Fasülye deyip geçmeyin

"Fasulyenin sağlık hikayesi uzun mu uzun. Çünkü pek çok marifeti var. Kanda şeker seviyelerinin ayarlanmasını sağlayabiliyorlar.

Haberin Devamı

Bitkisel sterollerden zengin yapıları her birini etkili birer “anti kolesterol ilaç” haline getiriyor. İçlerinin tıka basa vitamin (B vitamini, folik asit) ve mineral (demir, magnezyum) dolu olduğunu da bir kenara not edin. "


Fasulye ailesinin tamamı (kuru fasulye, barbunya, bezelye, mercimek, nohut, maş) bitkisel proteinlerin en zengin kaynakları. Özellikle “az yağlı protein” ihtiyacı söz konusu olduğunda akla önce fasulye ailesi ve “kuru fasulye” gelmeli.


Bunların posa/lif içerikleri de çok yüksek. Güçlü posa yapıları sayesinde bağırsakları çalıştırıp kabızlığa ve kalınbağırsak kanserine karşı güvenli bir baraj oluşturuyorlar. Yarım bardak (100 gram) mercimek 8, kuru fasulye 6, nohut 4 gram civarında posa içeriyor ki günlük posa ihtiyacımızın 25-30 gram olduğu düşünülürse bunlar mükemmel rakamlar. Fasulyenin içindeki özel bir maddenin (Fas-2) kilo kontrolünde de mühim işler gördüğü biliniyor.

Haberin Devamı

Ayrıca fasulyeler “tok tuttukları” için de kilo ayarında mühim faydalar sağlıyor. Özetle “fasulyenin sağlık hikayesi” uzun mu uzun.

Uzun çünkü daha pek çok marifeti var. Kanda şeker seviyelerinin ayarlanmasını sağlayabiliyorlar. Bitkisel sterollerden zengin yapıları her birini etkili birer “anti kolesterol ilaç” haline getiriyor. İçlerinin tıka basa vitamin (B vitamini, folik asit) ve mineral (demir, magnezyum) dolu olduğunu da bir kenara not edin.
Özeti şu: Fasulye grubu besinlerden daha sık faydalanmamız lazım. Sadece sulu yemekleri ile yetinmeyip onları salatalarımız ve makarnalarımıza da eklemeyi ihmal etmeyelim. Fasulyelerden “humus” şeklinde de istifade edelim.

Son bir hatırlatma: Humusu sadece nohuttan yapılan bir besin gibi düşünmeyin. Kuru fasulye ve mercimekten de nefis humuslar üretebilirsiniz.

 

OKUR SORULARI


Hipoglisemi, depresyon ve çarpıntı!


YEMEK SONRALARI UYUKLUYORUM, NEDENİ NE OLABİLİR?

 

Akla gelen ilk olasılık hipoglisemi yani kan şekerinin düşmesidir. Yapılması gerekense açlık ve tokluk şekerlerini ölçtürmek, iki veya üç saatlik bir “kan şekeri-insülin” araştırmasından geçip gizli bir insülin direnci veya diyabetin varlığını araştırmaktır.

 

Haberin Devamı

SABAHLARI DAHA YORGUN, AKŞAMLARI DAHA İYİYİM, AKŞAMLARI DAHA ÇOK YORGUN OLMAM GEREKMEZ Mİ?

Fiziksel bir yorgunluk söz konusu olduğunda akşam yorgunluğu daha bir ön plandadır. Depresyona bağlı ruhsal sorunlarda ise kendinizi sabahları daha yorgun hissedersiniz. Eğer bu tür sabah yorgunluklarına mutsuzluk, endişe hali, uyku sorunları, cinsel isteksizlik, unutkanlık veya odaklanma güçlüğü gibi şeyler de ekleniyorsa bir psikiyatri uzmanından yardım istemeniz daha doğrudur.

 

TEKRARLAYAN ÇARPINTI ATAKLARI YAŞIYORUM, NE YAPMALIYIM?

Çarpıntı şikayeti olanların yapmaları gereken ilk şey çayı, kahveyi azaltmak, kullandıkları ilaçları gözden geçirmek ve uykularını düzene sokmak olmalı. Tabii bu arada eğer varsa sinirsel sorunlara, ruhsal problemlere de çare aranmalı. Eğer buna rağmen çarpıntı sürüyorsa bir iç hastalıkları uzmanı veya kardiyologdan yardım istenmelidir.

 

Haberin Devamı


ACİL ÇAĞRI

Gürültü kirliliği erkekleri vuruyor

Almanya’da yapılan oldukça eski bir araştırma var önümde. Araştırmaya göre trafiğin yoğun olduğu ana caddelere yakın evlerde yaşayan erkeklerin kalp krizi geçirme riski yüzde 30 daha yüksek. Ben benzer bir riskin İstanbul ve Ankara için de söz konusu olduğunu düşünüyorum.
İşyerim Nişantaşı’nın göbeğinde. Teşvikiye-Valikonağı Caddesi kesişme noktasında ve burada müthiş bir gürültü kirliliği var. Sırası gelmişken “ışık kirliliği” konusunu da gündeme getirelim. Bu da gürültü ve çevre kirliliği kadar mühim bir konu.
Kötü renkler, koca koca reklam tabelaları, zevksiz yazı stilleri ile bu kadar mı çok kirletilir bir güzel şehir, zengin bir tarihi doku... Işık kirliliğinin gözlerimize yüklediği çöpleri de unutmayalım.
Netice şu: Belediyelerin sadece sokakları temizlemesi yetmiyor, gürültü ve ışık temizliği de şart.

 

 

Haberin Devamı

Çocukların boyu nasıl uzar?

Boy uzaması gençlerin de, ailelerin de arzuladığı bir şey. Peki, nasıl başarılacak? İşte orası biraz karışık. Hatta biraz da zor.
Zor zira boy uzunluğuna genetik faktörlerin de mühim bir tesiri var. Ama yine de “nasıl beslendiğiniz” ve “hangi egzersizleri yaptığınız” da mühim ayrıntılar. Buralara da dikkat etmekte fayda var. Ben ikisine de önem verin derim. Yeteri kadar kaliteli ve güçlü protein tüketen, sebzeyi, meyveyi, bakliyatı sofrasından eksik etmeyen ailelerde çocukların uzun boylu olma ihtimali artıyor. Diğer taraftan egzersiz seçimleri de önemli.
Bilhassa ergenlik döneminde yapılacak egzersizler boyun uzamasına katkıda bulunabiliyor. Özellikle de germe ve esneme egzersizleri tavsiye edilen aktiviteler faydalı bulunuyor. Barfiks ve zıplamaya dayalı sporlar (basketbol, voleybol, tenis) ise en faydalı seçimler deniyor.

 

Haberin Devamı

ÖNEMLİ


Kondroitin prostat kanserini tetikler mi?


Bolulu bir okurdan, 60 yaşındaki banka emeklisi Ali Bey’den geldi başlıktaki soru. Gittiği üroloji uzmanı ona böyle bir olasılıktan bahsetmiş.

Yanıtım şu: Eklem ağrılarını azaltıp kıkırdakları desteklemede “kondroitin sülfat” desteği kullanımının prostat kanserine yol açtığını gösteren ciddi bir kanıt yok. Kondroitin sülfat vücudunuzda zaten doğal olarak da bulunan bir madde. Tıpkı glukozamin sülfat gibi o da kıkırdak hasarlarının onarımına yardımcı.

Peki, tereddüt neden? Bazı çalışmalarda kanserli prostat dokusunun içinde normal prostat dokusuna oranla daha fazla kondroitin bulunmuş ve bu bulgu şüphe ile karşılanmış da ondan. Sonraki çalışmalarda ise kondroitin ile prostat kanseri arasındaki ilişki netleştirilememiş.

 

BİR ÖNERİ

Derdini paylaş, aşkını alevlendir!


Bir başka okurum da “En güçlü afrodizyak hangisidir?” diye sormuş, arkasından en can alıcı cümleyi eklemiş: “Epimedyum adı verilen bir ottan bahsediliyor, işe yarıyor mu?” Epimedyum bitkisel kökenli kuvvet verici bir madde. Pazarlayanlara göre cinsel isteksizlik ve iktidarsızlıkta işe yarıyor.

Ne var ki elde bilimsel tek bir kanıt yok. Ayrıca piyasada satılan epimedyum macunlarının çoğunda Viagra’nın hammaddesi sildenafil bulunduğu belirtiliyor. Kontrolsüz “sildenafil” kullanmak insanı kalpten götürebilir! Sorunun yanıtına gelince... Konunun uzmanlarından biri “eşler arası sohbetin en güçlü afrodizyak” olduğunu söylemiş. Bence uzmanın yıllar önceki cümlesi bugün de geçerli: “Derdini paylaş, aşkını alevlendir.”

 

Yazarın Tüm Yazıları