Paylaş
Sağlık sorunları bazen “yavaş yavaş, tıpış tıpış” gelir, bazen de aniden ve son derece ağır işaretlerle “kriz” şeklinde.
Kalp damarlarının bir emboli ya da spazmla tıkanması ve onun en önemli işaretlerinden göğüs ağrısı da “kriz”lerden biridir.
Bu nedenle sebebi ne olursa olsun sıradan göğüs ağrıları bile (özellikle yaşı 40’ın üzerinde biriyseniz) dikkate alınmalı, önemsenmelidir.
Dahası var:
Eğer ağrı göğsün tam da ortasına saplanmışsa, 5-10 dakikadan fazla uzamışsa, çeneye, sol omza, sol kola yayılmaya başlamışsa, birlikte de terleme, bitkinlik, baygınlık hali, ağır bir yorgunluk ve halsizlik durumu, bulantı, baş dönmesi gibi işaretler varsa durum daha da ciddiye alınmalı, acil tıbbi yardım istenmelidir.
Küçük bir hatırlatma daha:
Eğer kan şekeri, kolesterolü, trigliseridi yüksek, göbeği büyük, bel çevresi geniş biriyseniz, hele bir de stresli, gergin, yorgun, uykusuz günlerden geçiyorsanız “bana bir şey olmaz” demeyin, o ağrıya daha fazla önem verin.
Evde yapılacak “ilk 4 iş!” için de aşağıdaki kutuyu dikkatle okuyup inceleyin...
Yapılacak ilk 4 iş
1- Kalp krizinden şüphelenmeniz halinde ilk yapacağınız iş hemen bir adet “asetil salisilik asit” tableti çiğnemek olmalı. Bizdekiler 500 mg asetil salisilik asit içeriyor, yeterli oluyor. Eğer elinizde 325 mg tabletlerden varsa iki tane de çiğneyebilirsiniz. Ağrınızın 5 dakika içinde geçmemesi halinde doktorunuzun size daha önceden verdiği dilaltı ilacı kullanın.
2- Yürümek, odada dolaşmak doğru değildir. Oturun ya da ayaklarınızı biraz yukarı kaldırarak uzanıp istirahat edin. Bu esnada yakınlarınız, sizi koroner anjiyografi, stent gibi işlemler yapma kapasitesine sahip olan bir hastaneye ulaştırmak için hazırlık yapmalı ve bir ambulans çağırmalı.
3- Ambulansın gecikeceğini düşünüyorsanız vakit kaybetmemek için kendi imkânlarınızla bir arabayla hastaneye ulaşmayı deneyebilirsiniz. Buna karşın, ambulansın sirenlerini çalarak diğer araçlardan daha hızlı gidip bu açığı kapayabileceğini unutmayın. Tabii ambulanstaki doktorun da müdahale imkânı olduğunu göz önüne alın. Yani evinizin bulunduğu semte, trafiğin durumuna, hastaneye uzaklığınıza göre, ambulans çağırma ya da bir taksiye atlayıp hemen gitme kararını bir an önce vermeli ve hemen harekete geçmelisiniz.
4- Kalp krizi vakalarında, ağrı başladıktan sonraki ilk iki saat içinde hastaneye ulaşmanız halinde (ne kadar erken ulaşırsanız o kadar iyi olur) tıkanan damarınız, balon ve stent uygulanarak kalpte kalıcı hasar oluşmadan açılabilir. Her yarım saatlik gecikmenin ölüm oranında yüzde 8’lik bir artma anlamına geldiğini unutmayın. Büyük şehirlerde yaşayanların böyle bir durumda hangi hastaneye gideceklerini önceden bilmeleri son derece önemlidir. Kimse ev seçerken acil bir durumda hastaneye ulaşım imkânını pek düşünmez ama bence evin konumu ile ilgili en önemli detay budur. Ayrıca hastaneye ulaşım planı yapmak için acil bir durumu beklemeyin. Planınızın belirli olması size son derece değerli dakikalar kazandıracaktır.
Örtülü alerjiniz varsa...
Örtülü ya da gizli gıda alerjisi moda deyimi ile “gıda intoleransı” problemi yaygın bir sorun. Siz o gıda ve gıdaları yemeye devam ettikçe de sürüp gidiyor.
Eğer problemlerinizin bundan kaynaklandığını, başınızın, karnınızın, eklemlerinizin bu nedenle ağrıdığını, şişkinlik, gaz, kaşıntılarınızın bundan kaynaklandığını bilmezseniz intolerans sorunu canınızı sıkmaya, keyfinizi kaçırmaya devam ediyor.
Eğer böyle bir alerjinin sizde de olabileceğinden şüpheleniyorsanız, ilk önerim öncelikle yiyip içtiklerinizi dikkatli gözden geçirmeniz ve sık tükettiğiniz yiyeceklere 3-4 hafta ara vermeniz olacaktır.
Bunu yaparken önce alerjen olma ihtimali yüksek olan yiyecekleri diyetinizden çıkarmayı deneyin.
Mesela yumurta, soyalı yiyecekler, glutenli gıdalar, süt ürünleri, muz, çikolata gibi besinlerle işe başlayın.
Eğer bu gıdaları bıraktıktan sonra sorunlarınızda belirgin bir gerileme olursa doğru yoldasınız demektir.
Sorumlu besinin hangisi olduğunu teşhis edebilmek için ise bu noktada bir alerji uzmanıyla temasa geçmenizi öneririm.
Alerjik problemlerden kaçınmak için diyetinizdeki katkılı gıdaları azaltmalı, rafine edilmiş, paketlenmiş besinlerden uzak durmalısınız. Ayrıca probiyotiklerden zengin yoğurt, kefir ve benzeri yiyecekleri daha sık tüketmeye özen gösterin.
Aşırı un ve şekerden uzak durmaya çalışın.
D vitamini noksanlığınız varsa düzeltin, diyetinizdeki Omega-3 miktarını artırın ve gerekiyorsa takviye alın.
Daha temiz, daha hijyenik yaşam şartları oluşturmaya gayret edin ve başta antibiyotikler olmak üzere hiçbir ilacı çok gerekli olmadıkça ve doktorunuz önermedikçe kullanmayın.
Soğuk alerji yapar mı?
İlk anda kulağa garip gelebilir ama düşük sıcaklıklar, soğuk hava ve soğuk su alerji yapabilir. Bazı kişiler, düşük sıcaklıklara maruz kaldıklarında ciltlerinde bulunan histamin ve benzeri maddelerin fazla miktarda açığa çıkması nedeniyle bu duruma kızarıklık, kaşıntı, ödem ve ciltte kabarıklık şeklinde döküntülerle tepki verebilirler. Hatta kişinin yeniden ısınması ile şikâyetler daha da şiddetlenebilir.Soğuk alerjisi ya da soğuk ürtikeri diye adlandırılan bu klinik tablonun kesin nedeni bilinmemektedir. Bununla birlikte, soğuk alerjisi genelde ciltlerinde normalden çok daha fazla histamin içeren hücre bulunanlarda görülür.İlk anda basit bir cilt reaksiyonu gibi algılanan sorun, soğuk su ya da soğuk havaya maruz kalan kişide baygınlık, şok, hatta ani ölüme bile yol açabilir.Soğuk alerjisi sorununuz olduğunu düşünüyorsanız doktorunuzla görüşün. Bu arada soğuk alerjisine antihistaminik grubu ilaçların iyi geldiği biliniyor. Çok seyrek olarak, Ailesel Soğuğa Bağlı Otoinflamatuvar Sendrom adlı bir kalıtımsal hastalık da benzer yakınmalara neden olabilir.
Damar yaşı önemlidir
Her zaman söylerim, damarlarımıza gözümüz gibi bakmalıyız, eğer sağlıklı damarlar istiyorsanız da öncelikle sigaradan uzak durmalısınız. Eğer sigara içiyorsanız hemen bırakın.
Ayrıca damar hastalığı riskini artıran her sorunu ciddiye almalısınız. Öncelikle kan şekeri, kan basıncı ve trigliserit değerlerinizi yakın takibe alın.
Unutmayın tüm damar problemleri gibi uç damar hastalığı da erken dönemlerde teşhis edildiğinde tedavisi daha kolaydır.
Damarları etkileyen tüm problemlerin birbiriyle ilişkili olduğunu da aklınızdan çıkarmayın. Mesela cinsel performansta bir sorun olduğunda, bu konuda yapılacak tetkiklerin kalp ve beyin damarlarında da problem olduğunu gösterme ihtimali yüksektir.
Bir kez daha hatırlatalım: Kaç yaşındasınız sorusunun en doğru cevabı, “Damarlarınızın yaşı ne ise o yaştasınız” olmalıdır.
Tekrar ediyorum, lütfen damarlarınıza gözünüz gibi bakın.
Paylaş