Paylaş
Bağışıklık sistemi bizi iç ve dış düşmanlardan koruyan mükemmel bir doğal organizasyondur. Onun sayesinde içimizdeki İrlandalıları (!) (yani bedenimizde oluşan kanseröz yapıları) henüz daha oluşum halindeyken tanır ve yok ederiz. Yine onun sayesinde dış düşmanlarla (bakteriler, virüsler) savaşır ve genelde de kazanırız.
İşte bu nedenle bağışıklık sistemimizi korumayı ve onu güçlendirmeyi öğrenmek, bir ölçüde sağlığımızı da garanti altına almak anlamına geliyor. Bunu yapabilmek için de, önce onu tanımak ve anlamak zorundayız.
Vücudun savunma mekanizması, bir anlamda ordusu olan bu sistem, yukarıda da anlatmaya çalıştığım gibi bizi hem kanser gibi iç tehlikelere hem de dışarıdan gelen mikrop saldırılarına karşı koruyor.
Kafanızın karıştığını biliyorum, isterseniz biraz daha açayım: Kulağa korkutucu gelse de, vücudumuzda her gün yüzlerce kanser hücresi gelişiyor. Bağışıklık sistemi biz farkında bile olmadan, kanserleşen bu atipik hücreleri anında yakalıyor ve yok ediyor.
Vücudumuz, haberimiz bile olmadan yok edilen kanserli hücreler gibi, normal koşullarda bize zarar vermeyen mikroplarla da dolu. Sistem zayıf düşmedikçe bu durum herhangi bir sorun teşkil etmiyor.
Fakat denge bağışıklık gücü aleyhine bozulduğunda vücuttaki bakteriler ve mikroplar saldırıya geçiyor. İşte bu nedenle hemen herkesin sağlam ve tıkır tıkır işleyen bir bağışıklık sistemi olması şart.
“Peki bu iş nasıl başarılacak?” diye soruyorsanız buyurun…
Antibiyotiklerden uzak durun
Bağışıklık sistemi dokunulmadığında, kendi haline bırakıldığında, muhteşem bir şekilde çalışır. Nasıl sokak köpekleri, ev köpeklerine kıyasla daha güçlü olursa, bağışıklık sistemi de kendini korumayı öğrendiğinde daha güçlü olur. O nedenle, biraz ateşlendiğinizde hemen antibiyotiğe sarılmayın.
Ateş, savunma güçlerinin alarma geçtiğini gösterir. Bağışıklık sistemi vücuda şöyle der; “Ben mikroplarla baş edemedim, ateşi yükselt ve ısıyla öldür.” Mikroplar ısıdan hoşlanmadıkları için çoğalamazlar.
Eğer çok yaşlı biri ya da çok küçük bir çocuk söz konusu değilse, ateş çıkar çıkmaz hemen antigribal ilaçlara, ateş düşürücülere ve antibiyotiklere sarılmamak gerekiyor. Antibiyotik yerine probiyotik zengini besinlerden ve prebiyotik gücü yüksek gıdalardan faydalanın.
Dost ve düşman besinleri öğrenin
Her konuda olduğu gibi, bağışıklık sisteminin korunmasında da doğru beslenmek anahtar rol oynuyor. Araştırmalar, aşırı şeker tüketiminin bizi enfeksiyonlara karşı savunmasız bıraktığını gösteriyor.
Fırın ve pastane işi beyaz unlu mamuller, tekrar tekrar kullanılan kızartma yağları da bağışıklık sisteminin baş düşmanları.
Bağışıklık sistemi demir eksikliğinden hiç hoşlanmıyor. Bu yüzden, en zengin demir kaynağı olan kırmızı et, güçlü bir bağışıklık sisteminin olmazsa olmazı. Balık, süt, peynir gibi diğer hayvansal proteinler de bağışıklık sisteminin dostudur. Bağışıklık sistemini güçlendiren gıdalar listesine, C ve A vitamini açısından zengin karotenoidleri de eklemek gerekiyor.
Bunlar sarı dolmalık biber, portakal, greyfurt, havuç gibi sarı; domates, kırmızı erik, kan portakalı gibi kırmızı meyve ve sebzelerde bulunuyor.
Vitaminle destekleyin
Güçlü bir bağışıklık sistemi desteklerinin en önemlisi C vitaminidir. Diyetinize portakal, limon, elma ve armut gibi C vitamini açısından zengin besinleri ekleyin. Ancak C vitamini sadık bir vitamin değildir, gün içinde kullanılmayan miktarı böbrekler yoluyla vücuttan atılır. Bağışıklık sistemini destekleyen bir diğer vitamin ise D vitaminidir. Bu vitamini depolamak mümkün. En mükemmel D vitamini kaynağı güneştir, bu yüzden vücudunuzun güneşle temas etmesini sağlayın.
Tabii ki güneş yaşlandırıyor, tabii ki güneş ışınlarının tehlikeleri var ama bağışıklık sistemini bu değerli vitaminden mahrum bırakmayın.
Bağışıklık sistemine güç verin
* Güneşten faydalanın. D vitamini güçlü bağışıklık için olmazsa olmaz.
* Diyetinizde kırmızı et, bol sebze ve hamsi gibi yağlı balıklar bulunsun.
* Haftada iki-üç defa bakliyat, ayda bir kez ızgara karaciğer tüketin.
* Kefir, yoğurt, ev yapımı ayran, boza, ev yapımı taze turşular güçlü bir bağışıklık için harika besinlerdir.
* Alışveriş listenize kırmızı, sarı dolmalık biber, domates, böğürtlen, pancar, kırmızılahana ekleyin.
* Portakal, limon, greyfurt, mandalina, nar, yeşil sebzeler, özellikle yeşilbiber de bağışıklığı güçlendirir.
* Yemeğin içine hızla nüfuz edebilmesi için, limonu küp şeklinde kesilmiş kabuğuyla birlikte koymak daha iyidir. .
* Maydanoz C vitamini açısından zengindir. Tümörlerin büyümesinde etkili olduğu düşünülen apigenin diye bir madde de içerir.
Bu hataları yapmayın
◊ Aslında vücut çok güçlü bir bağışıklık sistemine sahiptir. Yeter ki siz bazı hatalarla onu güçsüz düşürmeyin.
◊ Uykusuz günleri ateşli hastalıkların izlediği biliniyor.
◊ Beslenme yanlışları çok etkili. Yetersiz beslenmek özellikle vitamin, mineral ve antioksidan zengini yiyeceklerden, proteinlerden uzak kalmak, yeterince kırmızı et, balık, tavuk, yoğurt, peynir ve kefir tüketmemek bağışıklık sistemini zayıflatıyor.
◊ Özellikle demir, çinko ve selenyum gibi minerallerin, C, B ve D vitamini eksikliklerinin bağışıklık sistemini takatsiz bıraktığı biliniyor.
◊ Stres, üzüntü, çözülemeyen ruhsal sorunlar da bağışıklık dengesini bozuyor.
◊ Hareketsiz bir yaşam da bağışıklığın düşmanı. Aktivitesiz hayat bağışıklık sistemini güçsüz düşürüyor.
Paylaş