Uzmanlar cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlarda ciddi bir artış olduğunu belirtiyor.
Cinsel ilişki ile geçen hastalıkların en önemlileri; bel soğukluğu, frengi, Hepatit B, HIV enfeksiyonu (AIDS), genital herpes, trikomoniasis, kandidiasis ve klamidyoz’dur. Hepatit B ve bazı HPV virüslerine karşı geliştirilmiş aşılar var ve bunlar oldukça yüksek bir koruma sağlıyor. HPV virüslerine karşı geliştirilen aşının rahim ağzı kanserinden de koruduğu biliniyor. Cinsel yolla bulaşan hastalıkların tedavisi de var. Yeter ki ortaya çıkan belirtiler önemsensin, tedavi geciktirilmesin. Ama en önemlisi korunmak!
BELİRTİLERİ NELER
Cinsel organların çevresindeki siğil, uçuklar, ağrısız yaralar çok önemli işaretlerdir. Cinsel organdan gelen akıntılar, kaşıntı, karıncalanma hissi, ağrılı idrar yapma, idrar yaparken güçlük çekme ve sık idrara çıkmalar da önemli işaretlerdir. Bu belirtilerden birinin ya da birden fazlasının ateş, üşüme, ağızda yaralar, kasıklarda şiş ve ağrılı bezeler, deri altında şişliklerle birlikte olması durumunda daha da hızlı hareket etmek gerekiyor.
Genç kız ve kadınlarda kasık ve bel ağrılarının, ağrılı cinsel ilişkilerin, vajinal akıntıların, adet düzensizliklerinin, erkeklerde cinsel organdan gelen akıntı, yanma ve sızıların da ciddiye alınması şart! Bu belirtilerle karşılaşan herkesin hemen bir üroloji uzmanından yardım istemesi zorunlu görülüyor.
BULAŞMAYI ÖNLEMEK İÇİN KORUNUN
Cinsel yolla bulaşan hastalıkların bulaşma şekli cinsel ilişkinin korunmasız, hijyenik kurallara dikkat edilmeden yapılmasıdır. Yani bu tür hastalıklar öksürük, aksırık, tükürük ya da balgamla mutfak malzemeleri veya ortak kullanılan duşlar, banyo küvetleri ile bulaşmaz. (Bir süre önce yayınlanan bir notumuzda yiyeceklerle AIDS virüsünün bulaşabileceği yer almış. Konuyu hazırlayan arkadaşım adına düzeltiyorum.) B Hepatit gibi virüslerin traş malzemeleri, makaslar, manikür-pedikür malzemeleri ile de geçmesi mümkündür. Ama bu hastalıkların çoğunun en çok korunmasız cinsel ilişki ile bulaşacağını unutmayın.
Cinsel yolla buluşan hastalıkların önlenebilir ve tedavi edilebilir sorunlar olduğunu unutmayın. Hastalığın ayıbı olmaz! Bu hastalıklara ilişkin belirtileri gizlemeyin, saklamayın doktorunuza müracaat etmekte geç kalmayın. Hepaptit B ve HPV aşılarını yaptırmayı unutmayın.
Yumurtayı haşlamak mı iyi yağda pişirmek mi
Her ikisi de iyidir. Haftada 1-2 yumurta yemekten korkmayın. Eğer kolesterol sorununuz varsa haftada bir yumurtada kalın! Yumurtanın içinde bulunan kolesterol miktarı, neredeyse bir günlük ihtiyaca eşittir. Ama yumurta ile alınan kolesterolün vücudun karaciğerde ürettiği kolesterole oranla daha az tehlikeli olduğu belirtiliyor. Ayrıca yumurtada bulunan kolesterolün kanda LDL kolesterolü çok fazla yükseltmediği ileri sürülüyor.
Suda doğum
Teorik olarak suda doğumun faydalarından bahsedilmekle birlikte, biz doğum doktorlarının halen bu konuda bazı şüpheleri vardır. Bunların en önemlisi insan canlısının bir amfibi gibi olmadığı, yani su değil de kara canlısı olması ve doğanın bu şekilde doğuma elverişli olmasıdır.
Suda doğum kararı verirken doktorun buna engel bir durum olup olmadığını iyi belirleyip, doğum eylemi sırasında da gebenin başında sürekli bir sağlık görevlisinin beklemesi gerekmektedir. Araştırmalarda teorik olarak anne kanına suyun kaçması ile damarlarda tıkanma (su embolisi) veya bebeğin erken nefes almaya kalkması ile akciğerlerine suyun kaçması ihtimalinden bahsedilmektedir. İçinde doğum yapılan suyun dışkı, akıntı vs. ile kirlenebileceği bilindiğinden sürekli temiz tutulması sorunu vardır. Suyun sıcaklığının iyi ayarlanması gerekir, fazla sıcak su gebede sıvı kaybı ve ısı artışına sebep olabilir. Bunun için suda doğum için özel hazırlanmış küvetler kullanılmalıdır. Suda doğumda kasılmaların takibi, bebek kalp atışlarının takibi zorlaşmakta, epidural aneztesi yapılamamaktadır. En zor kısmı olan doğumda ise hekimin doğuma yardım veya mühadale etmesi sorun olmaktadır. Bu nedenle batıda dahi yaygınlaşamamıştır.
Bize göre ise, herhangi bir ağrı kesici yöntem istemeyen ve suda doğuma engeli olmayan gebelerin belki sadece doğuma kadar olan sürede suda bekleyip, doğumu suyun dışında gerçekleştirmeleri düşünülebilir.
Daha fazla çay için
Amerika’da yapılan yeni bir araştırma çayın özellikle yeşil ve beyaz çayın kalp hastalığından ölüm oranını yüzde 25 azalttığını ortaya koymuş. Çayda bulunan kateşinler hem kanı inceltiyor hem antioksidan etki ile kötü kolesterolün oksidasyonuna yani tam bir damar düşmanı haline gelmesine engel oluyor. Çaydan özellikle yeşil çaydan daha sık faydalanın. (ama çok şeker kullanmadan) Günde 4 fincan çay yetiyor.
Stres şişmanlatır mı
Stres karşısında, böbrek üstü bezlerinden "kortizol" üretilir ve salgılanır. Fiziksel stresin arttığı durumlarda, hastalıklar sırasında, bedenimiz, içinde kortizolün de yer aldığı bazı hormonları üretmeye başlar. Kortizol üretimindeki bu artış sadece birkaç gün sürer ve sonradan tekrar normal sınırlara döner. Kilo artışı ya da başka bir yan etki görülmesi çok nadirdir. Kortizol düzeyindeki yüksekliğin uzun sürmesi ve çok yüksek düzeylere çıkması (ör. Cushing Sendromu) kilo artışına neden olabilir.
Bazı kişiler stres karşısında kilo alma eğilimindedir. Gerçekten de stres yeme alışkanlıklarında değişiklikler yapabildiğinden, stres altında sağlıklı gıda seçimleri yapmakta zorlanıldığından, yeme zamanı ve miktarı ile ilgili yanlışlıklar birbirini kovaladığından kilo almak da kaçınılmaz olur. Duygusal stres bazı insanlarda kortizol düzeylerinde yükselmeye yol açar. Ancak, sağlıklı bir bireyde, stres altındayken salgılanan kortizolün kilo artışına yol açabileceğine dair kanıt yoktur. Ancak, süreğenleşmiş kortizol yüksekliği (haftalar, aylar boyu süren) kortizolün kilo aldırmaya yetecek kadar yükselmesine neden olabilir. Bu durumda, kan kortizol düzeyi yararlı bir gösterge olur.
Elleri sık sık yıkamak şart
Elleriniz en önemli mikrop kaynağınız haline gelebilir. Sık grip, nezle olan, üst solunum yolu enfeksiyonuna, bağırsak parazitleri ve dizanteriye yakalanan kişilerin çoğunda el temizliğinin yeterli olmadığı anlaşılmıştır. Kullandığınız paraların, telefonların, bilgisayar klavyelerinin daha pek çok şeyin mikroplarla dolu olduğunu unutmayın. Almanya’da 570 kişi üzerinde yapılan ve ortalama 3 yıl süren araştırmanın sonuçları da bu görüşü destekliyor. Bu araştırmaya göre kanlarında çok fazla antikor bulunan kişilerin ve sık enfeksiyona yakalananların çoğu ellerini temiz tutmuyor. El temizliği için özellikle önerilen sıvı ve jel sabunların olduğunu da hatırlatalım.
DİYET GÜNLÜĞÜ
Diyet yaparken bazı günler porsiyonları az, bazı günler çok yediğimi fark ediyorum. Bu şekilde bir denge kuramaz mıyım? Bu durum kilo vermemi engelliyor olabilir mi?
Porsiyonlara dikkat
Uygulanan kilo verme programlarında başarının sırrı büyük ölçüde porsiyon kontrolündedir. Vücuda alınan ve harcanan enerji arasında oluşturulan fark sizin kilo vermenizi sağlayacaktır. Porsiyon kontrolünün iyi ayarlanmadığı diyetlerde bazı günler alınan enerji 1300 kalori olurken, bazı günlerde 1000 kaloriye düşebilir. Vücudun yaşadığı bu kalori şaşkınlığı kilo verme sürecini zora sokacaktır. Değişen bu kalori dengesi bazı yiyeceklerin belirtilen porsiyonundan fazla veya eksik alınması ile ortaya çıkabilir. 1 porsiyon elma 100 gr iken 300 gr’lık büyük bir şeftaliyi bir porsiyon kabul ederek tüketmeniz 100 kalori fazla almanıza neden olacaktır. Diyet yaparken özellikle üzerinde gramı belirtilmiş paket ürünler (süt, yoğurt gibi), 1 ince dilim şeklinde dilimlenmiş ekmekler veya kaşık, bardak ölçüleri ile belirtilen, sayılarak tüketilen (2 adet ceviz, 5 adet zeytin gibi) yiyeceklerin porsiyon kontrolü daha kolaydır. Bunun dışında kalan meyve, et, peynir gibi yiyeceklerin birer porsiyonlarını göz kararı tüketmek diyetinizi bozan temel nedenlerden biri olabilir. Bu yiyeceklerin birer porsiyonlarını belli bir süre mutfak tartısında tartabilirsiniz. İşte size porsiyon kontrolü için 3 altın anahtar;
1) Sofraya çok açken oturmayın. Ara öğününüzü atlayarak sofraya oturmak zorunda kaldıysanız yemeğe başlamadan önce salatanızla birlikte 3-4 kaşık yoğurt tüketin.
2) Restoranda yemek yerken gelen 1 porsiyonu yanınızdaki biri ile paylaşın. Yeşil salata veya haşlanmış sebze isteyin.
3) Ara öğünlerinizi paketleyerek yanınızda taşıyın. Paketleme sırasında mutfak tartısı kullanın. Bu yöntem mutfak tartısına alışmanıza yardımcı olacaktır.
Zayıflıyorum ama karnım ve kalçam erimiyor. Diyetin kalorisi fazla olabilir mi? Ne yapmalıyım?
Aktif olun aç kalmayın
Yaz yaklaştıkça bacaklar, selülitler, kalçalar dikkatimizi çekmeye başlıyor. Nasıl zayıflıyorsunuz? Sadece diyet yaparak bölgesel zayıflama sağlanmaz. Egzersiz yapmanız şart! Egzersiz uzmanından basen ve karın için hareketler öğrenerek diyetinizi destekleyin. Egzersiz yanında besin destekleri de kullanılabilir. Zayıflasanız bile basenleriniz size büyük geliyor olabilir. Vücut şekliniz bu olsa bile spor yardımı ile daha sıkı ve sağlıklı bir vücuda sahip olabilirsiniz. Yeter ki takıntılı olmayın! Sağlıklı kilo aralığınız nedir? Siz bu aralığın dışında mısınız? Olması gereken aralıkta iseniz veya size verilen diyet ile zayıflıyorsanız diyetin kalorisi ile oynamak yerine, günlük aktivitenizi ve egzersiz programını artırın. Hayatınızdan çıkarmayacağınız aktiviteler ekleyin ki, verdiğiniz kilolar geri gelmesin!