kalça ve uyluk bölgesinde biriken yağların, gövde karın ve gıdık bölgesinde biriken yağlara oranla daha az kozmetik kaygı yarattığını söylüyor.
Bunu biraz da o kişilerin kararına bırakmak lazım. Ama genel olarak nerede birikirse biriksin, fazla yağların kozmetik bir problem oluşturduğu düşünülüyor.
KALÇA KıLOSU NE YAPIYOR?
Kilo kazanımının yan etkilerinden üçüncüsü, mekanik problemlerdir. Kilonuz nerede birikirse biriksin, ağırlık artışı mekanik zorlamalara yol açacağı için kalça ve diz eklemlerinde hızlı gelişen romatizmal sorunlara yol açar. Bu sorunlara bir süre sonra taban çökmesi, bel fıtığı, hatta boyun fıtığı gibi problemler de eklenebilir.
Mekanik etkilenmenin diğer sonuçları sürtünme ve aşırı terlemeye bağlıdır. Kasık ve meme altında kızarma, mantar enfeksiyonları, hatta sulu dermatozlar ortaya çıkabilir. Kilo kazanımına bağlı terleme, nefes darlığı, halsizlik ve yorgunluğu da mekanik sorunlar arasında değerlendirmek mümkündür.
Kozmetik ruhsal ve mekanik problemlerin sonuçları daha ziyade hayat kalitesinin düşmesi ile ilgilidir. Mutsuz, keyifsiz, yorgun, birkaç merdiven çıkınca nefes nefese kalan, her yokuşta zorlanan, dizi, beli, kalçası ağrıyan, sık sık ayakları şişen, göğüs ve kasıktaki kaşıntılı kızarıklıklardan yakınan birinin hayat kalitesinin azalması doğaldır.
GÖBEK-KARIN KıLOSU NEDEN DAHA ZARARLI?
Ama asıl sorun dördüncü aşamada, yani metabolik ve hormonal problemler ortaya çıktığında başlar.
Bu problemler elmalarda armutlardan, yani karın ve üst kısmında yağ biriktirenlerde kalça uyluk bölgesinde yağ biriktirenlerden daha fazla görülür.
Eğer kalça ve uylukları ince, bel çevresi çok geniş, göbekten gıdıktan yağlanan biriyseniz -erkek ya da kadın olmak fark etmez- kilo probleminize bir süre sonra hipertansiyon, kan şekeri yüksekliği veya hipoglisemi ataklarının, kan yağlarında dengesizlik ve ürik asit artışlarının, daha sonra da koroner kalp hastalığı ve erken damar yaşlanmasının eklendiğini görürsünüz.
Kısacası göbek ve karından yağlanmanın yaşam süresini kısaltıcı ve hastalık oluşturma tehlikesi kalça-uyluk bölgesini genişleten yağlanma durumundan çok daha yüksektir.
Akdenizli kadınlar daha şanslı
Akdenizli kadınlar kalça-uyluk bölgesinden kilo almaya eğilimliyken, orta-kuzey Avrupalı ve Slav kadınlar göbek-karın bölgesinden yağlanırlar. Akdenizli kadınların ortalama yaşam süresinin daha uzun, sağlık durumlarının daha iyi olmasında bu durumun etkisi olabilir.
Göbek-karın yağlanması; alkol alımı, insülin direnci, böbreküstü bezi hastalıkları gibi sorunlarla ilişkili olduğu için de daha risklidir.
Fazla kilolu veya obez biri olmanın bazı sağlık maliyetleri vardır. Bu maliyetler kalça ve uyluk bölgesinde biriken kilolara oranla göbek bölgesinde yağ biriktirenlerde daha ağırdır.
Alkolden uzak durun
Her gün az miktarda alkol kullanımının damarlara, kalbe ve beyne iyi geldiğini gösteren yeni bir araştırma yayınlanıyor. ıskoçlar viskinin, Fransızlar şarabın, Almanlar biranın her derde deva olduğunu söylüyor.
Bizde rakının sağlığa iyi geldiğini gösteren herhangi bir araştırma bugüne kadar yayınlanmadı ama kalbinize, beyninize ya da genel olarak damarlarınıza iyi gelecek diye, yani “sağlığıma iyi gelir” düşüncesiyle alkol almayın.
Eğer keyif için alkol kullanıyorsanız, miktarını olabildiğince azaltın. Günde 1-2 bardak şarap veya bir duble rakıya, viskiye, votkaya eşdeğer alkol miktarını aşmayın.
Alkolün zararlı bir kimyasal olduğunu, kanserden ülsere, sirozdan reflüye, beyin hasarından nöropatiye kadar değişen çok geniş bir alanda sağlığınızın aleyhine çalıştığını unutmayın.
Paylaş