Emekli koca sendromu!

Kadınlar, emekli kocalarıyla mutlu ve neşeli bir yaşlılığın tadını mı çıkarıyor? Yoksa eşleri emekli olunca, onlarla birlikte tam bir “sinir küpü”ne mi dönüşüyor?

Haberin Devamı

Yıllardır özlemini duyduğunuz günler kapıda! Eşiniz yakında emekli olacak ve birlikte rahat rahat gezip tozacak, bir yandan keyif kahvelerinizi yudumlarken diğer yandan gazete yazılarına yorum yapacak ve de telaşsız sofralarda yemeklerin tadına varacaksınız.
Peki, gerçek hayatta da böyle mi oluyor? Kadınlar emekli kocalarıyla mutlu ve neşeli bir yaşlılığın tadını mı çıkarıyor? Yoksa hiçbir hobi geliştirmeden, evden işe, işten eve git-gellerle doldurulmuş hayatının içi boşalan, bunun faturasını da eşine çıkarmaya hazır bir beyle mi yaşıyorsunuz? Hanımlar -çalışanı da çalışmayanı da fark etmez- müthiş bir beceriklilikle organize ettikleri gündelik yaşam akışı içerisinde kendisine bir yer bulamayan beyleri emekli olunca, onlarla birlikte tam bir “sinir küpü”ne mi dönüşüyor? Ya da tam tersi “miskin kedi” haline mi geliyor? Buyurun okuyun!

Haberin Devamı

JAPONYA’DAN GELEN İLGİNÇ BİR TEŞHİS

Dr. Nabuo Kurokawa, kimi kramp tarzı mide ağrıları, kimi kaşıntı, döküntü, uyku sorunları, nefes darlığı, kimi kan basıncı yükselmeleri, kimi depresyon verileri ile başvuran 60 yaş civarı kadın hastalarının bir ortak özelliğini fark etmiş:
Yıllarca yoğun bir tempoda çalışıp emekliye ayrılmış, ne evlerine, ne eş ve çocuklarına ne de kendilerine işleri kadar zaman ayırmış, hobisi, özel bir becerisi ya da zevki olmayan erkeklerle aynı evde yaşamaya tahammül etmek, bu kadınlarda ardı ardına sağlık sorunları çıkarıyor. Onlara artık bir yabancı gibi gelen beyleri ile “burun buruna” yaşamak, bu hanımların bünyelerine ağır geliyor ve vücutları arıza sinyalleri veriyor.
Bu durumu “Emekli Koca Sendromu=Retired Husband Syndrome” olarak tanımlayan Dr. Kurokawa’ya göre beyler durumun ciddiyetinin farkına varıp hanımlarını anlamak için çaba harcamazlarsa iş daha da ciddileşip hastalık tedavi edilemez boyutlara varabiliyor.

BAŞA ÇIKMANIN YOLLARI

Aynı evi paylaşmak bu kadar ağır gelmeye başladığında, boşanma fikri de zihinleri meşgul etmeye başlıyor. Boşanma, Batı toplumlarında daha sık rastlanan ve kolay uygulanan bir çözüm. Oysa Japonya ya da ülkemiz gibi gelenekselin dışında çıkmayan tutucu ülkelerde 60 yaşın üzeri çiftlerin hiç de sık başvurdukları bir yöntem değil.
Bu durumda, hanımlar tarafından “sineye çekme” biçimindeki ödünlerle şekillenen, doktor muayenehanelerinin ve polikliniklerin kapısını aşındırtan “müzminleşmiş” sağlık sorunları ile geçen keyifsiz bir yaşam biçimi kaçınılmaz oluyor. Ortalama ömrün uzaması ile bu kronik sağlık sorunları ve hastalıklar hem çekenlere, hem sisteme ciddi olarak maddi-manevi yük oluyor.

NE YAPMALI?

Haberin Devamı

Aşağıdaki öneriler eşlere “ikinci bahar” yaşatır mı bilemem ama evde daha sağlıklı ve huzurlu bir ortamın oluşmasında katkıda bulunabilir. Bu konuda hanımlara yol gösterebileceğini düşündüğüm birkaç düşüncem var:
Emekli olmaktan söz etmeye başlayan eşinizle konuşmalısınız. Hem onun neler yapmayı planladığını öğrenir hem de sizin beklentilerinizi dile getirebilirsiniz.
Emeklilikte birlikte daha uzun zaman geçirme şansınız olduğu kesin! Bu ortak zamanı nasıl daha keyifli, huzurlu, verimli ve eğlenceli geçirebileceğinizi tartışmalısınız. Mutlaka ayrı zaman da geçirecek şekilde planlar yapmalı ve hem birlikte hem de ayrı zamanlarınızı dengelemelisiniz.
Evle ilgili sorumlulukları paylaşmalı ve dengeli bir dağılımla becerilerinize göre bölüşmelisiniz. Beylerin sosyalleşmesi daha zor olur. Onları arkadaşları ile birlikteyken çok iyi zaman geçirdikleri uğraşılara yönlendirmek yararlı olabilir. Bazen bu uğraşılar size pek de ilginç gelmese bile...

Haberin Devamı

Koroner CT anjiyografi kimlere gerekiyor?

Koroner kalp hastalığının erken teşhisinde koroner CT anjiyografiden ne zaman istifade edileceği konusunda kardiyologlar arasında tam bir fikir birliği yok.
Koroner kalsiyum taramasının özellikle ailesinde kalp hastalığı riski yüksek olanlarda “erken teşhise yardımcı olabileceği”ni gösteren araştırma sonuçları var.
Mesela 2007 yılında yapılan bir çalışma, ailelerinde erken yaşta koroner damar hastalığı öyküsü olanların koroner arterlerinde kalsiyum bulunması olasılığının ailesinde bu tip bir öykü olmayanlara göre iki kat daha fazla olduğunu göstermiş.
Amerikan Kalp Derneği ve Amerikan Kardiyoloji Derneği de koroner kalsiyum taramalarını koroner kalp hastalığı için bir tarama testi olarak onaylamış.
Son yıllarda özellikle hızdaki ve görüntü çözünürlüğündeki artış, bu cihazların kullanım alanını genişletmiş. Bununla birlikte şimdilik bu taramanın tanı amaçlı girişimsel anjiyografinin yerini alabilmesi mümkün görünmüyor.
Son araştırmalar CT anjiyografisinin klasik koroner anjiyografisiyle karşılaştırıldığında yaklaşık yüzde 95 oranında doğru sonuç verdiğini ortaya koyuyor. Yani hatalı pozitif ya da hatalı negatif olasılık yüzde 5’i geçmiyor. Teknolojideki ilerlemeler ise CT anjiyografinin değerinin zaman içersinde daha da artabileceğini gösteriyor.

Yoğun egzersiz, kas yerine yağ kazandırabilir mi?

Haberin Devamı

Egzersiz uzmanları, egzersizin yoğunluğu arttıkça vücudun yüksek oranda yağ içeren bir yakıt yerine karbonhidrat içeren yakıtları daha çok kullandığını söylüyor. İşte bu bilgi, bazen egzersiz yoğunluğu arttıkça yağ yakmanın durduğu şeklinde yanlış bir yoruma sebep oluyor. Ne kadar sık ve uzun egzersiz yaparsanız ve egzersiz yoğunluğunuzu ne kadar çok artırırsanız, vücudunuz yağı o kadar etkili kullanıyor, yakıyor. Önemli olan egzersiz yoğunluğundaki artışın kısa ve uzun vadede zararları olabileceğini de akılda tutmaktır.

Yazarın Tüm Yazıları