Doktorunuzun muayeneniz öncesinde size yönelttiği anne, baba ve yakın akrabalarınıza ilişkin hastalık öyküleri sorularını doğru ve eksiksiz yanıtlamalısınız.
Çünkü romatizmal, metabolik, hormonal hastalıklar ile bazı kanserlerde saptanan ‘ailesel yoğunlaşma’çok önemlidir. Yaşam kalitenizi bozan, ortalama yaşam sürenizi kısaltan birçok hastalıkta ‘risk artışı’nın ‘genetik eğilim’ ile yakın ilişkili olduğunu unutmamalısınız.
AİLENİZİN ‘hastalık öyküsü’nü ortaya koyan kısa bir çalışmayı şimdiden yapmanızda yarar var. Dedenizi ve amcanızı kalın bağırsak kanserinden, ağabey ve babanızı prostat kanserinden mi kaybettiniz? Teyzenizin sağlığını kısa sürede bozan meme kanseri ile ablanız da boğuşmak zorunda kaldı mı? Ailenizdeki pek çok erkek 40-50, pek çok kadın 50-60 yaş diliminde kalp krizi veya inme ile mi karşılaştı? Birinci dereceden akrabalarınızda Alzheimer, Parkinson veya depresyon gibi nöropsikiyatrik sorunlarda bir yoğunlaşma mı var? Gut, şeker hastalığı, hipertansiyon gibi sorunların akrabalarınızda beklenenden daha sık görüldüğünü mü düşünüyorsunuz? Bunların bazı hastalıklara yakalanma riskinizi ciddi düzeyde arttırabileceğini bilmeli, erken tanı testlerinden yararlanmak, koruyucu ve risk azaltıcı önlemleri hemen uygulamak için doktorunuzla işbirliği yapmalısınız.
Unutmayın! Genetik geçişin söz konusu olduğu hastalıklarda da ‘koruyucu ve güçlendirici önlemler’den faydalanmak daha akılcı, ucuz, kolay ve etkili bir yoldur.
BU STRATEJİ SİZİ KORUR
Genetik mirasınızın hastalanma olasılığınızı etkilediği doğrudur. Ama ‘kötü bir genetik mirasın değişmez bir kader olmadığı’ da bilimsel bir gerçektir. Doğru beslenerek, aktif, stresi az, uykusu yeterli, hoşgörüsü ve sevgisi bol bir yaşam tarzı oluşturarak, kısacası ‘daha iyi bir hayat’ yaratıp yaşam kalitenizi yükselterek genetik mirasınızı kötü bir kader olmaktan kolayca çıkarabilirsiniz.
Dikkatli bir aile sorgulaması, güvenli laboratuvar incelemeleri ve genetik testler ile genetik mirasınızdaki ‘olumsuz sicilleri’ belirleyebilirseniz, işiniz iyice kolaylaşacaktır. Yola ‘aile özgeçmişinizi’ mümkün olduğunca doğru ve erken yaşlarda belirleyerek çıkmalısınız. ‘Sağlık riski yönetmeni’ doktorunuzu doğru bilgilendirmelisiniz. Bu bilgiler, doktorunuzun size en uygun testleri planlamasını, doğru tanılar koyup uygun kararlar almasını ve size özel koruyucu-önleyici en etkin programları yapabilmesini sağlayacaktır.
Böyle bir strateji, yaşam biçiminizdeki yanlışları erken yaşlarda değiştirmenizi zorunlu hale getirir. Özellikle beslenmeniz (şeker hastalığı, hipertansiyon), egzersiz düzeyiniz (obezite), stresiniz (hipertansiyon, kalp-damar hastalıkları) ya da uyku sorunlarınız ile ilişkili, sizi hastalıklardan koruyucu yaşam tarzı değişimlerini erken yaşlarda yapmanızı sağlar. Hastalık risklerinize yönelik eğitim almanızı, bilgilenmenizi destekler. Bu bilgiler muhtemel sağlık risklerine ilişkin ‘erken işaretler’i doğru değerlendirmenizi, doktorunuzu geç kalmadan bilgilendirmenizi, tanısal testlerin erkenden uygulanmasını sağlar. Şeker hastalığı ile ilişkili riskiniz yüksek ise ağız kuruması, kilo kaybı, çok su içme gibi belirtiler; kalın bağırsak kanseri riskiniz yüksekse bazı sindirim sorunlarının ortaya çıkması sizi daha erken uyaracaktır.
Genetik eğilim nedir
Vücudunuzun yaşayan en küçük bağımsız canlı birimleri hücrelerinizdir. Trilyonlarca hücreye sahipsiniz. Hücrelerinizin oluşturduğu yapısal veya görevsel birlikler dokularınızı (kas, kemik, bağ dokuları), organlarınızı (kalp, karaciğer, böbrek, mide, kalın bağırsak, pankreas) ve sistemlerinizi (sindirim, dolaşım, hareket sistemleri) yani sizi tanımlamaktadır.
Her hücrenizin çekirdeğinde yer alan ‘kromozom’ isimli 46 adet (23 çift) yapı ‘DNA’ (Deoksiribonükleik asit) denilen ipliksi materyallerden oluşur. Kromozomlardaki DNA organizasyonu her birey için farklıdır. Kromozomların fonksiyonel alt üniteleri ‘gen’lerdir. Her gen vücudunuzdaki özel bir görev ile yükümlü yapısal bir proteinin yapım ve yönetimini üstlenmiştir. İşte bu ‘görevli proteinler’in yapısal bütünlükleri, diğer bazı proteinlerle yapısal ya da fonksiyonel ilişkileri sizin kalıtsal özelliklerinizi belirler.
DNA yapınızda, yani genlerinizden herhangi biri ya da birkaçında meydana gelen yapısal bir değişim görevli proteinlerin işlerini yapmalarını güçleştirebilir, olanaksız hale getirebilir. Özellikle birden fazla gende meydana gelen yapısal kusurların ‘genetik bir hastalık ile sonuçlanması’ olasılığı daha fazladır. Genlerinizdeki bu yapısal kusurlar ‘mutasyon-değişim’ olarak tanımlanmaktadır. Yapısal kusurlar bazen sadece anne veya babadan, ya da hem anne hem babadan intikal etmektedir.
Genetik teste önem verin
Genetik hastalığa yol açan gen kusuru bazen ‘baskın bir karakter’ taşır. Öyle ki anne veya babadan gelen kalıtsal kusurun çocuklarda oluşması ihtimali ‘Polikistik böbrek hastalığı’nda olduğu gibi yüzde 50’lere kadar yükselebilir. Genetik geçişin riski bazen de çok çok düşüktür. İki gende aynı anda oluşan bozukluk sonucu meydana gelen bir hastalık için genlerden biri sağlam kalırsa hastalık oluşamaz. Bu durumda sadece o genetik kusur için, hastalanmadan ama onu ömür boyu taşıyarak geçirilen ‘taşıyıcı’ bir kimlik söz konusudur.
Bu genetik taşıyıcılar hastalanmazlar, ama genetik kusur için taşıyıcı görev üstlenirler. Bu nedenle taşıyıcılar bir sonraki nesilleri (çocukları) için hastalık genini aktarma olasılıklarını sürdürürler. Taşıyıcıların genetik testlerle erken dönemde tanımlanmaları ve iki taşıyıcının evlenerek hastalık riskini arttırmaları gelecek nesillerin korunmaları bakımından önceden öğrenilmesi gereken bir durumdur. Bu nedenle genetik testler sadece hastalık riskini tanımlamada değil, taşıyıcıların mümkün olduğunca erken yaşlarda belirlenmesinde de kulanılmaktadır.
HAFTANIN ÖNERİSİ
Eğer genetik mirasınızı bir kader olmaktan çıkarmak, genetik mirasınızı olumlu yönde etkileyen yaşam biçimi değişimlerini mümkün olduğunca erken yapıp yanlışlarınıza bir an önce son vermek istiyorsanız, uzman bir merkezden genetik danışmanlık almalısınız.