Paylaş
Gaz ve şişkinliğin birbiriyle ilgisiz pek çok sebebi olabiliyor. Sık karşılaşılan bir nedeni, “laktaz enzimi eksikliği” ve buna bağlı “laktoz hassasiyeti” problemidir. Bu durumda sorun sadece süt ve sütten yapılmış besinler (yoğurt, ayran) yenilip içildiğinde baş gösteriyor. Süt ve süt ürünlerinde bulunan laktozu parçalayan laktaz enzimi eksik olanlar, eksiklerinin derecesi ve tükettikleri süt/süt ürününün miktarıyla orantılı düzeyde “gaz sorunu” ve bazen “şiddetli ishal, karın ağrısı atakları” yaşıyor.
Besin alerjileri de gaza neden olabiliyor. Besin alerjisinin çok sık görüldüğü gıdalar yumurta, yer fıstığı, balık, kabuklu deniz hayvanları, inek sütü, buğday ve çilek gibi yiyecekler. Bunlarda genellikle gaza ishal, karın ağrısı, hatta cilt döküntüleri de eşlik ediyor.
Gaz-şişkinlik sorunu besin hassasiyeti olanların da sık karşılaştıkları bir problem. Hassasiyete bağlı gaz sorunu daha ziyade mayalı yiyecekler ve tahıl ürünleri tüketildiğinde (özellikle buğdaydan üretilen besinleri, gluten intoleransı hali gibi) ortaya çıkıyor.
Bazen de çiğ tüketilen sebze, meyveler veya gazlı içecekler gaza yol açıyor. Özellikle “Hassas Bağırsak Sendromu” olanlarda fazla miktarda meyve ve sebze tüketimi aşırı gaz üretebiliyor. Lahana, karnabahar, turp, elma, kuru fasulye, nohut, mercimek ve benzeri yiyecekler bu grubun şampiyonu.
NE YAPMALI?
Gaz sorununu “kökünden halletmek” ya da “çözmek” şimdilik pek mümkün değil ama besin düzeninizde ve yaşam biçiminizdeki basit bazı değişimlerle sorunu azaltabilirsiniz. İlk alacağınız önlemler şunlar olmalı:
- Probiyotik gücünüzü artırmaya çalışın. Kefir için, probiyotikli yoğurt tercih edin veya probiyotik kapsüllerinden faydalanın.
- Sakin bir ortamda oturarak ve yavaş yavaş yiyip için. Yediklerinizi uzun uzun çiğneyin.
- Çiğ sebze ve meyveleri azaltmaya bakın. Sebzeleri pişirerek yemek, gaz olasılığını azaltabiliyor.
- Lahana, karnabahar, turp, kuru fasulye, mercimek, nohut gibi gaz yaptığı iyi bilinen yiyecekleri azaltın. Elma en çok gaz yapan meyvelerden biri, aklınızda olsun!
- Gazın nedeninin süt ve süt ürünleri olup olmadığına dikkat edin. Eğer böyle bir durum varsa, laktozsuz süt ürünlerini tercih edin.
- Yemeklerden sonra kısa yürüyüşler yapın.
- Yemeklerden hemen sonra nane, anason ya da papatya çayı içmeyi deneyin.
- Rezene çayı, tozu da gazı azaltmaya yardımcı olabiliyor.
Panik bozukluk korkutuyor
Panik bozukluk; yoğun korku, endişe ve sonun yaklaşması duygularının aniden ortaya çıkışıyla başlar. Belirtiler kalp çarpıntısı, nefesin kesilmesi, halsizlik, baş dönmesi, terleme, kusma, bulantı, ellerde ve ayaklarda uyuşukluk şeklinde görülebilir.
Panik atak herhangi bir neden olmaksızın ve aniden ortaya çıkar. Bir süre devam eder. Bir kere panik atak yaşayanlar daha sonra diğerlerini de geçirir.
Mükerrer ataklar geçiren veya geçireceği konusunda ciddi korkuları olan kişilerde zamanla panik bozukluk ortaya çıkar.
Panik bozukluk tedavi edilmezse, gittikçe daha kötü bir hâl alır. Panik ataklarda trisiklik antidepresanlar veya seratonin geri alımını azaltan ilaçlar kullanılır.
Anksiyeteyi önleyici ilaçlar, atakların kendisinin oluşturduğu korkuyu ortadan kaldırmada etkili olabilir. Rahatlama tedavilerine eklenen davranışsal terapiler de yararlı olur. Psikoterapi veya ilaç tedavi kombinasyonları genellikle iyi sonuçlar verir. Düzelme 6-8 hafta gibi kısa sürelerde ortaya çıkar. Panik bozukluk için uygulanan doğru tedavi, panik atakları önleyebilir veya şiddetini azaltabilir.
İNANMAYIN!
Güneşli havalarda omega-3 desteği alınmaz mı?
Omega-3 desteklerini hemen her zaman, her mevsimde kullanmak mümkün. İster güneşli, ister güneşsiz, ister soğuk, ister sıcak ortamlarda bulunun, vücudunuzun her hücresinin omega-3’e ihtiyacı var.
İster Güney Afrika’da yaşayın, isterseniz Norveç’e, hatta Kutuplar’a yerleşin, eğer doğal yollarla omega-3 ihtiyacınızı yeteri kadar karşılamıyorsanız bu desteklerden her zaman faydalanabilirsiniz.
Ayrıca bu destekleri sabah almakla öğlen almak, gündüz almakla gece almak, aç karna almakla tok karna almak arasında da herhangi bir fark olmadığı aklınızda olsun.
Diyetisyen Nilüfer BAYRAM
Kulak çınlamasına doğal çözümler
Kulak çınlaması, sık karşılaşılan bir sorun. Çınlama bazen tınlama, uğuldama, bazen de tıslama şeklinde olabiliyor. Önce kulak burun boğaz doktorlarından yardım istemek gerekiyor. Gerekirse nörologlar ve diğer hekimler de daha sonra devreye giriyor.
Ne var ki kulak çınlamalarının pek çoğunda makul bir neden bulunamıyor. Daha da kötüsü, tedavide de arzu edilen düzeyde bir başarı maalesef sağlanamıyor.
Bu nedenle hastalar doğal çözümler aramaya başlıyor. Bu çözümlerin en yaygın olanı gingko biloba özleri. Standart oranda ve ortalama yüzde 20’nin üzerinde saf gingko özü içeren preparatlar, günde 40-80 mg’lık tabletler halinde kullanıldıklarında faydalı olabiliyor.
Bana sorarsanız, doğal çözümler için bile doktorunuzla konuşmalısınız.
Dr. Evren ALTINEL
Paylaş