Paylaş
Ama ne var ki bu olumlu gelişmenin bazı tatsız sonuçları da var. Yaşlanmaya bağlı bellek zayıflaması ya da kaybı bunlardan biri, belki de en önemlisi. Hiçbir şey hafızamızın zayıflamasından hatta onun bizi tümüyle terk etmesinden daha kötü olamaz. Eşimizin, çocuklarımızın, en yakın dostlarımızın ve nihayetinde de kendi ismimiz dahil hemen her şeyi yavaş yavaş unutmaktan, varken yok olmak, buradayken kaybolmak, daha kötü bir deyişle yaşarken yaşamamaktan daha tatsız ne olabilir ki? Üzülerek belirteyim ister başka sebeplerle ister Alzheimer’la bağlantılı olsun bilişsel bozulmaya yol açan ve ilerleyici hafıza kaybıyla sonuçlanan bu tatsız süreçlerin nedenlerini henüz tam olarak bilmiyoruz. Elimizde bazı veriler var ama çoğu henüz yeterince kesin ve tatmin edici değil. Ve yine büyük bir üzüntüyle belirteyim ki elimizdeki mevcut ilaçların hiçbirisi bunama meselesine etkili ve kalıcı çözümler üretmiyor, üretemiyor. Bu nedenle dikkatlerimizi sadece tedavi alanına yönlendirmekle kalmamalı, “BUNAMAYI ÖNLEYİCİ TEDBİRLER” konusuna da ağırlık vermeliyiz.
ÖNEMLİ
ÖNLEMEK TEDAVİDEN DAHA KOLAY
Konu bu kadar mühim olunca bilimsel kuruluşlar da bellek kaybı meselesine yoğunlaştılar. Neredeyse gece gündüz bunama meselesiyle ilgili çalışmalar yapıyor, komisyonlar kurullar oluşturuyorlar. Bu komisyonlardan biri de ünlü tıp dergisi Lancet’te çalışmalarını sürdürüyor. İyi ve yeni haber şu: Lancet Demans Önleme, Müdahale ve Bakım Komisyonu bunama rakamlarının üçte birinden fazlasının “beslenme, egzersiz ve obezitenin önlenmesinin kilit oyuncular olduğu bir dizi ciddi yaşam tarzı müdahalesiyle” potansiyel olarak önlenebileceği sonucuna vardı. Lancet Demans Komisyonu son çalışmasında yalnızca “beslenme, egzersiz, uyku, obezitenin önlenmesi, stresin yönetilmesi” gibi bildik faktörlerin yetmeyebileceğini “yaşa bağlı görme ve işitme bozukluklarının süratle düzeltilmesi”nin de bunama sürecinde önemli iyileşmeler sağlayabileceğini açıkladı.
Unutmayalım ki demans vakalarının en az üçte biri damarsal yaşlanmaya bağlıdır, Alzheimer’dan bağımsızdır. Ve yine unutmayalım ki kalbimiz için iyi olan her şey beynimiz için de iyidir. Daha orta yaşlardan itibaren sadece damar sertliğine yol açan olumsuz faktörleri (insülin direnci, hipertansiyon, trigliserid yüksekliği, şeker hastalığı, kronik inflamasyon, kronik depresyon, kronik uyku bozuklukları, sigara, alkol ve benzeri...) iyileştirebilirsek bunama tehditlerinin en az üçte birine dur diyebiliriz.
KISA BİLGİ
KANSER RİSKİNİZİ AZALTMAK İSTİYORSANIZ...
GÜNEŞLENİN: D vitamini depoluyor.
SARIMSAK YİYİN: Allisin zengini yapıyor.
ZERDEÇALE YÜKLENİN: Kurkumin ile güçlendiriyor.
DOMATESİ İHMAL ETMEYİN: Likopen ile destekliyor.
LAHANAYA “EVET!” DEYİN: Sulforafan zengini.
YEŞİL ÇAYI İHMAL ETMEYİN: Kateşin deposu.
BALIKSIZ OLMAZ (!) DEYİN: Omega 3 desteği.
KABAK ÇEKİRDEĞİ TÜKETİN: Selenyum takviyesi.
ISPANAĞI SEVİN: Folik asit mucizesi.
PORTAKALDAN VAZGEÇMEYİN: C vitamini zengini.
KISA BİLGİ 2
KAS ERİMESİNİ ÖNLEMEK İÇİN...
Bol ve sık protein kazanın: Bakliyat / et / balık
Düzenli ve etkili egzersiz yapın: Yürü / yüz / dans et
D vitamininizi azaltmayın: Güneşlen / takviye al
Kolajen zengini olun: Et suyu / kolajen peptitleri
Elajik asit depolayın: Nar, çilek, ceviz, fındık
Ürolitin-A desteği alın!
HATIRLATMA 1
EGZERSİZ FAYDALARINDA İLK 10
1. İnflamasyonu (iltihaplanmayı) engeller.
2. Glikasyonu (şekerlenmeyi) baskılar.
3. Paslanmayı (oksidasyonu) frenler.
4. Kansere karşı koruyucudur.
5. Kalbinizi güçlendirir.
6. Damarlarınızı elastik yapar.
7. Bağışıklığınıza güç verir.
8. Belleğinize takviyedir.
9. Strese baraj kurar.
10. Uykunuza kalite ve derinlik katar.
HATIRLATMA 2
EGZERSİZ FAYDALARINDA İKİNCİ 10
1. Cinsel gücünüzü takviye eder.
2. Kas kaybınızı yavaşlatır.
3. Kemik erimesini frenler.
4. Karaciğer yağlanmasını engeller.
5. Kan basıncınızı dengeler.
6. Trigliseridi azaltır.
7. Diyabetle savaşır.
8. Solunuma güç verir.
9. Huzura destek olur.
10. Sosyalleşmeyi destekler.
Paylaş