Paylaş
Bu parçalarda bulunan kodlar gözünüzün rengine, boyunuzun uzunluğuna yani nasıl göründüğünüze, aynı zamanda sizi ne gibi hastalıkların beklediğine karar verirler. Genler bu yönleriyle “karar verici ve yönetici moleküller”dir.
Genetik bilimi, genleri inceleyen bilim dalıdır. Genlerin bulunduğu DNA ve RNA’da mevcut genetik bilgi “Genom” olarak tanımlanmaktadır. Genetik, bazı hastalıkların oluşumunda doğrudan etkilidir. Bu hastalıkların ortaya çıkmasını önleyebilmek için yapılacak pek bir şey yoktur. Genetik araştırmalar önümüzdeki dönemde daha da yoğunlaşacak. Genetik kökenli sağlık sorunlarının teşhisi ve çözümü kolaylaşacak.
600’den fazla hastalık genetik tanı yöntemleri ile tanımlanabilmektedir. Teknolojik gelişmeler yeni ve ucuz gen analizi yöntemlerini mümkün hale getirmiştir. Çalışmalar, önümüzdeki günlerde daha çok hastalığa genetik testler kullanılarak tanı konulabileceğini göstermektedir. Kısacası yaşamın her döneminde genetik hastalıklara tanı koymak şimdi kolay, ucuz ve güvenlidir. Genetik testler teşhisi kolaylaştırıyor, kesinleştiriyor.
Gen testlerinde kan veya diğer vücut sıvılarından elde edilen hücrelerin DNA yapılanması incelenmektedir.
Genetik testlerin önümüzdeki dönemde daha sık kullanılacağı, sadece genetik hastalıkların erken tanımlanmasında değil, yaşam tarzı seçimlerinin planlanmasında, uygun ve etkin ilaçların seçilmesinde de kullanabilecekleri bilinmektedir. Yeni çalışmalar bu testlerin kişiye özel besinlerin seçiminde, yaşlanmayı geciktiren en uygun cilt ürünlerinin belirlenmesinde, sağlığı destekleyici egzersizlerin seçiminde de kullanılabileceğini gösteriyor. Kısacası genetik bilimi tıbbın geleceğinde, başarıya giden yoldaki önemli bir kavşak noktası olacaktır.
Şişmanlık, Alzheimer nedeni mi?
Obezite; diyabet, koroner arter hastalıkları ve hipertansiyon gibi birçok damarsal ve yaşlandırıcı hastalıkla yakından ilgilidir. Çalışmalar, bu damarsal risk faktörlerinin Alzheimer’da önemli olduğunu göstermektedir. Şişman kadınlarda bu risk faktörleri artmakta; dolayısıyla Alzheimer hastalığına olan yatkınlık da fazlalaşmaktadır. Araştırmalar şişman kadınlarda Alzheimer’ın daha çabuk geliştiğini göstermektedir. Bu nedenle kadınların, özellikle orta yaştan itibaren ideal kilolarını korumaları, düşük kalorili ve dengeli beslenmeleri, Alzheimer’a yakalanma oranını düşürecektir.
Bellek kaybı
Kanında homosistein düzeyi yüksek, folik asit düzeyleri düşük bulunan yaşlılarda bu durumun belleği olumsuz yönde etkilediği belirlenmiştir. ABD’deki Tufts Üniversitesi’nde yapılan çalışmada, yüksek homosistein düzeyine sahip yaşlılar, kelime hatırlama testinde düşük homosistein düzeyleri bulunanlara göre daha az puan almışlardır. Sağlık kontrollerinizde serum homosistein seviyelerinizi öğrenmeye ve yüksek homosistein düzeylerinizi düşürmek için B12 vitamini ve folik asit desteği almaya çalışın.
Paylaş