Paylaş
Diyabet eğiliminin yaş ilerledikçe zaten sıklaşacağı dikkate alınırsa 40’lı yaşlar sonrasında hemen herkesin detaylı bir “diyabet risk değerlendirmesi”nden geçmesinde ve riski olanların risk azaltıcı bir faaliyet içine girmesinde fayda var.
Günümüzdeki diyabet patlamasının nedeni de karmaşık değil aslında: Gereğinden fazla yiyor, gerektiği kadar hareket etmiyoruz. Neticede bedenimiz baş edemeyeceği ölçüde yağlanmaya, sistemimiz gereğinden fazla insülin üretip daha az insülin kullanmaya, sonra da “insülin direnci” sorunuyla uğraşmaya başlıyor.
Eğer diyabet riskinizi azaltmak istiyorsanız, bunun en etkili ve kolay yolu fazla kiloları vermektir. Kilo kaybı insülin direncini düşürüyor, pankreasın daha makul miktarlarda insülin salgılaması dokuların -özellikle kas dokusunun- insülini daha iyi kullanmasını sağlıyor. Kilo vermek için de az yiyecek, özellikle şeker, un, nişasta içeren rafine karbonhidratlardan uzak kalacaksınız.
Ayrıca mutlaka ama mutlaka beden makinenizi daha hareketli hale getirecek, kas dokunuzdaki insülin direncini kıracaksınız.
Unutmayın eğer kilo sorunu olan biriyseniz -bunun için ille de obez/şişman biri olmanız da şart değildir...
Fazla kilolu biri olmanız da yeterlidir- fazla kiloları vermeniz muhtemel bir diyabeti önlemenin en etkin yoludur.
Eğer diyabete yakalanmışsanız kurtuluş yine ve öncelikle beslenme düzenini kontrolden, fazla kiloları vermek ve daha çok hareket etmekten geçiyor.
Kısacası her halükarda daha az yemek ve daha fazla egzersiz yapmak değişmez bir kural ve “diyet+haftanın beş günü tempolu yürüyüş yapmak”, şeker ilacı kullanmaktan çok daha etkili bir çözüm.
UYARI
Kızarmış patatesi seviyor musunuz?
Eğer karbonhidrat oranı yüksek bir yiyeceği yağda kızartacak olursanız o yiyeceğin kanınızdaki şeker ve yağ miktarını beklenenden daha hızlı yükselteceğinden emin olabilirsiniz. Kanda şeker ve yağ oranlarının birdenbire artması ise “oksidatif stres” adını verdiğimiz tehlikeli süreçleri hızlandırıyor. Bu süreçler de kanın pıhtılaşma eğilimi yükseliyor, proteinlerin yapısı bozuluyor. Damar iç yüzeyini döşeyen kaygan yüzeyel tabakada da hasar oluşuyor.
Neticede damar içinde kan dolaşımı bozuluyor, damarlar kasılmaya ve daralmaya başlıyor. Patates kızartması sevenlerin bilgisine!
BİR SORU
Beslenmek mi besilenmek mi?
Doğru besinleri yiyip içtiğinizde bile miktara dikkat edin. Vitamini, minerali, antioksidan gücü yüksek yiyecekleri her zaman öncelikle tercih etmeniz şart ama bu besinleri de fazla miktarda tükettiğinizde “beslenmek” bir çeşit “besilenmek” anlamına da gelebiliyor.
Çünkü sağlıklı olduğundan yüzde 100 emin olduğumuz besinlerin de bir enerji değeri var. Zeytinyağı sağlıklı bir yağ ama bir yemek kaşığı zeytinyağı aynı zamanda 120 kalori içeriyor. Eğer ekmeği bana bana her sabah kahvaltıda üzerine limon, kekik, nane eklenmiş zeytinyağını bol bol yerseniz yağlanırsınız. Dahası zeytinyağının içinde yüzde 20’ye yaklaşan oranda doymuş yağlar var. Dolayısıyla abartılmış miktarlarda zeytinyağı tüketmek 3-5 kilo daha fazla yağ ve kolesterol rakamlarınızda yüzde 10-20’lik bir artış anlamına gelebilir.
BİR SORU/BİR CEVAP
Yaşlılar vitamin desteği almalı mı?
Ben yaşlıların her gün düşük dozlu bir “multivitamin/multimineral desteği” almalarının faydalı olduğunu düşünüyorum. Çünkü yaşlıların çoğu iyi beslenmez. Diş problemleri nedeniyle yeteri kadar çiğneyemedikleri ve biraz da hazırlamayı ihmal ettiklerinden yemekle çok ilgilenmez, taze, besleyici gücü yüksek besinleri hazırlamayı ihmal ederler.
Diğer taraftan mide asitlerinin azalması, bağırsaklarının emilim gücünün düşmesi de yeteri kadar vitamin, mineral kazanmalarına engel olabilir.
İşte bu nedenle yaşlılara her gün bir multivitamin/multimineral desteği vermek ve onların vitamin, mineral seviyelerini gösterebilecek testleri takip etmek -D vitamini, B 12 vitamini, demir gibi- bana göre doğru bir yaklaşımdır.
UNUTMAYIN
Yağ saklamak zor iş!
Zeytinyağı, ayçiçeği, pamuk ya da mısırözü yağı olması fark etmez, bitkisel yağların her türlüsünün özel koşullarda saklanma ve muhafaza edilmeleri lazımdır.
Zeytinyağını ışık geçirmeyen bir cam kapta saklamak en doğrusudur. Bu durumda bile onu karanlık ve serin bir yerde muhafaza etmeniz lazım. Aynı durum hızlı oksitlenebilen keten tohumu yağı için de geçerli. Prensip olarak bitkisel yağları açtıktan sonra buzdolabında saklayın. Hiçbir bitkisel yağı kızartmalık olarak iki defadan fazla kullanmayın. Kızartmalık olarak kullandığınız yağları da güneşten uzak, hava almayacak şekilde ve bir cam şişede, kuytu bir yerde saklayın.
Paylaş