Felç riskiniz var mı

Felç (inme) olmak yaşlıların en önemli korkularındandır. Beyin damarlarında pıhtılarla oluşan tıkanmalar ya da kanamalar, inmelerin en başta gelen sebepleri arasında yer alır.

Günümüzün gelişen tıbbi bakım olanakları, erken müdahale ve yoğun bakım servislerinin yüksek kalitesi, inme tedavisinde son derece başarılı sonuçlar alınmasını sağlamaktadır. Buna ilave olarak, uygulanan bilinçli fizyoterapi destekleri ile felçlere bağlı sakatlıklar azaltılabilir. Her şeye rağmen yürümede, yeme-içme gibi kişisel ihtiyaçları gidermede ve hatta konuşmada önemli sorunlara yol açabilen felç-inme sorunu orta ve ileri yaşların en önemli sağlık problemlerinden biri olma konumunu sürdürmektedir. Koruyucu bakımı esas alan 'preventif tıp' inmelerin önlenmesi ile de yakından ilgilidir. Özellikle birinci zarınız riskli, yakın akrabalarınızda erken yaşlarda felç-inme oluşmuş ise daha dikkatli olmalısınız.


Kimler risk altında


Şişmanlar

Daha önce felç geçirenler

Hipertansiyonlular

Atriyal fibrilasyonlular

Şeker hastaları

Damar hastalığı olanlar

Egzersiz yapmayanlar

Yüksek kolesterolü olanlar


Nasıl korunacaksınız


Kan basıncınızı düzenli kontrol ettirin. Hipertansiyonunuz varsa tedavi olun.

Kolesterol yüksekliği sorununu ciddiye alın. Önerilen diyetlere uyun, kolestrol düşürücü ilaçlarınızı doktora danışmadan kesmeyin.

Kalp ritm bozukluklarınızı önemseyin. Özellikle kalbinizde Atriyal Fibrilasyon sorununuz varsa dikkatli olun.

Ani hiddetten, şiddetten, üzüntüden uzak durun.

Yeterince egzersiz yaptığınızdan, kilo sorununuzu dikkatle izlediğinizden, stres düzeyi az bir yaşam sürdürdüğünüzden emin olun. Alkol kullanmayın, sigara içmeyin, pasif sigara içicisi olmayın. Dengeli beslenmeye özen gösterin. Uykunuza saygı gösterin.

Şeker hastası iseniz diyabetinizi kontrol altında tutun.

Size önerilen kan inceltici ilaçları doktorunuza danışmadan kesmeyin.

Doktorunuz kan inceltici yeni bir ilaç öneriyorsa (aspirin, dipiridamaol) ve siz E vitamini, Omega-3 yağ asidleri yada Gingko Biloba gibi destekler kullanıyorsanız doktorunuzu bilgilendirin.


KADINLARA ÖZEL


Kadın kalbi krizde de farklıdır


Kadınların kalp ve damar hastalıkları bakımından erkeklerden daha şanslı oldukları doğrudur. Menapoz dönemine gelindiğinde ise kalp krizi riski kadınlarda da ciddi şekilde artıyor. Özellikle aile geçmişinizde kalp krizi, koroner kalp hastalığı, kolestrol yüksekliği, kan basıncı yüksekliği - Hipertansiyon sorunu olan ve sigara içen kadınlarda bu risk daha yüksektir.

Kadınlarda kalp krizinin belirtileri daha silik ve daha farklı olabilmektedir. Kadınlarda çoğu zaman erkeklerdeki klasik kalp krizi belirtileri görülmemektedir. Belirtiler pek açık olmadığından, vücutlarındaki değişiklikler bakımından aslında daha duyarlı olan kadınlarda kalp krizinin erken belirtileri gözden kaçabilir.

Özellikle şişmanlık, hipertansiyon, hiperkolestrolemi ve şeker hastalığı sorunu olan, sigara kullanan kadınların menapoz dönemine gelindiğinde kalp krizi bakımından dikkatli olmaları gerekiyor.


AKLINIZDA BULUNSUN


Yaşlanan gözlerde ‘maküler dejenerasyon’ riski artıyor


Maküler dejenerasyon olarak bilinen göz sorunu yaşa bağlı olarak çoğalmaktadır. Eğer 50 yaş ve üzerindeyseniz yıllık göz kontrollerinizde göz tansiyonu ölçümü kadar maküler dejenerasyon sorunu bakımından da değerlendirilmenizde yarar var.

Maküler dejenerasyon, gözün retina tabakasında yer alan, düz ve merkezi görmeden sorumlu olan makulanın yaşlanmaya bağlı olarak bozulmasıdır. İlerlemiş Maküler Dejenerasyon görmeyi ciddi biçimde engeller. Yaşlılık ile artan görme sorunlarının çoğundan maküler dejenerasyon sorumludur.

Yüksek dozda antioksidan kullanımının Maküler Dejenerasyonun ilerlemesini yavaşlatabildiğine yönelik kanıtlar yayınlanmaktadır. Sadece merkezi görüşü etkileyen, körlüğe sebep olmayan bu yaşlılıkla ilgili göz probleminin erken tanısı için düzenli göz muayenenizi yaptırmayı unutmamalısınız. Erken tanı konulduğunda yapılacak pek çok şey olabilir. Antioksidan desteklerden (E vitamini, beta karoten, C vitamini, Lutein, Çinko ve Selenyum) yararlanmak istiyorsanız göz hekiminiz ile konuşmalısınız.
Yazarın Tüm Yazıları