Paylaş
Son zamanların popüler nörolojik sorunu “beyin sisi”, COVID-19 enfeksiyonunu geçirenlerde de görülebiliyor. COVID-19’u aylar öncesinde geçirmesine rağmen hâlâ kendini sanki bir “demans/bunama hastası” gibi hisseden, “yorgun, isteksiz, keyifsiz, düşüncelerini toparlamakta güçlük çekip öfke kontrolünde zorlanan, neticede de hızlı ve ölçüsüz tepkiler verebilen, odaklanma ve konsantre olmada zorlanan” pek çok insan var. Konu o kadar güncel hale geldi ki ardı ardına birçok önemli gazetede (The New York Times, The Guardian, The Independent) haber konusu oldu. Peki sorunun detaylarında neler var? Merak ediyorsanız buyurun...
İYİ BİLGİ
SORUN: POST VİRAL SENDROM
BAZI virüs enfeksiyonları iyileştikten sonra bile bedensel ve ruhsal sorunlar oluşturabilirler. Sıradan bir soğuk algınlığı, grip ya da ağır geçirilmiş bir başka viral enfeksiyonu takiben gelişen yorgunluk, en sık görülen belirtidir. Yorgunluğa çoğu zaman kafa karışıklığı, baş ağrıları, yüksek volümlü seslere tahammülsüzlük, konsantre olma ve odaklanmada zorlanma, unutkanlık, eklemlerde ve kaslarda sertliğin eşlik ettiği ağrılar ve benzeri şikâyetler de eşlik edebilir. Hastaların çoğu kendilerini üzgün, yorgun hatta bazen de depresif hissettiklerinden bahsedebilir. Bu tür sorunlarla en çok da o viral enfeksiyonu ağır geçiren orta ve ileri yaşlı kişilerde rastlanır. Post-viral sendroma bağışıklık sistemi zayıf olanların daha sık yakalandığı da iyi bilinir. Post-viral sendromun en çok hedeflediği sistemin ise “sinir sistemi” olduğu kesindir. Sisli beyin de post-viral sendromun parçası olabilir. Peki neden?
SORU ŞU
BEYİN VİRÜSTEN NASIL ETKİLENİYOR
COVID-19 enfeksiyonu sonrasında gelişen sisli beyin tablosunun nasıl oluştuğu konusunda uzmanlar arasında ortak bir fikir yok. Uzmanlardan bazıları sorunun “enfeksiyon esnasında oluşan bağışıklık sağlayıcı antikorların yanlışlıkla sinir sistemine saldırmasından” kaynaklandığını ileri sürerken, bazıları da “enfeksiyon nedeniyle hasar gören sinir hücrelerinin birbirlerine yanlış sinyaller göndermesi ile ilişkili olabileceğini” ileri sürüyor. Ayrıca “beyni besleyen kan damarlarında iltihaplanma/vaskülit olabileceğini” düşünenler de, “enfeksiyon yatıştıktan sonra da sürebilen kalıcı bağışıklık aktivasyonu ile ilişkilendirenler” de var. Kısacası elde henüz net ve açık bir delil maalesef yok.
NETİCE
PEKİ SONUÇ NE
KORONAVİRÜSTEN aylar önce kurtulan bazı kişilerde bile zamanla beyin sisi sorununun gelişebileceği artık inkâr edilemez bir gerçek. Beyin sisi belirtilerinin bazı hastalarda hastalığın başlangıcından 2 hafta sonra ortaya çıkabileceği de bilinmeli. COVID-19’da iyileşmeyi takiben baş ağrıları, odaklanma ve konsantrasyon sorunları, unutkanlık, duyguları kontrol etmede güçlük, aşırı öfke tepkileri veya farklı depresif ruhsal değişimler, ilerleyici bir yorgunluk ve halsizlik hali, kafa karışıklığı ve benzeri sorunlar yaşayanların, problemlerinin geçici olduğunu düşünmek yerine vakit geçirmeden bir nöroloji uzmanından yardım istemeleri gerekiyor.
NOT ALIN
BEYİN SİSİNDE NELER OLUYOR
UZMANLAR arasında net ve açık bir yaklaşım, ortak bir bilgi noktası olmasa da beyin sisinde sinir hücrelerinin (nöronlar) küçük bir kısmının “geçici olarak kapandığı”nı düşünmek mümkün. Bazı uzmanlar kilit sorununun beynin farklı kortikal nöron gruplarında yerleşmiş olabileceğini de düşünüyor. Sorundan etkilenen o nöron grupları henüz açıklanamayan nedenlerle geçici olarak kendini kapatıyor, devre dışı kalıyor diye düşünenler de var. Ama bilelim ki beyin sisi herhangi bir enfeksiyon söz konusu olmadan da gelişebilen bir problem.
“Mesela” mı?
KISA BİLGİ
BEYNİN SİSLENEBİLECEĞİ DİĞER DURUMLAR
* Fibromiyalji teşhisi konulanların pek çoğunda “tükenmişlik sendromu”na ilaveten beyin sisi de tabloya eşlik edebiliyor.
* Glüten alerjisi (çölyak hastalığı) veya gluten duyarlılığı (gluten intoleransı) olanlarda da aşırı glüten tüketimi muhtemel bir beyin sisi nöbetini tetikleyebiliyor.
* Hormonal değişimlerinde aynı sorunu tetiklemesi mümkün. Kadınlarda östrojen azalması ya da kaybı (menopoz) beyin sisine götüren önemli nedenlerden biri olabiliyor. Ben erkeklerde de testosteron kaybının aynı problemi tetikleyebileceğini düşünüyorum.
* Ayrıca çok yoğun iş süreçlerinden geçen ve “aynı anda birden fazla iş yapmayı neredeyse bağımlılık haline getiren” kişilerde de beyin sisinin gelişme olasılığı artıyor.
* Uzun süredir farkında olmadan depresyon sorunu yaşayan ve/veya halen depresyon tedavisi gören kişilerde de beyin sisi probleminin ortaya çıkma ihtimali var.
GÜNÜN SÖZÜ
“ZİHNİMİZ bir paraşüt gibidir, ancak açıldığında iş görür.” Albert Einstein
BANA GÖRE
ERTUĞRUL ÖZKÖK SİZCE HAKLI MI HAKSIZ MI
ERTUĞRUL Özkök, geçtiğimiz günlerde bir yazısında rahmetli cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel’i fiziken Sünger Bob’a benzetti. Özkök bu benzetmede haklı olabilir. Ama net ve açık olarak söyleyeyim: Rahmetli cumhurbaşkanımız S. Demirel “sünger” değil, aksine katıksız bir “teflon”dur. Mesela onun;
* “Meseleleri mesele yapmazsanız ortada mesele yapacak bir mesele kalmaz.”
* “Ege bir Yunan gölü değildir, bir Türk gölü de değildir. Binaenaleyh Ege göl değil, denizdir.”
* “Memleketin ekonomik durumunu tek kelime ile ifade etmek gerekirse ‘iyi’dir, iki kelime ile ifade etmek gerekirse ‘iyi değil’dir!” cümleleri rahmetlinin “teflonist yaklaşım”ın gelmiş geçmiş en iyi örnekleridir.
Paylaş