Düşük karbonhidratlı diyetler işe yarar mı? Evet! Kısa dönemde işe yarar. Ancak uzun dönemde kilo kaybı sonuçları standart diyetlerden çok farklı değildir.
Bu diyetler güvenli mi? Bunu söylemek şimdilik zor ve imkansız. Çok çabuk sonuç verdiren ve gerçek olması mantığınıza zor gelen tüm diyet yaklaşımlarından uzak durun.
Hepimiz fazla kilolarımızı çabuk ve kolay kaybedebilmek için zayıflama programları ve ürünlerine ciddi paralar harcamaktayız. Kilo vermeye çalışanlar veya bunu denemiş olanlar bu çabanın sosyal, ekonomik ve psikolojik olarak ne kadar yıpratıcı olduğunu çok iyi bilirler. İnsanların çılgın ve şarlatan diyetlere çok sık ve çok kolay yönelmesinin nedeni belki de budur.
Moda diyetler yıllardan beri var ve hep olacaklar. Bazıları bir süre su üstüne çıkar, çoğu kısa bir sürede eskir. Son yılların en popüler diyeti düşük karbonhidrat, yüksek protein diyetidir. Araştırmacılar kısa dönemde aşırı bir karbonhidrat kısıtlamasıyla başarılı sonuçlar aldılar. Bu tarz diyet programlarının güvenilir veya etkili olup olmadıkları ise hálá araştırılıyor.
Düşük karbonhidratlı diyetlerin içinde Atkins diyeti, Zone diyeti ve South Beach diyeti en fazla dikkati çekenler. Kitaplar milyonlar satmakta ve milyonlarca insan kilo vermek amacıyla bu diyetlere yönelmekte. Ancak uzmanların da size soracağını siz kendinize sorun: Düşük karbonhidratlı, yüksek proteinli diyetler işe yarıyor mu? Güvenli mi?
DAHA AZ ENSÜLİN DAHA AZ YAĞ MI?
Düşük karbonhidratlı diyetlerin hareket noktası, karbonhidratların kilo alımının baş aktörü olan ensülin hormonunun üretimini ayarlayıp, yürüten temel unsur olması. ‘‘Karbonhidrat alımınızı düşürerek, ensülin üretiminizi iyice azaltın, kilolarınızı daha kolay verin’’ bu diyetlerin temel mesajı.
En popüler düşük karbonhidratlı diyetlerden biri olan Atkins diyeti, başlangıçta bir günlük karbonhidrat tüketimini 20 grama kadar sınırlar. Oysa ki yetişkin bir kişinin günde en az 120-130 gram kadar karbonhidrat alması gerekir. Atkins diyeti çoğu tahılı, baklagili, meyve, ekmek, pirinç, patates, makarna ve nişastalı besini karbonhidrat kaynakları oldukları için diyete dahil etmez. Ancak et, yumurta, peynir, tereyağı ve kremayı istediğiniz kadar yiyebilirsiniz.
Düşük karbonhidratlı diyetler gerçekte nasıl çalışıyor, nasıl zayıflatıyor? Günlük karbonhidrat alımınızı fazlaca sınırlarsanız, vücudunuz önce depolanmış olan karbonhidratı (glikojen) enerji olarak kullanacaktır. Vücudunuz glikojeni (karaciğer ve kaslardaki depo karbonhidratlar) yaktığında, su salınır ve kilo verirsiniz.
Vücudunuz aynı zamanda biraz da yağ yakmaya başlar. Karbonhidratlar olmadan yağın yakılması kan dolaşımınızda keton adı verilen yan ürünlerin oluşmasına neden olur. Böbrekleriniz kanınızdan ketonları uzaklaştırır, idrarla dışarı atılmasını sağlar. Ketonlar iştahı baskılar, ancak aynı zamanda yorgunluk ve bulantıya da neden olurlar. Dr. Atkins diyetine göre ‘‘zararsız diyetsel ketonlardaki bu hafif artış’’ zararsız ve güvenilir olup, kilo vermek için gerçekleşen doğal bir olaydır. Sonuç olarak, günlük kalori alımınız düşük karbonhidrattan yeterince düşükse, bu durum kas dokusunun kaybına neden olabilir ve tartıda kilo vermişsiniz gibi görünmenizi sağlayabilir.
KALORİ KONTROLLÜ DİYETLER DAHA MI GÜVENLİ?
Çoğu uzman, doymuş yağ ve kaloriden düşük, ancak kompleks karbonhidrattan zengin toplam kalori değeri azaltılmış bir beslenmeyi savunur. Bilimsel her diyet öncelikle zararsızdır. Bu diyetler:
n Yeterli enerji, protein, vitamin ve mineral içerir.
n Yediklerinizi azaltmakla kalmaz, programı fiziksel aktiviteyle destekler.
n Şekerden düşük bir diyet planlanır. Şeker içeriği yüksek diyetler çok fazla kalori ve az besin unsuru ihtiva eder.
n Yüksek kan basıncı riskinizi azaltmak için tuzdan düşük bir beslenme ayarlanır.
n İhtiyacınız olan vitamin, mineral, posa ve kompleks karbonhidratı sağlamak, yağ tüketiminizi azaltmak için yeterli miktarlarda tahıl, sebze ve meyve diyete yerleştirmelidir.
n Kalp krizi ve çeşitli tipte kanserleri önlemek ve sağlıklı kilonuzda kalmanızı sağlamak amacıyla yağ, doymuş yağ ve kolesterol içeriği düşük olan bir diyet planlanmalıdır.
n Diyet yaparken orta düzeyde alkol tüketilir.
DÜŞÜK KARBONHİDRATLI DİYETLERİN AVANTAJLARI
Özellikle et sevenler, bir süreliğine düşük karbonhidratlı diyeti sevmekte, bu besinlerin iştah kestiğini belirtmekte. New England Journal of Medicine dergisinin Mayıs 2003 sayısında yayınlanan bir makalede Atkins diyeti ile az yağlı düşük kalori diyeti karşılaştırılıyor. Araştırmacılar her iki diyetin de kilo verdirdiğini belirtiyorlar. Çalışma sonuçları Atkins diyetini uygulayanlar için şunları açıklıyor:
n Daha fazla ve hızlı kilo verilir. Ama bu avantaj ilk altı ayda görülür. Süre bir yıla çıkınca, her iki diyet grubu arasında önemli bir fark kalmamaktadır.
GELENEKSEL DİYETLERİN DEZAVANTAJLARI
Araştırmacılar bir yıl ve sonrasında düşük karbonhidratlı diyetler ile standart, klasik düşük kalorili diyetler arasında çok fazla bir fark bulamadılar. Ayrıca düşük karbonhidratlı diyetlerin diğer kilo kaybı programlarına oranla izlenmesi daha zordur. Eğer diyet yapan kişi istediği sonucu alamazsa, diyeti bırakacaktır. Bu durum pek çok diyet gibi düşük karbonhidratlı diyetin de uzun dönemde etkili olmadığını açıklamaktadır.
Atkins diyetine göre, yüksek proteinli, çok düşük karbonhidratlı diyetlerle kanda keton cisimlerinin birikimi -ketozis- yağların yakılmasını sağlar. Ancak araştırmacılar Atkins diyetindeki ketozis ile kilo kaybı arasında bir ilişki bulamadılar. Uzun süreli ketozis kemiklerden mineral çekilmesine neden olarak, kemiklerin daha kırılgan ve gözenekli hale gelmesine neden olmakta (hızlanmış osteoporoz).
Araştırmalar henüz uzun dönemdeki yüksek proteinli diyetlerin etkileri ve riskleri konusunda yeterli ve güvenilir bir sonuca varamadı. Bu diyetler uzun süre kullanıldığında diyet yapan kişide özellikle kalp problemleri olmak üzere bazı sorunlara neden olabiliyor. Çünkü düşük karbonhidratlı diyet -örneğin et, tereyağı, kremadan zengin olan doymuş yağın alımı- kalp hastalığı ve çeşitli tipteki kanser riskini de artırıyor. Bu diyette kısıtlanan tam tahıllar, sebzeler ve meyveler, vitamin, mineral, posa gibi besin unsurlarından zengin olup diyabet, kalp hastalığı, kanser ve diğer sağlık rahatsızlıklarını ortadan kaldırır.
Bu diyetler işe yarar mı? Evet! Düşük karbonhidratlı diyetler kısa dönemde ise yarar. Ancak uzun dönemde kilo kaybı sonuçları standart diyetlerden çok farklı değildir.
Bu diyetler güvenli mi? Bunu söylemek şimdilik zor ve imkansız. Çünkü kalp hastalığı, kanser ve diğer sağlık rahatsızlıklarına olan uzun dönem etkileri hakkında çok az şey bilinmektedir.
Çok çabuk sonuç verdiren ve gerçek olması mantığınıza zor gelen tüm diyet yaklaşımlarından uzak durun. Uzun dönemde kalıcı ve akılcı amaçlar planlayın. Kilo yönetimi için geleneksel öneriler
-sebze, meyve ve tahıllara dayanan ve fiziksel aktiviteyi destekleyen diyetler- sizin arzuladığınız sonucun yavaş gelişmesini sağlayabilir. Ancak sağlığınızı geliştirerek verdiğiniz kilonun kalıcı olmasını sağlar.
ATKINS DİYETİ UZUN DÖNEMDE ETKİSİZDİR
New England Journal of Medicine dergisinin 2003 Mayıs sayısında yayınlanan bir makalede Atkins diyeti ile az yağlı düşük kalori diyeti karşılaştırıldı. Araştırmacılar her iki diyetin de kilo verdirdiğini belirtti. Çalışma sonuçlarına göre Atkins diyetini uygulayanlar daha fazla ve hızlı kilo veriyor. Ancak bu avantaj sadece ilk altı ayda görülüyor. Bir yılda, her iki diyet grubu arasında önemli bir fark kalmıyor.
Araştırmacılar bir yıllık süreden sonra da düşük karbonhidratlı diyet ile standart düşük kalorili diyet arasında fazla bir fark saptamadılar. Ayrıca düşük karbonhidratlı diyetin diğer kilo kaybı programlarına oranla izlenmesi daha zordur. Eğer diyet yapan kişi istediği sonucu alamazsa, diyeti bırakacaktır. Bu durum pek çok diyet gibi düşük karbonhidratlı diyetin de uzun dönemde etkili olmadığını açıklamaktadır. Başlangıçta düşük karbonhidratlı diyet planında yer alan besinleri tercih etmenize rağmen, besin seçimleriniz oldukça sınırlıdır.
ATKINS DİYETİ KANSER RİSKİNİ ARTIRIYOR
Atkins diyeti uzun dönemde kullanıldığında diyet yapan kişide özellikle kalp problemleri olmak üzere bazı sorunlara neden olabilir. Çünkü düşük karbonhidratlı diyet -örneğin et, tereyağı, kremadan zengin olan doymuş yağın alımı- kalp hastalığı ve çeşitli tipteki kanserlere olan riski artırmaktadır.