Bazı yorgunluklar önemlidir

Yatak istirahati ile geçmeyen bir yorgunluğunuz varsa, üstelik bu durum altı aydır sürüp gidiyorsa, siz de "kronik yorgunluk sendromu" yaşayan biri olabilirsiniz.

Kronik yorgunluk sendromu, çok sık görülen bir sağlık sorunu değilse de önemli bir problemdir. Söz konusu olan, aktiviteye bağlı olan yorgunluktan daha uzun süre ve ağır seyreden bir yorgunluk halidir.

Kronik yorgunluk sendromunun tanısı, belirli kriterlere göre konulmaktadır. Değişmez belirti, yatak istirahati ile geçmeyen ağır bir yorgunluk halinin mevcudiyetidir. Bu yorgunluğun, ruhsal ve psikiyatrik hastalıklar da dahil olmak üzere kesin bir sebebi yoktur. En az altı aydır devam ediyordur, nüksedicidir. Günlük çalışma yeteneğini en az yüzde 50 oranında azaltacak kadar şiddetli seyreder. Ayrıca, sosyal, kişisel aktivitelerde de azalmaya yol açar.

Başlangıçta, tüm başta yaygın baş ağrısı sık görülür. Çoğu hastada daha önce çok kolay tolere edilebilen egzersizlerden sonra 24 saat ve daha fazla sürebilen yaygın bir yorgunluk hissi mevcuttur.

Kronik yorgunluk sendromu, uyku bozukluğuna da neden olur. Uyku süresi ve kalitesinde bozulma, kronik yorgunluk sendromunda sık rastlanan bir belirtidir. Çoğu kez aşırı yorgunluk, bitkinlik ve kas güçsüzlüğüne rağmen uykusuzluk dikkati çeker. Bazı hastalarda ise aşırı uyku eğilimi ön plana geçebilir.

UNUTKANLIK YAPAR

Kronik yorgunluk sendromunda nörolojik ve ruhsal belirtiler çok sık görülür. Unutkanlık bazen en önemli sorundur. Birçok hastada rakamlarla kolay hesapları yapamama, kelime hatırlayamama, okuduklarını hafızaya alamama gibi sorunlar ön plandadır. Kavram ve dikkat yeteneğinde azalma bir müddet sonra yoğun düşünce karmaşasına, düşünme güçlüğüne, belirli bir yere ve olaya yoğunlaşamamaya, çabuk sinirlenmeye yol açar.

Depresyon, kronik yorgunluk sendromunun önemli bir belirtisi olabilir. Çoğu kez klasik depresyon tabloları ile kronik yorgunluk sendromunun ayrımında güçlük çekilir.

TEŞHİS KOYMA

Kronik yorgunluk sendromu olan hastalarda hafif bir ateş (37,5-38,5o C), farenjit hali, boyunda ve koltuk altında lenf bezleri dışında dikkat çeken fiziki bir muayene bulgusu yoktur. Kronik yorgunluk sendromu teşhisi dikkatli bir fiziki muayene, çok detaylı ve özenli bir hasta değerlendirmesine dayanır.

Öncelikle sürekli yorgunluğa yol açan bedensel ve ruhsal tüm sorunların çok dikkatli şekilde ve sabırla gözden geçirilmesi gerekmektedir. Yorgunluk, özellikle uzun süreli ve normal iş gücü, sosyal aktiviteyi sürdürmeye engel olacak düzeyde ağır ise değerlendirme çok daha dikkatle yapılmalıdır. Depresyon, anksiyete, stres gibi psikososyal sebepler, kafein, alkolizm ve madde bağımlılığı gibi alışkanlıklar, uyku bozuklukları, enfeksiyon hastalıkları, kalp ve damar hastalıkları, hormonal sistemle ilgili hastalıklar, bazı kan hastalıkları, böbrek, karaciğer ve solunum sistemi hastalıkları, çeşitli metabolik sorunların ve gebeliğin, çok sık kullanılan bazı ilaçların kronik yorgunluğa yol açabileceği dikkate alınırsa tanı koymanın güçlüğü bir kez daha anlaşılır.

NEDENİ BİLİNMİYOR

Kronik yorgunluk sendromunun sebebi bilinmemektedir. Özellikle bazı virüslerin bu sendromun oluşumunda rol oynadıklarına dair çok sayıda kanıt vardır. Ancak kronik yorgunluk sendromuna yol açan kesin bir virüs belirlenememiştir. Muhtemelen kronik bir virüs enfeksiyonudur. Bununla birlikte kronik yorgunluk sendromuna eşlik eden çok çeşitli tıbbi durumlar dikkate alınırsa, sebebe yönelik araştırmaların önünde çok yol olduğu anlaşılır.

Fibromiyalji (yani yoğun kas ağrıları) kronik yorgunluk sendromu ile birlikte en sık rastlanan tıbbi sorundur. Fibromiyalji gezici, yoğun, normal yaşamı sürdürmeye engel kas ağrılarının ön planda olduğu bir sorundur. Özellikle boyunda, sırtta, kalçada ve ayaklarda yoğun kas ağrıları dikkat çeker. Ağrı noktalarının yüzde, alında ve vücudun diğer bazı beklenmedik noktalarında ortaya çıkması mümkündür. Kas ağrıları ile birlikte yorgunluk sendromu belirtileri olan hastalarda depresyon, tiroid bezi tembelliğine bağlı düşük metabolizma hali, kan şekeri düşüklüğü, yerleşik mantar enfeksiyonları, kronik romatizmal eklem sorunların da birlikte olabileceği bilinmektedir. Diğer taraftan aynı birlikteliğin sinirsel kolit, uykusuzluk gibi başka problemleri de yanında taşıyabileceği hatırlanmalıdır.

KRONİK YORGUNLUK SENDROMU BELİRTİLERİ

Gece terlemeleri. Kilo kaybı veya kilo alımı. Ateş. Boyunda ve koltukaltında lenf bezi, boğaz, kas ağrıları, geçici eklem ağrıları. Ağır güçsüzlük hissi, sabah yorgunluğu. Eklemlerde sabah sertliği. Konsantrasyon yeteneğinde azalma (odaklanma güçlüğü). Unutkanlık, baş ağrısı, depresyon hissi. Bunaltı hissi, gerginlik hali. El ve ayaklarda uyuşma ve karıncalanma. Sese duyarlılık. Tekrarlayan gribal enfeksiyonlar. Tekrarlayan, geçici eklem ağrıları. Ağrı kas güçsüzlüğü, kas ağrıları.

TEDAVİSİ VAR MI?

Kronik yorgunluk sendromu tedavisi konusundaki çalışmalar halen sürdürülmektedir. Ancak sebebi henüz tam olarak bilinmediğinden spesifik bir tedavisi yoktur. Virüslere yönelik antiviral maddeler ve bağışıklık bozukluğuna yönelik ilaçlar, teorik besleme bozukluğuna yönelik karaciğer ekstreleri ve temel yağ asitleri tedavide denenmiştir. Tüm çalışmalarda görülmüştür ki kronik yorgunluk sendromu tedavisinde henüz tatmin edici bir sonuç alınmış değildir.

NASIL YAŞIYORLAR?

SELDA ALKOR (Oyuncu)

1.72 boyunda ve 65 kiloyum. Ara öğünlerle birlikte altı öğün yemek yiyorum. Tuzla pek aram olmadığı için light ürünleri seçiyorum. Sabahları domates, salata, maydonoz, altı tane light zeytin, iki kaşık zeytinyağ, keten tohumu ve ceviz yiyorum. Kahvaltıdan sonra bir bardak portakal veya elma suyu içiyorum. 11.30 gibi bir fincan kahve veya meyve suyu içiyorum. Öğlen genellikle tercihimi sebzeden yana kullanıyorum. Sebzenin dışında da ızgara tavuk yiyorum. Ne yersem yiyim yanında mutlaka bol limonlu salata da bulunduruyorum. Saat 15.00 gibi ara öğün olarak çay veya neskafenin yanında light kurabiye yiyorum. Un ve unlu mamülleri seviyorum. Fazla kaçırmamaya özen gösteriyorum. Akşam balık veya köftenin yanında yine bol miktarda salata tüketiyorum. Akşam yemeğinden birkaç saat sonra da bir tane elma yiyorum. Alkol kullanmıyorum. Maalesef sigara içiyorum. Vitamin takviyesi olarak antioksidan, kalsiyum ve C vitamini alıyorum. Günümün sekiz saatini mutlaka uykuya ayırmaya çalışıyorum. Beş yıl öncesine kadar muntazaman tenis oynar ve kayak yapardım. Beş yıldır pek spor yapamıyorum. Fırsat buldukça yürüyüş yapmaya çalışıyorum. Oyunculuk stresinin, sağlığımı olumsuz etkilemesine izin vermedim. Ailemden gelen ırsi bir hastalık yok. Düzenli olarak bir ilaç kullanmıyorum.

PROF. MÜFTÜOĞLU’NUN YORUMU

Sayın Selda Alkor Hanımefendi’nin beslenme alışkanlıkları mükemmel. Her şeyi gerektiği kadar, uygun sıklıklarla ve dozunda tüketiyor. Tebrik ediyorum! Keşke sigara da kullanmasaydı. Vitamin desteği olarak antioksidanlardan faydalanmaya devam etmesinde ve günde 800-1200 mg kalsiyum desteği almasında yarar var. Bir yanlış anlamayı, daha doğrusu doğru sanılan bir yanlışı da zamanı gelmişken düzeltelim. Sigara içenlerin C vitamini alarak veya antioksidan kullanarak sigaranın zararlarından korunmaları mümkün değil. Ne C vitamini ne de başka bir doğal destek sigaranın yaptığı tahribatı asla önleyemez. Sayın Alkor’a tenise tekrar başlamasını özellikle tavsiye ediyorum. Yürüyüşü fırsat buldukça değil, düzenli olarak yapmasını öneriyorum. Eğer çoklu bir vitamin-mineral desteği kullanırsa daha çok yararlanacağını düşünüyorum. Portakal ve elma suyuna nar ve üzüm suyu da ilave edebilir. Sayın Selda Alkor’a sağlıklı, mutlu ve huzurlu bir yaşam diliyorum.
Yazarın Tüm Yazıları