Bu hastalık bir daha tekrarlar mı

Elimizde net ve açık bir veri yok ama uzmanların çoğu, enfeksiyonu geçirip de iyileşenlerin tekrardan hastalanma ihtimallerinin pek mümkün olmadığı görüşündeler. Benim kanaatim de aynı yönde.

Koronavirüs enfeksiyonu geçiren birinin en azından ilk 6-12 ay içinde yeniden aynı enfeksiyona yakalanma ihtimalinin olabileceğini ben de düşünmüyorum.

Bu bilgiyi okuyunca aklınıza hemen şu sorunun geleceğinden eminim: “Peki, iyileştikten sonra yapılan PCR testi ile ‘virüs pozitif’ bulunan kişilerin durumu nasıl izah edilecek?” Sorunun yanıtını yandaki kutuda önemli bir viroloji uzmanı veriyor. Merak ediyorsanız buyurun...

O TESTİ POZİTİF YAPAN VİRÜSÜN KENDİSİ Mİ YOKSA PARÇACIKLARI MI 

VİROLOJİ uzmanı Angela Rasmussen, iyileştikten sonra yapılan virüs taramasında PCR testinin pozitif çıkabilmesinin nedenini şöyle açıklıyor: “Hastalığı atlatan bir kişi kendisi ya da başkaları için bulaşıcı olmadan yani herhangi bir tehlike oluşturmadan da tamamen iyileşmesine rağmen virüsün kalıntılarını taşıyabiliyor. Hasta iyileştikten ve bulaştırıcı biri olma ihtimali sıfıra indikten sonra da o kişide etkisi olmayan ama testlerle saptanabilen RNA kalıntıları bulunabiliyor.”

Kısacası bazen böyle sürprizlerle karşılaşmak mümkün.

BİR ÖNERİ
KARANTİNA GÜNLERİNDE EVDE HUZUR ARAYANLARA 5 ÖNERİ:

1.Hoşgörülü olun.

2. Daha fazla paylaşımcı olmaya bakın.

3. Saygı sözcüğünü içselleştirin.

4. Tartışmalardan uzak kalın.

5. ‘Dinleten’ değil, ‘dinleyen’, ‘küsen’ değil, ‘hoş gören’ olmaya çalışın.

BANA GÖRE
HEDEFİMİZ O EĞRİYİ DÜZLEŞTİRMEK OLMALI

VİRÜSÜN toplum içinde yaygınlaşması, salgının baş edilmez bir hızla yayılması, ‘hasta sayısı’ ve ‘kaybedilenler’ rakamlarının da sert ve sivri bir tepe yapması anlamına geliyor. Sanırım şunu hepimiz öğrendik: Bu hızlı çıkışlı dik tepe sağlık sisteminin çökmesi ve kaybedilenlerin artması ile eşanlamlı.

Eğer ‘izolasyon/tecrit/karantina, evde kalma, sosyal mesafeye koşulsuz uyma, kişisel hijyen önlemlerini dikkatle uygulama’ gibi süreçler canlı ve sürekli hale getirilebilirse enfeksiyonun yayılma hızı düşüyor, her gün işitmeye alışık olduğumuz ‘hasta sayısı’ ve ‘kaybedilenler’ rakamları minimuma iniyor. Bu da basitçe ‘eğriyi düzleştirmek!’ olarak tanımlanıyor.

Peki bu süreci yakalamak, eğriyi düzleştirmek yeterli mi? Tabii ki yeterli değil. Esas hedef hastalığı sıfırlamak olmalı.

DURUM RAPORU
BEN NE YAPIYORUM

Nereden çıktı bu ‘durum bildirme’ meselesi diyebilirsiniz, açıklayayım: Ahmet Hakan teknolojik bir devrime imza atıp yeni telefonlarla görüntülü de görüşebilmenin mümkün olduğunu öğrenmiş ve ‘görüntülü aranacaklar’ listesine lütfedip beni de dahil etmiş. Bu arada
‘aba altından sopa
göstermeyi’ de ihmal etmemiş, açıklamasına
şu notu da ekleyivermiş:

“Bakalım Osman Hoca kebap mebap yiyor mu?”

Ahmet kardeşime zahmet olmadan günlük durum raporumu ‘şeffaflık’ akımına uyup bizzat ben arz edeyim dedim.

Korona günlerinde durum raporum özetle şudur:

* Her sabah tam 06.30’da uyanma.

* 45 dakika kadar hafif esneme egsersizi ve ılımlı bir yürüyüş.

* 1 saat kadar iç ve dış basında ‘koronavirüs haberi’ peşinde koşma.

* Saat 11.00 gibi canım kardeşim Feyzi Şeker’e günlük yazımı yazdırma.

* Sonra sağlam bir kahvaltı. Kahvaltıda limonla coşturulmuş bol maydanoz, zeytinyağı ile başgöz edilmiş bol domates, yeşil biber, zeytin, peynir veya badem sütü eklenmiş yulaf ezmesi.

* Kahvaltıdan sonra biraz okuma (elimdeki son kitap Şevket Süreyya’nın Suyu Arayan Adam), biraz da TV’lere takılıp dizi ve film keyfi.

* Akşamüzeri sıkı tempolu 1 saatlik yürüyüş ile ‘günde 10.000 adım’ hedefine ulaşma.

* Akşam 18.30’da sebze ve salata ağırlıklı bir yemek.

* Yemek sonrası pür dikkat sayın Sağlık Bakanı’nın açıklamalarına odaklanma. Not almalar...

* Sonra yeniden dizi keyfi ve 22.30’da uyku ritüellerine “Merhaba” demek.

Kısacası, O çok sevdiğim ama şimdilerde çok az yapabildiğim ‘kebap bayramları’nı ‘korona günleri’ nedeniyle ileri bir tarihe ertelemiş bulunuyorum.

Sevgili Umumi Neşriyat Müdürüm,

İnşallah şu salgın meselesini halleder halletmez ‘Hesaplar sizden, kebaplar da Zübeyir’den’ olmak üzere, yanıma Kanat ve Latif kardeşlerimi de alarak kebap davetinize memnuniyetle icabet edeceğim.

OKUR SORULARI
REMDESİVİR BAŞARILI MI

Ünlü ve önemli bir tıp dergisinde (NEJM) yeni yayımlanan bir araştırmanın sonuçları özetle şu: Remdesivir kullanılan 28 günlük bir sürecin sonunda incelenen hasta grubunda toplam klinik iyileşme oranı yüzde 84 civarındadır.

Remdesivir daha önceden geliştirilen ve diğer bazı koronavirüs enfeksiyonlarında kullanılan antiviral bir ilaç. Bu ilacı Almanya sağlık otoritesi de yaygın olarak kullandı. Sonuçların da yüzde 63 civarında olumlu olduğunu açıkladı.

EVDE VOLTA ATMAK İŞE YARAR MI

Egzersizin en az vitaminler kadar bağışıklığa destek verdiği kesin. Düzenli ve ılımlı yürüyüşler özellikle bugünlerde sağlığımızı korumanın vazgeçilmezlerinden biri olmalı. Daha önce parklar, bahçeler, sokaklar ya da caddelerde yapılan yürüyüşler, salgın bitene kadar evlerde yapılmalı.

Evinizin büyük ya da küçük olması emin olun pek önemli değil. 20 adımlık salon veya koridor turları bile sabah akşam 250 kez tekrarlandığında 5’er binden 10 bin adım anlamına geliyor. Yani ‘volta atmak’ bile işe yarıyor.