Paylaş
Elma mı armut mu?
ARAŞTIRMALARA göre yağların nerede biriktiği, vücudunuzda meydana getirdiği “yeni şekil” yağın miktarından daha önemli. Yağlarınız kalça ve bacaklarınızda birikirse –vücudunuz armut şeklini alırsa- kilo fazlalığının sonuçları metabolik olmaktan ziyade mekanik oluyor. Kalça ve diz eklemlerinizde artrit gelişiyor, ayaklarınızda selülitler, varisler oluyor, lenf ödem gelişiyor, kasıklarda, bacaklarda pişikler, sürtünmeler gibi can sıkıcı değişiklikler ortaya çıkıyor.
Yağlarınız karnınızın içinde ve bedeninizin üst kısmında birikmişse, bel çevrenizi genişletip kalınlaştırmış, göbeğinizi büyütüp genişletmişse sonuç mekanik olmaktan çok metabolik oluyor.Metabolik süreçlerin en tehlikelilerinden biri olan HİPERİNSÜLİNEMİ (insülin fazlalığı) ve İNSÜLİN DİRENCİ gelişiyor, hipertansiyon, şeker hastalığı, karaciğer yağlanması, kalp-damar hastalığı, felç, hatta kanser tehdidi başlıyor.
Yani armut değil de elmaysanız şeker hastalığına, hipertansiyona, gut krizlerine, dolayısıyla da kalp-damar hastalıkları ve felç ihtimallerine daha yatkın biri haline geliyorsunuz.
ŞİŞMANLIK ÖLÇEN YENİ FORMÜL
KİLO düzeyini değerlendirmek için başlangıçta elimizde yalnız tartı aletleri vardı. İnsanları tartıyor, boy ve kilo ile ilgili bazı rakamlardan hareket ederek kilo sorunlarının olup olmadığına karar veriyorduk. Zamanla sadece terazideki rakamı ölçü almanın doğru olmadığı anlaşıldı. Bazılarında aşırı yağ birikimi olmasa da kişi eğer kemik yapısı yoğun, iri kemikli ve/veya kas dokusu fazla, iri kaslı –halk arasındaki adıyla “yapılı” biriyse- yanlış olarak kilo fazlalığı teşhisi konulabiliyordu.
Teknolojik ölçümler
Teknolojideki gelişmeler bu probleme de çözüm üretti. Vücuttaki yağ miktarı, kas, kemik ve su miktarından ayrıştırılarak belirlenebilir hale geldi. Sonra bu cihazların daha da iyileri üretildi, onlar sayesinde fazla yağların kalça ve bacaklarda mı, yoksa göbek ve kollarda mı –yani bedenin alt kısmında mı, üst kısmında mı- yerleştiği de anlaşılır hale geldi. Dahası bu bölgelerdeki yağ oranları rakamsal olarak ayrı ayrı ölçülebilir ve izlenebilir oldu.
Beden kitle indeksi
Günlük pratikte herkesin bu cihazlarla takip edilemeyeceği, hele hele çok daha özel merkezlerde kullanılabilen daha ileri teknolojili cihazlara herkesin kolay kolay ulaşamayacağı anlaşılınca yeni bir parametre araştırıldı. Ve nihayet “beden kitle indeksi” (BKI) kavramı ortaya çıkarıldı.
İşe yarıyor ama...
BKI kavramında da vücut kilosu ve boy esas alınıyor ve standart bir formülle –bu formülü yanda bulacaksınız- beden kitle indeksi belirleniyordu. BKI değeri 22-26 aralığında olanlar normal, 26-30 aralığında olanlar fazla kilolu, 30’un üzerindekilerse obez olarak tanımlanıyordu. Ama zaman içinde BKI esas alınarak kilo probleminin izlenmesinin de bazı dezavantajlarının olabileceği anlaşıldı. Bu dezavantajlardan biri yoğun kas-kemik kitlesine sahip kişilerde bu yöntemle hesaplanan rakamların yanlışlıkla fazla kiloluluk damgası vurabileceği, diğeriyle yaşlı bir kişide kas kaybı ve yağ artışı olsa da aslında “gizli şişman” olan bu kişinin “normal” sayılabileceği idi.
Yağların yeri önemli
Örnekleri daha da çoğaltmak mümkün. BKI doğruyu söylemek gerekirse verimli bir işlev gördü ve bu çok basit hesaplama sayesinde pek çok kişi vücut ağırlığını, daha da önemlisi beden-yağ kitlesini sağlıklı aralıklara ulaştırabilme imkânı buldu. BKI rakamlarının her zaman işe yaramayabileceğinin daha da önemli bir göstergesi bedendeki yağ birikiminin miktarı kadar o yağların nerede biriktiğinin önemli olduğunu fark etmemizdi. Çünkü kalça ve bacaklarda biriken yağlar da önemliydi ama karın içinde birikip bel çevresini kalınlaştıran ve genelde vücudun üst kısmında biriken yağların yol açabileceği sonuçlar çok daha ciddiydi.
Çözüm bulundu mu?
TECRÜBELİ bir çalışma grubunun yaptığı büyük bir çalışmanın sonuçlarına göre bu yeni gösterge kilo riskinizin yaşam süreniz ve sağlığınıza etkisini daha net bir şekilde tahmin edebiliyor. Kliniğimizin bilimsel danışma kurulunda yer alan Doç. Dr. Nezih Hekim’in bana gönderdiği bu konuya ilişkin ilk uyarı notunu aşağıdaki satırlarda okuyacaksınız. Nezih hocayı ilgili yayını ve elimizdeki verileri de dikkate alarak bundan böyle “BEDEN BİÇİM GÖSTERGESİ/BBG” olarak tanımladığımız bu göstergeyi biz de kliniğimizde uygulamaya başladık. Neredeyse “Biri Bizi Gözetliyor” tanımlamasını anımsatan bu yeni gelişmenin sonuçlarını sizinle yakında yeniden paylaşacağız. Sanırım bu gösterge en az BKI kadar önemli bir parametre haline gelecek ve belki de ondan daha da önemli katkılar sağlayacak.
Beden biçim göstergesi (BBG)
“AĞUSTOS ayının başında, PLOS One adlı dergide yayınlanan ve önemli bir eksikliği gideren bilimsel bir makalenin sonuçlarını sizinle paylaşmak istiyorum. Şişmanlık için bütün dünya Beden Kitle İndeksi’ni kullanırken bugün bu indeksin şişmanlığı ve şişmanlığın arkasında yatan erken ölüm tehlikesini yeteri kadar yansıtmadığı anlaşılmıştır. Bilim bugün, beden kitle indeksinin yerine hem şişmanlığı hem de iç organlardaki yağlanma nedeni ile şişmanlığın arkasında yatan ölümcül tehlikeleri yansıtan yeni bir sağlık göstergesi oluşturulmuştur. Adı ABSI (A Body Shape Index). Biz bu İngilizce deyişi Türkçemize BBG (Beden Biçim Göstergesi) olarak kazandırmak istedik. BBG, ABD’de Ulusal Sağlık ve Beslenme datalarından yararlanarak 14 bin erişkinde denenmiş ve bu vakalar 1999’dan itibaren zamansız erken ölümler yönünden takip edilerek Beden Kitle İndeksi’nden daha iyi bir gösterge olduğu bilimsel olarak ortaya konmuştur.”
(Doç. Dr. Nezih Hekim)
Paylaş