Paylaş
Baharı “diyetin değil, değişimin başlangıcı” yapmaya karar verin. Nasıl mı? Buyurun...
Cemreler ruhumuza da düşünce “diyet” konusu yeniden gündeme geliverdi. Anlaşılan bu bahar da kuşlar, çiçekler kadar diyetler konuşulacak. Önümüze yine mucize formüller, yeni otlar, çöpler konacak, “filanca diyetle üç günde beş kilo veren, filanca hapla mum gibi eriyen” ünlülerin hikâyeleri yazılıp çizilecek.
Gelin bu bahar farklı bir şey yapalım. İster kıştan kalan 3-5 kilo fazlamız, ister obezite hududuna yaklaşan şişmanlığımıza çözüm arayalım, soruna düz, sıradan, basit bir pencereden bakalım.
AZ YE, ÇOK KOŞ
Önce şu önemli bilgiye inanalım: Tiroid bezi az çalıştığı, böbreküstü bezleri fazla kortizol ürettiği, yumurtalıkları kistler işgal ettiği zaman da yağlanırız ama toplamda bunların etkileri kilo probleminin en fazla %5’ini açıklar.
Metabolik sorunlar da kilo aldırır. Özellikle “insülin direnci” son zamanlarda patlama noktasına gelen kilo sorununun temel nedenidir ama onun etkisi %30’ları geçmiyor. Kısacası probleme “genetiğim böyle, metabolizmam iyi çalışmıyor, su içsem yarıyor” gibi baştan savma bahanelerle yaklaşmak doğru değil. Kilo sorunu genelde iki temel yanlışa dayanır: “İHTİYACIMIZDAN FAZLA YEDİĞİMİZ” ve “DAHA AZ HAREKET ETTİĞİMİZ” için kilo alırız.
BU YANLIŞLARDAN ACİLEN DÖNÜN
Kilo sorunu ile samimi olarak yüzleşmek istiyorsak önce bu ikisine yoğunlaşmalıyız.
Yanlış, bedenimize uymayan yiyecek, içecekler genetik kurgumuza ters besinler tüketmemeli, fazla yiyip içmemeli, yeterince hareket etmeliyiz.
İster 3-5 kiloluk bir fazlalığımız, ister obezitemiz olsun fark etmez, sorunu çözerken yapmamız gereken ilk iş yaşam tarzımızı gözden geçirmek, yanlışlarımızdan vazgeçmek olmalıdır. Eğer aktif, enerjik, zinde/formda biri olmak istiyorsak ne önümüze konan diyet listeleri, ne ilaçlar, otlar, çöplere, ne de “mucize diyet”lere bel bağlamamalı, YEME-İÇME YANLIŞLARIMIZDAN VAZGEÇMEYİ ve AKTİVİTEMİZİ ARTTIRMAYI hedeflemeli ve bu değişimleri ALIŞKANLIK HALİNE GETİRMELİYİZ. Kısacası çözümü “DİYETLERDE DEĞİL, DEĞİŞİMDE” aramalı, “DOĞRU BESLENEN, AKTİVİTESİZ HAYATI AKLINDAN BİLE GEÇİRMEYEN” birileri olmalıyız.
Çağrımı tekrarlıyorum: Eğer kilo sorununuzu çözmek istiyorsanız bu yıl değişik bir yol izleyin. Baharı “diyetin değil, değişimin başlangıcı” yapmaya karar verin. İnanın ki sonrası kendiliğinden gelecektir.
Niyet diyetten önemli
“Dİyet değil, değişim” sloganı ile çıkacağınız yolculukta özellikle ilk günlerde dikkat etmeniz gereken kilit noktalar var.
En başında “NİYET” geliyor. Kararlı, azimli bir başlangıç yapmak, değişimi sürdürme, ÇEVRENİZDEKİLERİ YÖNETMEK, SÜRECİ KONTROL ALTINDA TUTMAK ve SİZİ OLUMSUZ ETKİLEYEBİLECEK NEDENLERDEN UZAK DURMAK geliyor. Sizi yemeye içmeye heveslendiren kişilerden, ortamlar, kokular ve duygulardan, sizi ayartmaya çalışan arkadaşlardan uzak kalmak önemlidir.
Sizi MOTİVE EDEN insanlarla sık sık beraber olup SABOTAJCILARA PAÇANIZI KAPTIRMAMANIN da bir yolunu bulmanız lazım. “Olumlu” sabotajcılara örnek “bir dilim baklavadan bir şey olmaz” diyen anneniz, “yemezsen ölümü öp” diye bastıran anneanneniz, “Olumsuz” sabotajcılarsa “atın ölümü arpadan olsun!” deyip sizi kararınızdan vazgeçirmeye çalışan biri olabilir.
SÜREKLİ MOTİVASYON
Mühim bir nokta da motivasyonunuzu sürekli kılmanızdır. Özellikle ilk günler zordur. Yoksunluk ve eksiklik duygularının yoğun olduğu, “acaba vaz mı geçsem?” gibi iç seslerinin sizi gıdıklayıp duracağı ilk günlerde aman uyanık olun. Aman ha o seslere, ayartmalara paçanızı kaptırmayın. Bunlarla mücadele ederken STRESİNİZ de olacak. Stresle baş etmenin de bir yolunu bulmalısınız. Size çok yedirten, yağlı yemeklere yönelten, tatlı krizlerine, börek, poğaça nöbetlerine sokan streslerden uzak durma çabaları “yoksunluk stresleri” yaratıp canınızı sıkabilecektir. İşin bu yanına da dikkat edin.
Şeker avcısı olun!
Değİşİm yolculuğunuzun ilk adımı DAHA ÖLÇÜLÜ YEMEK olsun.
Oturarak yemeye, yavaş ve iyice çiğnemeye, abur cuburu bırakmaya, tam ve sağlıklı gıdalarla beslenmeye –ve daha pek çok şeye- başlayın.
İLLA BOL HAREKET
Su içmeyi unutmayın! “YAĞ DEDEKTİFİ” olmanın bir yolunu bulun. Yiyip içtiklerinizin içinde çok fazla yağ içerenleri belirleyip lezzetten taviz vermeden az yağlı beslenmenin yollarını araştırın. Sadece yağ dedektifi olmanız yetmez. Becerikli bir “ŞEKER AVCISI” da olmalısınız. İçinde şeker olan şeylerden yavaş yavaş uzaklaşın.
Bu ikiliye bir şey daha katmalısınız: UN VE NİŞASTA KUŞKUSU!
Tam gıdalarla beslenmeniz, doğal gıdaları tercih etmeniz de mühim. Soruna “diyet, değil değişim” sloganıyla yaklaşmanın en güzel yanı ise sizi tam bir AKTİF YAŞAM TUTKUNU haline getirmesidir.
Keyif aldığınız bir aktivite programı oluşturun. Aktivitenin her gün otuz dakikayı geçmesi de şart değildir. Ağırlığınız fazla, diz, kalça, bel eklemleriniz problemliyse günde 5-10 dakika ile başlayıp yavaş yavaş arttırın. Bütün mesele başaracağınızdan emin olmanız, yaptıklarınızdan zevk almanız.
NE ZAMAN TIBBİ YARDIM
Fazla kilodan kurtulmak isteyen ama aşağıdaki işaret, belirti ya da bulgulardan bazılarını taşıyan biriyseniz, arka plandaki bazı sağlık sorunları nedeniyle kilo alıyor olabilirsiniz. Bu sorunları çözmediğinizde hem bin bir çabayla verdiğiniz kiloları geri alırsınız hem de o hastalığın sinsice ilerlemesine göz yummuş olursunuz. İşte bazıları...
-İnsülin direnci ve kilo: Bel çevreniz kadında 88, erkekte 100 cm.nin üzerinde, bel kalça oranınız kadında 0,8 ile erkekte 1,1’den fazlaysa. İyi kolesterol azlığı, ürik asit fazlalığı, trigliserid yüksekliği, kan şekeri yükselme veya düşme, hipertansiyon gibi sorunlarınız varsa. Kilo aşırılığıyla kalp damar hastası iseniz.
-Hipotiroidi ve kilo sorunu: Kilo fazlalığına eşlik eden cilt kuruluğu, kabızlık, unutkanlık, yorgunluk, ödem, kaşlarda dökülme, tırnak ve saç sorunları da varsa.
-Kuşing hastalığı/sendromu ve kilo fazlalığı/obezite: Hipertansiyon, yüzde yuvarlaklaşma, ensede kalınlaşma, tüylenme, karın cildinde mor çatlaklar, ilerleyici yorgunluk gibi sorunlar varsa.
-Polikistik over (PKOS) ve kilo sorunu: Genç kız ve kadınlarda adet düzensizlikleri, tüylenme, akne/sivilce oluşumu, kan şekeri düşmeleri, yeme atakları, tatlı düşkünlüğü, ciltte özellikle koltuk altı ve çevresinde, sırtta, ensede siyah lekelenmeler varsa.
-Depresyon ve kilo sorunu: Depresyon hem oluşturduğu psikolojik sorunlar, hem de tedavide kullanılan ilaçlar nedeniyle kilo almaya yol açabilir. Depresif birinin “medikal gözlem altında” kilo vermesi gerekir.
-Obezite sorunu: Obezite özellikle çoklu sağlık sorunlarına yol açmaz, obezitede mutlaka tıbbi bir tedavi planı, takip ve gözlem altında kilo verilmesi gerekir.
Paylaş