Söz konusu olan şey aşksa, umutsa, heyecansa eğer, kalp çarpıntıları hoş bir duygudur. Güncel yaşamdaysa çarpıntının her türlüsü endişe verici, üzücü ve hatta korkutucudur.
Çarpıntı herkeste farklı duygular yaratır. Kimi onu kalbinin güm güm vurması, kuş kanadı gibi çırpınması, kelebek olup uçması gibi tanımlar, kimi de onun yanlış attığını, tekleyip hata yaptığını sanıp korkar.
KALP çarpıntılarının tıp dilindeki adı "aritmi"dir. İster hızlansın veya yavaşlasın, isterse düzenli atmak yerine düzensiz saçma sapan vurmaya başlasın, fark etmez, siz bu düzensizliği çarpıntı veya tekleme gibi algılarsınız. Size hiç sezdirmeden, hissettirmeden müthiş bir düzen, inanılmaz bir sadakat ve hizmet aşkı ile gece gündüz tıkır tıkır çalışan bu muhteşem kas yumağı, birkaç kez sıradışı kasıldı mı kafanız karışıverir.
KALP KRİZİ KORKUSU
Kafanızın karışması doğaldır. Kötü ve korkutucu bir sürü düşünce zihninizde birbiri ardına sıralanıverir. Ölmekten değilse bile kalp krizi geçirmenin korkusu, kalbinizin duruvereceği endişesi ruhunuzu sarıverir. Paniğe kapılıp, hemen telefona sarılıp tıbbi yardım aramanız bundandır.
Size çok iyi bir haberimiz var: Kalp çarpıntılarınızın çoğu tehlikesizdir, iyi huyludur, masumdur. O korkutucu teklemeler, vurular, genellikle basit sıradan sebeplerle oluşur. Kendiliğinden ya da basit müdehalerle normale dönüverir. Tehlikeli olmaları ve yaşamı tehdit etmeleri nadirdir.
Kalp çarpıntılarınızı ciddiye almayın demiyoruz ama onlardan fazla da korkmayın. Korkmanız gereken, çarpıntının yarattığı o anlamsız telaşın, endişenin kendisidir. Aşırı telaş ve korku, masum va sıradan bir çarpıntı sorununu ciddi bir kalp problemine çevirebilir. Korkunun yarattığı panik, başka sağlık sorunlarınızı bile tetikleyebilir.
Kalp hızınızı etkileyen pek çok şey vardır. Solunum hızınızdaki değişimler bile kalp hızını değiştirebilir. Solunumsal kalp ritmi bozukluğunu ve buna ilişkin çarpıntı sorunu özellikle gençlerde sık görülür. Korku, heyecan, beden aktivitesinde artış ve daha pek çok şey kalp hızını arttırabilir veya azaltabilir.
BELİRTİLERİ NELER
Kalp uyarılarının oluşturulduğu merkez kalbinizdeki "sinüs düğümü"dür. O düğümden sabit sayıda ve belirli aralıklarla çıkan uyarılar, kalbinize inanılmaz bir hızla yayılmakta ve kalp kasını kasmaktadır. Sinüs düğümünün hızını arttıran sevinçler, heyecanlar, hüzünler, korkular, oluşturdukları adrenalin banyosu ile kalp ritminizi hızlandırmaktadır.
Siz dinlenirken sinüs düğümünüz dakikada 60-100 uyarı üretir. Bu rakamlar kalbinizin bir dakikada çarpma sayısının alt ve üst sınırıdır. Gençlerde özellikle aktif yoğun spor yapanlarda kalp hızı yavaştır. Dakikada 60’ın altına bile inebilir. Bu durumun herhangi bir tehlikesi yoktur. Kalp atım sayısı fazlaca azalır, 50’li rakamların altına inme eğilimleri gösterirse önemli sorunlar yaratabilir: Göz kararmaları, baş dönmeleri gibi...
Kalp atım sayısı dakiakada 90’ları aşıp 100’leri geçtiğinde içinizde bir şeylerin hareketlendiğini, göğsünüzde saat zembereği benzeri bir boşalmanın gerçekleştiğini hissederseniz şaşırmayın. Bu durumda kalbiniz güm güm vurmak yerine ya kuş olup uçacak ya da kelebek kanatları gibi çırpınacaktır!
Kalp atım sayınız dakikada 60’ın altına inince de 100’ün üzerine çıkınca da çarpıntı hissini hep duyarsınız. Özellikle düzensiz kalp vuruları da söz konusuysa başka nahoş belirtiler de yaşarsınız: Baş dönmesi, baygınlık, sersemlik hissi, dengesizlik bunların başlıcalarıdır.
VÜCUDUNUZU DİNLEYİN
Çarpıntılar, çoğu kez vücudun gergin ve stresli olduğunun bedensel bir ifadesi, bir başka deyişle bedeninizin sesi ve şikayetidir. Aşırı yoğun çalışan, uykuyu, dinlenmeyi unutan, evinde, işinde, sosyal çevresinde gerginlikler, taşkınlıklar yaşayan biriyseniz, çarpıntı sorununu yaşamanız normaldir. Aşırı sigara içen, kahve ve çayı fazlaca tüketen biriyseniz çarpıntı sorunu ile karşılaşma olasılığınız daha da yüksektir. Korku, öfke, hiddet, endişe, panik çarpıntıya yapılan en etkili davetlerdir.
Aritmi sorununu her zaman hafife almamanızda yarar var. Özellikle saydığımız bilinen hazırlayıcılar olmadan ortaya çıkan, sık tekrarlayan ve uzun süren çarpıntı ataklarınızı ciddiye almalısınız. Bu durumlar tıbbi bir incelemeden bir kardiyolog denetiminden geçmeniz gerektiğini işaret eder.
Kalp kasının, kalbi çalıştıran iletim sisteminin, kalp uyarılarını doğuran sinüs düğümünün, kalp zarı, kalp kapakçıkları hastalıklarının da çarpıntıya yol açabileceğini hatırlatalım. Kalp yetmezliğinin, kalp kapağı darlık ve genişlemelerin, kalp zarı iltihaplanmalarının ve özellikle koroner kalp damar hastalığına bağlı beslenme bozukluklarının (iskemik kalp hastalığı) bir ritm bozukluğu ile ortaya çıkabileceğini unutmayalım. Hipertansiyon, triod bezinin aşırı çalışması gibi sorunlarda da çarpıntı şikayetinin ilk ve tek belirti olabileceğini not alalım!
Çarpıntı sorunundan korkmayın, ama onu pek de hafife almayın. Çoğu kez önemsiz ve masum nedenlerden kaynaklansalar da nadiren önemli ve çok tehlikeli sonuçlara yol açabilceklerini anımsayın.
BİR UYARI
Kalp çarpıntıları NE ZAMAN TEHLİKELİDİR
Çarpıntı sorunu ile karşılaştığınızda önce nedenini anlamaya çalışın. İşe yaşantınızı sorgulamakla başlayın: Uykunuz, stres durumunuz, alkol, sigara, çay, kahve kullanımınız, iş yoğunluğuz ne durumda?.. Geçerli açıklayıcı bir sebep bulamıyorsanız çarpıntı ataklarınız uzun sürdüğünü düşünüyorsanız, fazla beklemeden tıbbi yardım alın. Bunu özellikle çarpıntı ile birlikte göğüs ağrısı, baş dönmesi, bulantı, fenalık hissi, soğuk terleme, göz kararması ve baş ağrıları gibi ilave sorunlar da yaşıyorsanız beklemeden yapın, biraz daha aceleci davranın.