Paylaş
Bayram günlerini pek severim. Özellikle ilk sabahlar çocukluk anılarımın başköşesindedir. Geceden başlayan o heyecanlı bekleyişi, yeni elbiselerle “el öpmelere” hazırlanışı ve bayram namazını izleyen ilk saatlerdeki kucaklaşmaların sıcaklığını hiç unutmadım. Ama bayramları, en çok da bizi kalabalıklaştırdıkları için severim.
Bir insana kendini kötü hissettiren duyguların en başında yalnızlık gelir. Sağlam sosyal bağlarınız, güçlü aidiyet duygularınız, zengin ve sağlam bir inanç dünyanız varsa yalnızlığınız azalır, güvenlik duygunuz artar. O güzel ve huzur veren duygularla hayata daha çok bağlanırsınız. Bayramlar en çok da işte bu “çoğalmalara, kalabalıklaşmalara” vesile oldukları için güzeldir. Ve işte bu nedenle bayramlar bana göre antidepresan ilaçlardan bile iyidir. Bayramlar bizi depresyondan korur.
RUHUN BEDENLE BARIŞIDIR
Sağlığımızın temel belirleyicisinin beden ve ruh arasındaki uyumlu ilişki olduğundan kuşkunuz olmasın. Eski tıp kitaplarında “insan, beden ve ruhtan müşekkeldir” diye yazar. Buradaki “müşekkel” sözcüğü, “beden ve ruhun bir araya geldikleri andan itibaren önceki hallerinden sıyrılıp birlikte ve yeniden şekillenmelerini” anlatıyor.
Tıbbi açıdan bakıldığında beden ya da ruhtan birinde ortaya çıkan değişikliğin diğerini de etkilediğini ifade ediyor. Sadece bu bile “kalıcı ve gerçek bir sağlık” için “beden ruh uyumu”nun önemini pek güzel açıklıyor.
“Mükemmel sağlık” için beden ve ruhun uyum içinde çalışması lazım ama sadece bu da yetmiyor. Ayrıca iyi bir “sosyal çevre”ye ve köklü bu inanç zenginliğine de ihtiyaç var. Varlığımız bu çevrede ve değerlerde çiçek açıp meyve veriyor ya da solup kuruyor. Zaten bu nedenle olsa gerek doktorlar, sağlığı “bedensel, ruhsal, sosyal ve moral bakımından tam bir iyilik hali” olarak tanımlanıyor.
Kısacası bayramlar pek çok nedenle “ilaç gibi”dir. Yetinmeyi, “az çoktur, küçük güzeldir” diyebilmeyi bayramlarda her zamankinden daha iyi anlarsınız. Daha kolay affeder, hoş görür, özür diler, kendinizi daha mükemmel hissedersiniz. Sivriliklerinizden kurtulup törpülenirsiniz. “Ben”in yokluğunu daha derinden kavrar, kabullenir, sakinleşirsiniz. Zihninizin derinliği ile daha kolay buluşur, zamanı daha uzun ve daha ”derin” yaşarsınız.
Hatta bazen “ben”i unutma noktasına varır, “biz” demeyi başarırsınız. Kısacası, bayramlar ruhsal sorunları çözmenin de, depresyondan korunmanın da ilacı gibidir.
Bayram günleri bana inanmanın gücünü, sevgi, mutluluk ve aidiyeti, hayatı daha iyi hissetme, çoğalma, sakinleşme, iyimserlik gibi güzel şeyleri, kısacası “Ruhani bir detoks” halini anımsatır. Bayramınızı en iyi dileklerle kutluyorum.
AKLINIZDA BULUNSUN
Bayrama özel beslenmenin püf noktaları
1-Kahvaltı yapmadan güne başlamayın. 3 öğünden az ana öğün yapmayın. Öğün atlamak bayram ikramlarının porsiyonlarını büyütür, dikkatli olun!
2 -Ana öğünleriniz ile ara öğünleriniz arasında üçer saatlik zaman dilimleri ayırın.
3- Su tüketiminin yerini çay- kahve alabilir. Bayram son-
rası vücut şişliklerinden yakınmak istemiyorsanız her çay-kahvenin yanında bir bardak su isteyin.
4- Tatlı ikramları vicdanınızı rahatsız etmesin, porsiyonunuzun sınırını siz belirleyin. Sakın ana öğünden gelecek kaloriyi kesip bu hakkınızı tatlıya ayırmayın! Ara öğünden gelecek ortalama 100-200 kaloriyi tatlıya ayırmanız yeterli olacaktır.
5- 1 dilim baklava (40 g) 130 kalori, 1 adet şekerpare (40 g) 130 kalori, kadayıf (25 g) 100 kalori, tulumba tatlısı (40 g ) 120 kalori, 1 kase (150 g) sütlü tatlı 200 kalori, seçim sizin.
6- Bayramda sebze tüketimi azalabilir. Et yemeklerinin yanında yeşil salata veya taze nane-maydanoz-roka tüketin.
7- Et yemeklerinin yanına ayran, yoğurt, cacık tercih edin. Gazlı içecekler tüketmeyin.
8- Etlerin yanında pirinç yerine bulgur pilavı ikram edin.
9- Fiziksel aktivitenizin azalmasına izin vermeyin. Özellikle kalori alımınızın arttığı durumlarda “bayram sonrasında nasıl olsa veririm” yaklaşımından uzaklaşın ve ailenizle yürüyüşler yapın.
10- Dolma, börek ve tatlıların neden olduğu karbonhidrat yüklenmesi de gözden kaçmasın. “Ekmek yemedim, börek yedim”in hesabını iyi yapın. Ana öğünlerinizden birinde ekmek yerine geçen bir besin değil de ekmek yemenizi öneririm.
Diyetisyen Nilüfer BAYRAM
Paylaş