Doğal şifa mı, sağlık tehdidi mi?

Önce ABD’de pek çok üniversite (bunlara Harvard, Pitsburg Üniversiteleri dahildir) tamamlayıcı-geleneksel tıp bölümleri açtı.
Daha sonra birçok Avrupa ülkesi bu konuya ağırlık vermeye başladı.
Mesela Fransa homeopatiye eskisinden daha sıcak baktı. Almanya’da bitkisel tıp -fitoterapi- tarihinin en parlak günlerini yaşamaya başladı.
Bütün bunlar doğru, hatta dahası var!
Geleneksel Çin tıbbı da 90’lı yıllardan sonra modern tıbbın ilgi duyduğu bir tedavi yöntemi haline geldi. Amerika’da çok sayıda tıp merkezi (örneğin Mayo Klinik ve MD Anderson kanser hastanesi) uzun zamandır geleneksel Çin tıbbı (Tcm: Traditional Chinese Medicine) alanındaki araştırmaları dikkatle izliyor. Çok sayıda Amerikalı ve Avrupalı doktor Çin’de bu konuda eğitim alma sürecinde.
Kısacası geleneksel tıp yalnızca bizde değil, dünyanın her ülkesinde eskisinden daha çok ilgi görüyor.

NE OLDU?

Peki, ne oldu da bu konu gündeme yerleşti? Ne oldu da tamamlayıcı tıp bu kadar popülerleşti?
Bu durumun pek çok sebebi var.
Bunların en başında modern tıbbın “ruhunu kaybetmesi” ve aşırı ölçüde ticarileşmesi geliyor.
Modern tıbbın insanlara adeta “tamire muhtaç bozuk makineler” gibi muamele etmesi, sağlıksızlığın ya da hastalıkların ruhsal ve sosyal yönlerini ciddiye almaması, her sorunu ilaçla tedavi etmeye kalkmasının da bu işte payı var.
Modern tıp ruhu unuttu! Modern tıp endüstrileşti, makineleşti. Ve sonuçta insandan -farkında olmadan- uzaklaştı.
Ve bütün bu gelişmeler insanların, özellikle çözülemeyen kronik sağlık sorunu olanların tamamlayıcı tıbba da ilgi duymasına yol açtı.
Bence iyi de oldu.
Yyi oldu ama bu güzel gelişmenin, bu hoş resmin bir de kirli ve kötü yüzü var: Bu işin ticaretini yapan şarlatanlar ve bilmeden, düşünmeden bu şarlatanlara alet olanlar...

Problem ciddi!

Meslektaşlarımız, sorunun büyük-
lüğü konusunda ilgilileri defalarca uyardı. Biz problemin ciddiyeti hakkında çok şey yazdık. Gazeteler, TV’ler bu ürünlere bağlı ölümleri haber yaptılar. Ama hâlâ ciddi bir önlem alınmış değil.
Ne internet mecrasından sorumlu olanların, ne tüketici haklarını koruması gerekenlerin, ne halkın sağlığını korumakla görevli olanların, ne de konuya gereken hassasiyeti göstermeleri gereken basın yayın kuruluşlarının ve de bunları denetleyen üst kurulların ciddi bir önlem aldıklarını söylemek mümkün...

Şarlatanlara dikkat

Geleneksel tıp bizde de güçlü ve etkili. Bizim halkımız da bu doğal yöntemle tedavilere sıcak bakıyor, ilgi duyuyor. Ama ne var ki ortalıkta dolaşan çok sayıda şarlatan halkın doğal ve geleneksel tıbba yönelik duygularını, inançlarını istismar ediyor.
Üstelik bunu bazen de dini öğeler kullanarak, sözde dinsel işaretlere veya kaynaklara dayanarak yapmaya bile çalışıyorlar ki bu son derece endişe verici bir gelişme.
Bazıları işi daha da büyütüyor, kantarın topuzunu kaçırıyor, ölçüyü dünyanın da dışına taşırıp “kâinat tıbbı” veya “kozmik tıp” gibi saçma sapan noktaları gösteriyor. Bazıları da sattıkları ürünlerle hemoroidden varise, şişmanlıktan şekere ciddi sağlık sorunlarına sahte çözümler, tedaviler üretiyorlar.
Bunların çoğudaha önce defalarca yazdığım gibi- tıp mensubu bile değiller.
Bırakın tıp fakültesinden mezun olmayı, insan sağlığı ile ilgili herhangi bir alanda en ufak bir eğitimleri olmayan kişiler. Tek ama tek bir amaçları var: Para kazanmak!

Önlem bekliyoruz!

Umalım ki, başımıza daha ciddi işler gelmeden bu şarlatanlıklar bir an önce sona erdirilsin.
Ve umalım ki bu önemli sorunun kontrol altına alınması için gereken adımlar bir an evvel atılsın. Etkili projelere imza atan Sağlık Bakanımızdan da, Gıda ve Tarım Bakanımızdan da bu adımları atmaları bekleniyor.