Paylaş
10 GRAMDAN FAZLASI RİSK
Her şeyden önce şu bilgilerin net ve açık olduğunu bilelim: Sağlık için tuz değil, sodyum lazım. Hücrelerinizin canlı kalabilmesi, bedeninizin su ve elektrolit dengesinin korunabilmesi, böbreklerinizin işini doğru dürüst yapabilmesi ve daha pek çok “yaşamsal” süreç için sodyuma ihtiyacınız var. Sodyumun en ucuz ve yaygın kaynağı da tuz, yani sodyum klorürdür. Ama her şeyin fazlası gibi tuzun da fazlası sağlığınıza zarar verir. Dikkat ederseniz sözü yuvarlayıp “Verebilir” demiyorum, net ve açık bir şekilde “Verir!” diyerek altını çiziyorum. Çünkü şu bilgiler çok açık ve net olarak kanıtlanmış durumda: Aşırı tuz tüketimi başta tansiyon yüksekliği olmak üzere böbrek ve kalp hastalıkları ile felç geçirme riskini yükseltir. Sağlıklı bir vücudun tolore edebileceği tuz miktarı 5, bilemediniz 6-7 gram civarındadır. 10 gramdan fazlası herkes için “risk” demektir. Bu miktarın fazlası kimseye (özel sağlık sorunları dışında) gerekli değildir. Ne var ki biz tuz seven bir milletiz. Günlük tuz tüketim miktarımız 15 gramın bile üzerinde. Ve bu bizim gereğinden fazla, hatta tehlikeli düzeyde tuz tükettiğimizin işareti.
GERÇEKLERİ
Sodyum sinir, kas ve dolaşım sisteminin vazgeçilmezidir. Tuz en mühim sodyum kaynağıdır.
Sodyum ve tuz eşanlamlı değildir. Tuz, tükettiğimiz sodyumun yaklaşık yüzde 90’ını oluşturur.
Yemeklere fazla tuz eklemekten kaçınmalı, salçalılara hiç tuz eklenmemeli.
Fazla tuzun olumsuz etkileriyle fiziksel aktivite ile mücadele edilebilir.
Gereğinden fazla tuz tüketilmesinin kalp, böbrek ve kan damarları üzerinde yıkıcı bir etkisi mevcuttur.
Yüksek tuz oranının yarattığı en büyük problem yüksek tansiyondur.
Diyabet hastaları, yüksek tansiyonu veya kronik böbrek hastalığı olan bireyler için günlük sodyum alımı ortalama 1500 miligram olmalıdır.
Erkekler daha çok sodyum tüketir.
SAĞLIKLI TUZ HANGİSİ
“En sağlıklı tuz hangisi?” sorusunun yanıtına gelince... Yaygın olarak kullandığımız tuz, tuz göletleri veya tuzlalardan elde edilen masa tuzudur. Güvenli fabrikasyon işlemlerinden geçirilmiş, çoğunun içine ilave olarak iyot eklenmiştir ki doğrusu da budur. Zira ülkemiz “iyot fakiri” bir ülkedir. Yiyecek ve içeceklerimizde kâfi miktarda iyot yoktur. Rafine tuz aşırı saflaştırıldığı için doğal tuzların çoğunda olan minerallerin önemli bir kısmını içermez. Diğer bir alternatif, deniz veya okyanus tuzu olarak bilinendir. Bunlar deniz suyunun buharlaştırılması ile elde edilen ve elde edildiği deniz göre içinde tuza ek olarak çok az miktarda demir, magnezyum ve diğer mineralleri de barındıran tuzlardır. Son yıllarda deniz kaynaklı tuzlar içindeki farklı aromalar ve mineral zenginlikleri sebebiyle daha sık ve yaygın kullanılıyor. Yani farklı lezzetleri ve eser elementlerden zengin yapıları bir tercih nedeni. Bu tercihin ne kadar karşılığı var, işte orası pek belli değil ama yine de benim gibi “Ben deniz tuzu tercih ederim!” diyenler var.
Paylaş