Doğru bilinen yanlışlara dikkat edin

Çiğdem Anat’ın beslenme hikayesinin bir bölümü her gün karşılaştığımız problemlerin bir özeti gibi!

Çiğdem Hanım’ın sağlık durumunu yorumlamaya başlamadan önce işte bu nedenle beslenme hikayesinin biraz üzerinde durmak istiyorum.

Tartışacağım şeyler Çiğdem Anat’ın yanlışlarından çok, bilmeden yaptığı "doğru bilinen yanlışlar, yanlış bilinen doğrular!" Kişisel sağlık hikayenizin temel belirleyicilerinin genellikle bu kısa cümlenin içine gizlendiğini bilmelisiniz. Çoğumuz, doğru bildiğimiz bu yanlışları ısrarla yaparak hastalanırız. Yanlış bildiğimiz doğruları gözden kaçırarak sağlığımızı korumada zorlanırız. İşte Sevgili Çiğdem Anat’ın beslenme notlarından alınacak dersler...

BESLENMEDEN İYİ NOT ALDI

Çiğdem Anat’ın beslenme alışkanlıkları arasında, özellikle besin seçimlerinde önemli bir hata yaptığını söylemek güç. Yukarıda belirttiğim noktalarda yapacağı ufak değişimler beslenmesini daha iyi hale getirecek. Çiğdem Hanım’a beslenme ve besin seçimleri yönünden iyi bir not veriyorum: 8

Çiğdem Anat’ın stres yönetiminin yeterli olmadığı anlaşılıyor. Strese bağlı gerilim baş ağrıları ve yeme atakları bunun en önemli göstergeleri. Stres yoğunluğu gazete-televizyon habercisi için kaçınılmaz bir sonuç. Stres yönetimi konusunda yapması gereken bazı kolay değişimler yine de var. Bu değişimleri başaramazsa işi zor. Stres yönetimi notu düşük: 7

AİLE AĞACINI BİR GÖZDEN GEÇİRSİN

Verdiği bilgilere bakılırsa genetik mirası için de "çok iyi" demek pek mümkün değil. Aslında bize gönderilen bu kısa bilgilerle genetik miras bakımından da yorum oluşturmak ne kadar doğru pek emin değilim. İyi bir genetik miras değerlendirmesi için "aile ağacı" bakımından daha fazla bilgi aktarılması gerekiyor. Kişisel sağlık geçmişi açısından da ciddi bir sağlık sorunu yaşamamış olması sevindirici. Mevcut verilerle Çiğdem Anat’a genetik miras notu olarak 8 verebiliyorum.

Çiğdem Anat’ın aktivite düzeyi fena değil. Haftada iki gün bir saat sıkı yüzme son derece etkili bir fiziksel aktivite. Eğer buna haftada iki gün 30 dakikalık rahat bir yürüyüş de ekleyebilirse başarı şansı artacak, sağlığı daha da iyi olacak. Çiğdem Hanım’ın aktivite notu iyi: 8

Çiğdem Hanım en kötü notu yaşam tarzı ve alışkanlıkları içinde sigara bulundurduğu için alıyor. Günde bir paket sigara içen, orta yaş adayı bir hanımefendinin sağlığını korumada birçok güçlükle karılaşacağını hatırlatmak isterim. Bu güçlüklerin neler olduğunu daha önce birçok kez tekrarladık. Çiğdem Anat sigarayı bir an önce bırakmalı, bunu en azından çok kötü olan notunu (4) düzetmek için yapmalı.

Çiğdem Anat’a sağlığı, huzuru, keyfi, umudu bol, mutlu, verimli bir yaşam diliyorum.


STRESİ AZALTMAK İÇİN NEFES ALMA EGZERSİZİ YAPIN

Fazla yumuşak olmayan rahat ve destekli bir koltuğa oturun. Koltuğunuz yumuşak olursa, içine gömülürsünüz.

Koltuğun sırtınızı desteklemesini sağlayın.

Omuzlarınızı düşürün, omuzlarınızın belkemiğinizden uzaklaşıp kollarınıza doğru uzandığını hissedin.

Ciğerlerinizin ve göğsünüzün mümkün olduğunca dolmasını sağlayın.

Önce nefes verin, daha sonra beş derin ve uzun nefes alın. Nefesinizi tutmayın. Nefes alırken karın boşluğunuz hafifçe şişecek, nefes verirken de tekrar yerine gelecek.

Nefes alırken 1-2-3, nefes verirken de 1-2-3-4 diye sayarak devam edin.

EGZERSİZ UZMANI ÖZCAN KIZILTAŞ


YANLIŞ 1

BAKLAVA VE BÖREK YASAĞI ŞARTTIR

Kilo problemi sadece kişisel hatalardan ya da metabolizma yavaşlığından kaynaklanmaz. Kilo probleminin geri planında biraz da beslenme alışkanlıklarınız, çevresel faktörler, stres düzeyiniz, işiniz, dost çevreniz var.

Örneğin, baklava ve börek Türk mutfağının iki favorisidir. Kilo sorunu çeken bir kişiyseniz siz de hemen baklava, böreği kesmekle işe başlamayın! Böyle bir yanlış daha yolun başında sizi başarısızlığa mahkum eder. Baklava, böreksiz ziyafet sofrası, davet, düğün olmaz. Bir Gaziantep misafirliği yüksük baklava, bir Mersin kahvaltısı su böreğiyle bitmek zorundadır. Öyleyse bu güzel lezzetler sizi hep kovalayacak, yakanızı asla bırakmayacaklardır!

Çare baklava ve börekle ilişkiyi kesmekte değil, ölçülü bir hale getirmektedir! Her besinden tadımlık ölçülerde yiyip içmezseniz bir süre sonra o diyetlere tümüyle pes eder, eskisinden daha fazla yemeye başlarsınız.

YANLIŞ 2

ARKADAŞ SOFRALARINDAN UZAK DURULUR

Çiğdem Hanım davetlerde, arkadaş sofralarında yemeğin ölçüsünü kaçırmakta da çok haklı! Bu sofraların özelliği ve keyfi biraz da yemenin içmenin abartılmasındadır. Öyle olmasaydı davetler, sebze çorbasıyla başlar, bir balık parçasıyla sürer, zeytinyağlıyla devam eder ve bir parça meyveyle sona ererdi. O zaman da adı ne "davet" olurdu, ne de "arkadaş sofrası".

Yapılması gereken, bu sofralarda ölçüyü kaçıracağınızı önceden hesaplayıp sonraki yemekleri birazcık azaltmaktır. Ölçüyü kaçırmanın keyfini yaşamak, şölenin keyfinden uzak kalmamak ama ertesi gün 300-400 kalori kısıtlayıp aktiviteyi azıcık artırmaktır. Bütün bir hafta aslanlar gibi çalışan birinin hafta sonu dostlarla, arkadaşlarla küçük kaçamaklar yapma hakkı her zaman vardır. Çözüm bu kaçamakları abartmamakta ve hafta içinde diyete biraz özen gösterip biraz daha fazla egzersiz yapmaktadır.

YANLIŞ 3

FAST FOOD MUTLAKA KİLO ALDIRIR

Fast food
yiyeceklerin şişmanlattığı kesin! Bu yiyeceklerde daha çok şeker ve yağ var. Üstelik çoğunlukla kızartılarak hazırlanırlar, bol tuz eklenerek yenir. Kalori içerikleri çok fazla, glisemik yükleri çok yüksektir. Bu nedenle de kolay şişmanlatırlar.

Şehirde yaşayan ve günde 12-14 saat çalışan bir kişinin fast fooddan uzak kalması ise zor başarılacak bir iş. Başarılması gereken şey sağlıklı fast food seçimleri yapmak. Bir fast food restoranında salata yiyebilir, ekmek ve benzeri unlu besinleri, kızarmış patatesleri bir kenarda bırakabilir, tavuklu, hindili veya balıklı ya da yağsız parça etli bir mönüye yönelebilirsiniz.

YANLIŞ 4

HER STRESLİ KİŞİ ŞİŞMANLAR!

Gelelim stres kökenli aşırı gıda tüketimi meselesine. Strese bağlı aşırı gıda tüketimi metropol insanının başlıca sorunlarından biridir. Stres nedeniyle çok hızlı yemek yeriz. Stresliyken karnımızın mı, yoksa duygularımızın açlığını mı giderdiğimizi pek fark etmeyiz. Stres nedeniyle bedenimizi dolduran kortizol hormonu ve kanımızda artan ensülin yediklerimizi daha hızlı yağa dönüştürür. Bu durumda yapmamız gereken iyi bir "stres savar" olmayı becerebilmek. Eğer bunu beceremiyorsak stresliyken yemek yemek yerine, bir parça meyve atıştırmak ve stresi azaltmak için çıkıp biraz egzersiz yapmak daha doğru olacak.

NASIL YAŞIYORSUNUZ?

Çiğdem Anat (45)

Gazeteci ve yapımcı

Bugüne kadar sağlığımı etkileyen öyle kronik bir hastalık geçirmedim. Yalnız 10 yıl önce boyun fıtığı ameliyatı geçirdim. Zaten bu rahatsızlık tekrarlamasın diye o günden beri haftada iki gün birer saat aralıksız yüzüyorum. Bir rahatsızlığım olmadığı için düzenli kullandığım bir ilaç da yok. Ama günde bir paket sigara içiyorum. Haftada 2 gece az miktarda içki içiyorum.

Ailemde ise çeşitli kalp rahatsızlıkları ve kanser vardı. Bu nedenle olsa gerek 80 yaşından sonra sağlıklı yaşam süren kimseyi hatırlamıyorum.

Kilomu hep belli bir düzeyde tutmayı başardım. Tabii bunu sağlamak için hep belli saatlerde kahvaltı ediyorum ve yemek yiyorum. Hele gereksiz abur cuburdan hep uzak duruyorum. Fast food tipi yiyeceklerin yanına yaklaşmıyorum. Baklava, börekle ilişkimi uzun süre önce kestim. Yalnız davetlerde, arkadaş sofralarında yemeğin ölçüsünü biraz kaçırıyorum. Bir de stresli bir dönemdeysem daha fazla yemek yiyorum.

Balık çeşitlerine, sebze yemeklerine ve makarnaya bayılıyorum. Süt, peynir, yoğurt gibi temel gıdaları düzenli biçimde tüketiyorum. Yemekleri orta tuzlu yiyorum. Yemeklerde hayvansal yağlar yerine mutlaka zeytinyağı kullanıyorum. Günde toplam 3-5 fincan kahve ve çay içiyorum. Buna karşılık gün boyunca çok su içmeye gayret ediyorum. Stres nedeniyle zaman zaman gerilim tipi baş ağrısı çekiyorum.

Çiğdem Anat’ın not ortalaması: 7
Yazarın Tüm Yazıları