B12 vitamini iğneleri faydalı mı, zararlı mı?

B12 vitamini eksikliği yaygın bir sorun. Eksik miktarın yerine konması ise tıbbi bir zorunluluk. Peki bunun için ağız yoluyla kullanılan takviyelerden mi yararlanılmalı yoksa B12 iğnelerinden mi yaptırmalı? Buyurun...

Haberin Devamı

B12 eksikliği her yaşta görülebilse de yaşlılarda sık karşılaşılan bir problem.
Çünkü yaşla birlikte bu vitamini emme kapasitesi azalıyor. Ayrıca bağırsaklarda normal besin sindirimini etkileyen kronik hastalıklarda (çölyak ve crohn hastalıkları), mide ve bağırsak ameliyatları sonrasında da B12 eksikliğine sık rastlanıyor.
Tedavi edilmeyen B12 eksikliği ise (özellikle uzun süreli ve şiddetli olduğunda) sadece yorgunluğa, konsantrasyon problemlerine veya unutkanlığa değil, nörolojik sorunlara, pernisiyöz anemi olarak tanımlanan ağır bir kansızlığa da yol açabiliyor.
İşte bu nedenle sorunun çözümünde B12 iğnelerinden faydalanılma yoluna gidiliyor.
Başlıktaki sorunun cevabına gelince... B12 vitamini enjeksiyonları genelde güvenli kabul edilen uygulamalar.
Bilinen ciddi hiçbir yan etkiden bahsedilmiyor. Ama yine de nadiren hassasiyet ve alerji kaynaklı yan etkilerin görülmesi mümkün.
Bu tür yan etkilerle karşılaşanların doktorlarını uyarmalarında fayda var.
Önemli bir bilgi de şu: Son yıllarda ciddi düzeyde B12 eksikliği olmayanlara da B12 enjeksiyonları yapmak yaygın bir uygulama haline geldi.
Bu yaklaşımı benimseyenler enjeksiyonların enerji seviyesini artırdığını, odaklanmayı kolaylaştırdığını, metabolizmayı etkileyerek kilo kaybına yardımcı olduğunu düşünürler.
Benim kanaatim yetişkin birinde B12 seviyelerinin 600-900 bandında tutulması gerektiği yönünde.
700-800 aralığının daha güvenli olduğunu düşünüyorum. B12 seviyelerini makul hudutlarda tutmanın depresyondan korunma, nöropati problemlerinden uzak kalma, yaşlılığa bağlı bellek sorunlarını önleme yönünden de faydalı olabileceği aklınızda olsun.
Eğer midenizde yeterince “iç faktör” yapılabiliyorsa ve bağırsaklarınızda herhangi bir emilim kusuru yoksa takviye olarak B12 vitamini kullanmanız gerekmez.
Şunu da unutmayın: Pek çok hayvansal besin zaten bol miktarda B12 içeriyor. Mesela karaciğer bunlardan biri.
Kırmızı et ve yumurta da B12 zengini hayvansal gıdalar arasında yer alıyor.
B12 eksikliğinin özellikle hayvansal ürünlerden uzak beslenenleri –vejetaryen ve veganları- ilgilendirdiği unutulmamalı.

Haberin Devamı


OKUR SORUSU

Haberin Devamı

Rüzgar esse tutuluyorum, neden 

Bazı sağlık problemleri bazı mevsimlerde daha bir ön plana çıkar.
Kramplar da bu tür sağlık problemlerinden. Özellikle 50 yaş ve sonrasında yaz ve sonbahar aylarında kramp sorunuyla daha sık karşılaşırız. Nedeni tam ve açık değil ama muhtemelen yaz aylarındaki terleme artışı ile güz aylarındaki rüzgarlar kramp ataklarının tekrarlama olasılığını artırıyor.
Bununla birlikte kramp sorununu sadece magnezyum veya potasyum eksikliğine bağlamak veya rüzgarla klima vurmalarıyla açıklamaya kalkmak da pek doğru olmaz.
Problemin arkasında ciddi bazı sağlık sorunları da yatıyor olabilir. Mesela şeker hastalığı bunlardan biri. Özellikle gece krampları gözden kaçmış bir şeker hastalığı hikayesinin ilk ve tek işareti olabilir.
Tiroit bezinin yeteri kadar çalışmadığı durumlarda da kramplarla karşılaşma ihtimalinin artabileceği hatırlanmalı.
Böbrek ve böbrek üstü bezi hastalıklarının, Parkinson, multble skleroz (MS) gibi nörolojik problemlerin de kramplara sebep olabileceği bir kenara not edilmeli.
Kramp her zaman hepimizin başına gelebilecek bir sorun ama tekrarlaması, uzun sürmesi ve kalıcı olma eğilimine girmesi durumunda vakit kaybetmeden bir tıbbi yardım aramakta, en azından sorunu bir doktorla görüşmekte fayda var.

 

 

Haberin Devamı

İYİ BİLGİ

Fazla kilo eklemi bozar!

40’lı yaşların sonrasında gelişen kronik sağlık problemlerinin hemen hemen hepsinin ardında yanlış hayat tarzımız, yani bizim hatalarımız var.
Bu yalnızca kilo problemi, hipertansiyon, şeker hastalığı veya kalp damar hastalığı için söz konusu olan bir durum da değil. Konu eklem rahatsızlıkları olduğunda da durum değişmiyor. Kronik eklem problemlerinin de çoğunun arkasında bilgisizliğimiz, ilgisizliğimiz, yanlışta ısrar etme hatamız var.
Nedenine gelince... Yaşlılık romatizması en çok diz ve kalça eklemlerini vuruyor. Dizlerimiz ve kalça eklemlerimiz de belli bir kiloyu taşımak için tasarlanmış yapılar.
Bu eklemlerin yüklenebileceği sağlıklı kilo aralığı herkesin imalat şartnamesinde doğuştan yazılı zaten. Eklemlerin yapısı, gücü, kuvveti bu şartnameye göre tasarlanıyor ve 18-20 yaşlarında son şeklini alıyor.
Eğer o yaşlardan sonra eklemlere taşıyabileceklerinden daha fazla yük yüklerseniz eklemi oluşturan yapılar –kıkırdaklar, zarlar, su keseleri, bağlar, kapsüller- zorlanmaya başlıyor. Zamanla da görevlerini yapamaz hale geliyor.
İşte bu nedenle hangi yaşta olursanız olun kilonuz üç aşağı beş yukarı imalat şartnamenizde yazana uygun olmalı. Özellikle eklem sorunu olanlar, fazla kilolarından süratle kurtulmalı.

 

Haberin Devamı

BİR BİLGİ

Kabızlığa karşı doğal beslenme rehberi

Eğer kabızlık eğiliminiz varsa aşağıdaki öneriler, özellikle de siyah kuru erik ve incir sizin de işinize yarayabilir. Deneyin derim.

Siyah erik: Kabızlık söz konusu olduğunda gerçek bir mucizedir. Siyah eriğin ister tazesini isterseniz kurusunu yiyin. Her ikisi de harikadır. Size etkili bir tarif de vermek istiyorum.
Bol miktarda eriği haşlayın, komposto kıvamına geldiğinde soğumaya bırakın. Eriklerin çekirdeklerini çıkartıp blender’dan geçirin, akşamları birer su bardağı için. Hem çok ciddi bir antioksidan kaynağıdır, hem de doğal kabızlık ilaçları içinde en etkilisidir.
İncir: Zengin lif içeriği sayesinde kurusu da tazesi de son derece etkilidir.
Kabızlık probleminden şikayetçiyseniz size iki haftalık bir kür önermek istiyorum: Üç-dört tane inciri akşamdan sıcak suya koyun, sabah kalktığınızda incirleri yiyin, hatta suyunu da için.
Yalnız dört tane incirden toplam 200 kalori alacağınızı unutmayın.
Kayısı: Kayısının tazesi de, kurusu da tembel bağırsakları harekete geçirmek konusunda son derece başarılıdır.
Keten tohumu: Bir-iki çay kaşığıyla başlayın. Alıştıra alıştıra miktarı artırın ama iki yemek kaşığını geçmeyin.
Yoğurdunuza, çorbanıza, salatalarınıza ekleyin. Mükemmel bir kabızlık ilacıdır. Bol suyla içmeye özen gösterin.
Tavsiyem, karanlıkta saklamanız ve evinizde taze taze öğütmenizdir. Güneşi görünce, havayla temas edince çabucak bozuluverir.
Ravent: Bu bitkinin gövdesinde bağırsağı çok hızlı boşaltabilen bir madde bulunur. Haşladıktan sonra yapraklarını çıkartıp püre haline getirin.
Sebzeler: Pırasa, bamya, lahana havuç ya da karnabahar posa zengini, bağırsak dostu sebzelerdir.
Kabızlığa karşı yeşil yapraklı salataların hepsi çok etkilidir. Çiğ ıspanak salatası da bağırsakları aktive eden mükemmel bir seçenektir. Genelde domates kabızlıkta pek işe yaramaz. Hatta eğer hemoroit problemi söz konusu ise domates ve patlıcan yemekten kaçının.
Her ikisi de makat bölgesinde tahrişe neden olabilir.
Kepek: Dünyanın en ucuz şeyi kepektir. Unculardan kaba kepek isteyebilirsiniz, buğday ya da arpa kepeği olabilir.
Önce dörtte bir çay bardağı ile başlayın. İlk etapta yarım çay bardağına, sonra da tam çay bardağına kadar çıkarabilirsiniz. Çorbalara, yoğurda, yemeklere ekleyebilirsiniz.
Yaban arpası: Sıcak suyun içine ekleyin ve iyice kaynatın. Bol miktarda hazırlayarak derin dondurucuda saklayabilirsiniz.
Sonra da buzluktan çıkarıp ister salataya, ister çorbaya ya da yoğurda ekleyin. Bağırsakları çalıştırmak konusunda üstüne yoktur.
Kefir: İçindeki probiyotik bakteriler nedeniyle kabızlık ilacı gibi çalışır.
Dışarıdan satın almak yerine kefir mayası bulun ve mikroorganizmayı üretin. Kendi kefirinizi kendiniz yapın...
Fasulye, nohut, mercimek: Bunların hepsinde bol miktarda posa vardır. En az haftada bir-iki gün bakliyat tüketin.

 

 

Yazarın Tüm Yazıları