CİLT KREMLERİ: İlaç mı kozmetik mi

Cilt kremlerine her yıl kucak dolusu para harcıyorsunuz. Oysa, çoğunuzun kullandığınız krem ve serumların içinde ne olduğundan haberi bile yok!

Üstelik cildiniz çok ama çok önemli ve çok hassas bir organ. Yaklaşık 2 metre büyüklüğünde bir örtü ile vücudunuzu sarıp sarmalayan bu mükemmel organı sakın sıradan bir kaplama malzemesi ya da parlak, alımlı, süslü bir paketin ambalajıyla karıştırmayın. Cildiniz sıradan bir örtü değil, çalışıp işleyen, yaşlanan ama yenilenen aktif, kıpır kıpır bir organdır.

GÖLGE ETMEYİN YETER

Cildiniz müthiş bir kendi kendini tamir yeteneğine sahiptir. (Dış etkilere en açık organınız olduğundan bu yeteneğe zaten en çok da onun ihtiyacı var). Ama yine de cildiniz dış ortamın etkilerinden az veya çok zarar görür. Sigara dumanı, egzoz gazları, güneş ışınları, tozlar, buharlar, böcek sokmaları (hatta ona iyilik olsun diye kullandığınız cilt ürünlerinin bazıları) cildinize zarar verir. Bu zararı hafifletmenin yolu öncelikle onu içten iyi beslemekten geçiyor. Ama akıllı bir dış destek de gerekiyor.

Cilde içerden veya dışardan zarar veren sorunların çoğu iltihaplanmaya yani kimyasal maddelere bağlı yangısal süreçlere yol açıyor. Özelikle dış zararları önlemede hücre yaşlandırıcısı serbest radikaller ön planda rol oynuyor. İşte bu nedenle cildi dışardan serum ve ya kremlerle desteklemek söz konusu olduğunda akla önce "antioksidan doğal destekler" geliyor. Son yıllarda başarılı olduğu bazı klinik çalışmalarla da kanıtlanan etkili kırışıklık önleyici ve giderici ürünlerde mutlaka bir veya daha çok antioksidanın bulunmasının nedeni de bu!

ŞİMDİ ANTİOKSİDANLI KREMLER ÇOK MODA

Alfa Lipoik Asit, Koenzim Q-10, üzüm çekirdeği özleri -özellikle resveratrol-, yeşil çay ekstreleri özellikle Kateşinler ve Epigallo Kateşinler kremlere serumlara bu amaçla ekleniyor. Koenzim Q-10, Asetil Karnitin, E vitamini, C vitamini hatta çinkonun da kremlere serumlara katılmasının sebebi aynı. Anlatmak istediğimiz şey şu: Eğer cildinizi çevresel yaşlanmanın etkilerinden korumak istiyorsanız kullandığınız ürünlerin içinde bu antioksidanların olması gerekiyor. Ürün satın alırken mutlaka etiketindeki içerik bölümünü dikkatle okuyun. Ürünün içinde bu antioksidanların bulunup bulunmadığını araştırın.

PEPTİT MUCİZESİ DOĞRU MU

Son yıllarda özellikle cilt kırışıklıklarını gidermede çok iddialı bir grup doğal madde daha serum ve kremlere eklenmeye başlandı. Kısaca "peptit" olarak bilinen bu maddelerin cilt bakımı ve gençleştirme çalışmalarında atılan büyük adımlardan biri olduğu belirtiliyor. Peptit yapısındaki bu maddelerin bulunduğu kremleri yüze ve boyna düzenli olarak uygulayanlarda cildin esnekliğinde, dokusunda iyileşme, çizgi ve kırışıklık görünümünde azalma görülüyor. Peptit içeren kremlerin lekeleri azalttığı, cilt sıkılığını arttırdığı, ciltte fark edilebilir bir ışıltı, parlaklık ve nem artışını arttırdığını ileri sürenler var. İşin güzel tarafı bu kremlerin nemlendirici ve güneş kremleri ile birlikte de kullanılabilmeleridir.

Özellikle yaz güneşinin cildinizi kavurmaya başladığı bugünlerde ona daha fazla itina etmeniz, yardımcı olmanız gerektiğini unutmayın. Cildinizi yaz aylarında da içten besleyip, dıştan desteklemeyi sakın bırakmayın.

Antioksidan cilt ürünleri

Firmagen Skin Repair System Serum (am / pm)

Evelle Serum

Prevage Serum

Renewe Krem

Dr. Murat Antioxidant Krem

Skin Ceutical Ferulic Acid Serum

Peptit yapısında ürünler

Alphaderma Excell Krem

Life Cell Krem

Revive Krem

Sarmısak helikobakteri azaltıyor

"Helikobakteri plori" isimli bakterinin midede ülser, gastrit gibi sorunlara yol açtığı, mide kanseri riskini artırdığı biliniyor. Araştırmalar sarımsak yiyenlerde helikobakterinin azaldığını gösteriyor. Eğer koku problemi sizi rahatsız etmiyorsa sarımsağın bu etkisinden yararlanabilirsiniz.

Kırmızı et kansere neden olur mu

Eğer fazla miktarda yenirse özellikle işlenmiş, tütsülenmiş kırmızı et kanser riskini artırabiliyor. Ayrıca kırmızı et ateşte kömürde yakılarak pişirildiğinde oluşan kimyasalların da kansere yol açabileceği belirtiliyor. Bu bilgileri kesinlikle "Kırmızı et yemeyin kanser olabilirsiniz" şeklinde algılamamak gerekiyor. Kırmızı et sağlıklı tüketildiğinde ve gereği kadar yendiğinde mükemmel bir besindir. Yeter ki yağsız tarafları tercih edilsin. Kırmızı etin çok güçlü bir protein kaynağı olmasından daha önemli bir özelliği var. Kırmızı et bilinen en güçlü demir ve B12 vitamini kaynaklarından biridir.

Araştırmalar zararın içindeki yağlardan, pişirme biçiminden, sosis-salam-sucuk şeklinde yenmesinden ve fazla miktarda tüketilmesinden kaynaklanabileceğini gösteriyor. Araştırma sonuçlarına bakılırsa erkeklerin günde 3, kadınların 2 köfte büyüklüğünde et tüketmelerinde pek zarar yok. Bunu her gün değil haftanın 2 günü, en fazla 3 günü yiyebilirsiniz. Satın aldığınız etlerin yağsız olmasına dikkat etmelisiniz. Ve kanser riskini artıran esas tehlikenin eti pişirme yönteminin olduğunu unutmamalısınız. Özellikle geleneksel mutfağımızda olduğu gibi suda uzun süre sebzelerle birlikte haşlanarak pişirilen kırmızı et yemeklerinde "güveç" ciddi bir tehlike söz konusu değil. Kısık ateşte, kapalı bir kapta uzun süre pişirmek haşlama -fırınlama ya da buhar yöntemlerinden faydalanmak kanser ihtimalini bir hayli azaltıyor.

B12 vitamini hafızayı güçlendirir mi

B12 vitamininin birçok önemli görevler üstlendiği biliniyor. Bu vitamin özellikle hücrelerin gelişme, büyüme ve bölünmesi için şart! Eksikliğinde kansızlık dahil birçok problem ortaya çıkıyor. B12 azaldıkça yorgunluk, halsizlik, kramp, uyuşma, el ve ayaklarda yanma gibi problemler başlıyor. B12 vitamini eksikliğinin önemli bir etkisi de unutkanlığa yol açmasıdır. B12 vitamini sinir sisteminde iletişimi sağlayan başlıca maddelerden biri olan asetilkolin üretimini artırarak hafızaya güç veriyor. Bu nedenle unutkanlık, bellek zayıflaması sorunu olanlarda özellikle yaşlılarda B12 seviyelerini araştırmakta fayda var. Yaşlı insanların çoğunda B12 vitamininin bağırsaktan emiliminde sorunlar oluşuyor. Bu nedenle en garantili yolun enjeksiyon yoluyla kullanılması olduğu belirtiliyor.

Eğer unutkanlık sorununuz olduğunu düşünüyorsanız Ginseng ve Ginkgo Biloba gibi bitkisel ürünlerden, folik asit, Omega-3 yağları, fosfatitil serin gibi besin desteklerinden de yararlanmayı düşünebilirsiniz. Tabii ki doktorunuza danışarak!

Bazal metabolizmayı neler hızlandırıyor

Fiziksel aktivite

Sık yemek yeme

Proteinli yiyecekler

Sık sık su içmek

Yeşil çay

Ağır bedensel faaliyetler

Light börek olur mu

Diyet yaparken 2-3 dilim börek yediğimde bütün ekmek yemesem olur mu? Başka nelerden azaltmam gerekir?

Diyet yaparken "doğru değişimler" kullanıldığı sürece tüketilmesi kesinlikle yasak bir yiyecek diye bir kavram yoktur. Diyet yaparken "Hiç şunu yemeyin, bunu kesinlikle ağzınıza koymayın" şeklindeki yaklaşımlar yasakları daha cazip hale getirecektir. O nedenle eski beslenme alışkanlıklarınızın arasında olan ve yemekten büyük keyif aldığınız bir besini öğününüzdeki yiyeceklerle eşleştirerek bir börek hazırlayalım, ne dersiniz?



ÖĞLE MÖNÜSÜ ÖRNEĞİ

Salata (1 tatlı kaşığı sıvı yağ)

2 köfte kadar kırmızı et

2 ince dilim kepekli ekmek

1 su bardağı az yağlı ayran



ÖĞLE MÖNÜSÜ ALTERNATİFİ

1 tatlı kaşığı sıvı yağ

2-3 yemek kaşığı lor peyniri

1/2 yufka

1 su bardağı ayran

1/2 yufkanın içersine ince kıyılmış maydanoz ile karıştırdığınız lor peynirini ilave edin ve gözleme şeklinde kapatın. Tavaya 1 tatlı kaşığı sıvı yağ ilave edin ve böreği çevirerek pişirin. Yanına bol salata ve ayranınızı ilave ederek tüketebilirisiniz.

İçsek mi içmesek mi

Şarap içmek sağlığa yararlıdır diyorlar. Gerçekten içki içmek bu kadar faydalı mıdır?

Alkolün, özellikle antioksidan yönünden zengin olan şarabın kalp sağlığı açısından faydalarını her geçen gün gazetelerden okuyor, televizyondan takip ediyoruz. Peki alkol kalbe yararlı diye içki içmeyen birinin içkiye başlaması ne kadar doğru? Ya da bu sebeple içki içen birinin ne kadar ve ne sıklıkla içmesi gerekiyor?

İçki içmiyorsanız başlamayın! Çünkü içki içerek vücudunuza sağladığınız faydaları egzersiz yaparak veya günlük aktivitenizi artırarak da elde edebilirsiniz.

İçki içiyorsanız miktarını iyi ayarlayın.

Erkekler için günde 2 kadeh, kadınlar için 1 kadeh kalbiniz için yeterli olacaktır.

Alkolizm öykünüz yok ise, kalp hastalığı riskiniz yüksek ise uygun miktarda içki riskinizi azaltabilir.

Kalbinizi korumak için günde 1-2 kadeh içen bir kadınsanız özellikle meme kanserinden korunmak için günlük folik asit alımınız yeterli olmasına özellikle dikkat edin. Folik asit en çok karaciğer, zenginleştirilmiş kahvaltılık gevrekler, tahıllar, mercimek, nohut, fasülye, ıspanak ve portakalda bulunur.

Sağlıklı beslenme ve bol egzersizle HDL yani iyi kolesterolünüzü yükseltemiyorsanız alkol size yararlı olabilir.

Alkol tüketiminiz var ise özellikle yanındaki mezelere dikkat edin. Kalbinizi kızartma, tereyağı, yağlı peynirle koruyamazsınız. Zeytinyağlı mezeler, küçük porsiyonlarla size eşlik edebilir.
Yazarın Tüm Yazıları