Astım kışı sevmez

Astım hastalığı, nefes alıp verdiğinizde solunum havasının akciğerlerinize girip çıkmasını güçleştiren bir hava yolu bronş sistemi sorunudur.

Bu hastaların havayolları ve bronşlarında bazı sorunlar ortaya çıkmakta, solunum havasının akciğere girip çıkması zorlaşmaktadır.

Bu zorluğun altında yatan temel neden hava yollarının daralmasıdır. Daralmanın altında yatan ortak nokta ise havayollarını döşeyen dokunun alerjik sebeplere bağlı iltihabıdır. Astım mikrobik faktörlerle oluşan bir iltihaplanma değildir. Bir alerji sorunu yaşanmaktadır. Astımı tetikleyen bağışıklık sorunları, solunum yollarının tahriş olmasına ve havayollarının daralmasına yol açmakta, havayollarını döşeyen dokular şişmekte, yapışkan bir salgınının üretilmesine Hürriyetneden olmaktadır.

Astımlıların kış aylarında işleri biraz daha zorlaşmaktadır. Bunun nedeni üst solunum yolu ve akciğer enfeksiyonlarının soğuk kış günlerinde zirve yapmasıdır.

BELİRTİLERİ NELER

Astım hastalığında öksürük, nefes darlığı ve hırıltılı solunum en önemli belirtilerdir. Havayollarındaki daralma, daralmış bölümlerden geçen havanın yarattığı yüksek frekanslı ses, hırıltılı solunuma yol açmaktadır. Öksürüğün sebebi ise havayollarında ortaya çıkan tahriştir.

Bütün bu durumlar nefes darlığına yol açmakta, hastaların yaşam kalitelerini bozmaktadır. Astım hastalarında göğüste sıkışma hissi, göğüs ağrıları gibi belirtiler de ortaya çıkabilmektedir.

KRİZİ NELER TETİKLER

Astım ataklarını tetikleyen en önemli nedenler, üst solunum yollarının virüs enfeksiyonları, sigara dumanı, atmosfer şartları, duygusal faktörler ve strestir. Egzersizin ve bazı ilaçların da astım ataklarını tetikleyebildiği bilinmektedir.

Astım ataklarının özellikle kış aylarında sıklaşması tesadüf değildir. Daha çok soğuk algınlığı veya nezle şeklinde ortaya çıkan virüs enfeksiyonları, özellikle küçük çocuklarda astım ataklarının en önemli hazırlayıcısıdır. Virüs enfeksiyonları dışında soğuk havanın kendisi de tetikleyici bir faktördür. Kış aylarında ev tozu aktarlarının sayısı artmakta, ısıtıcıların kullanımının fazlalaşması bu atakları sıklaştırmaktadır.

Soğuk hava doğrudan nefes alıp vermekle öksürüğe ve hırıltılı solunuma neden olabilir. Özellikle havanın kuru ve soğuk olduğu dönemlerde bu tehlike daha belirgindir. Soğuk, havayollarını daha duyarlı hale getirmekte, bronşların gösterdiği tepkiyi şiddetlendirmektedir.

Eğer astım sorunu olan biriyseniz, kış aylarında kendinizi daha iyi korumalı, grip ve nezleye karşı önlem almalı, basit bir üst solunum yolu enfeksiyonunda bile doktorunuzla işbirliği yapmalısınız. Astım kontrol altına alınabilen bir hastalıktır. Yaşam kalitesini önemli ölçüde azaltan bu sorunun çözümünde doktor-hasta işbirliğinin en etkin yol olduğunu unutmayın.

Ses kısıklığı önemli olabilir

Ses kısıklığının en sık görülen nedeni üst solunum yolu enfeksiyonlarıdır ama reflü hastalığı, alerjiler, ses telinde oluşan nodül ve polipler, kist ve pabülonlar, şişmeler (ödem) de ses kısıklığı oluşturabilmektedir. Ses kısıklığı bazen larinks kanserinin işareti olabilir. Bu kötü huylu ve hızlı yayılma eğilimi gösteren tümörlerin erken teşhisi çok önemlidir.

Bu nedenle ses kısıklığı sorunu yaşayanların, özellikle tekrarlayıcı ses kısıklığı veya uzun süreli ses kısıklığı problemi olanların bir kulak-burun-boğaz denetiminden geçmelerinde yarar vardır. Özellikle uzun süredir sigara içenlerin, ses kısıklığı problemlerini ciddiye almaları gerekiyor. Alkolün etkisi sigarayla birleştiğinde gırtlak kanseri riski daha da artıyor. Uzmanlar ses kısıklığı probleminin bir haftadan daha uzun sürmesi halinde bir kulak-burun-boğaz uzmanına müracaat edilmesini öneriyor.


Safra taşı için beslenme önerileri

 Daha az yağlı bir beslenme planı yapın

 Yumurtayı ve yumurta içeren besinleri azaltın

 Az miktarlarda ve sık besin tüketin

 Sebzeleri iyice pişirin ve meyveleri komposto olarak tercih edin

 Acılı baharatlar, turşu, kakao, sirke, kuru yemişler, hardal, çemen, sarmısak ve tarçın gibi besinleri azaltın

 Kahve, koyu çay, alkollü ve karbonatlı içecekleri sınırlayın

 Yağda kızartılmış etler, sucuk, pastırma, salam, sosis, tuzlu balık, kavurma etler, karaciğer, beyin, böbrek, dil, dalak, yürek ve işkembe gibi besinleri fazla tüketmeyin

 Bitkisel yağlara öncelik verin

 Kaymak, krema, çikolata, kek, pasta, yağlı şekerler, helvalar ve lokumlardan uzak durun

 Çeşitlendirilen kraker ve bisküvileri, kuru baklagiller, mısır ve bulguru, patates kızartması ve hazır çorbaları azaltın.

Porsiyonlarınızı küçültün

Porsiyonların büyümesi, bedeninizin büyümesinin en önemli nedenidir.

Gerek restoranlarda, gerekse akşamüstü atıştırmalarında besin porsiyonlarının büyümesi, şişmanlığın yaygınlaşmasındaki en önemli etkenlerdendir. Yakın zamanda Amerikalıların yaptığı bir araştırmada, Amerikalıların Fransızlara göre daha az kilo vermelerinin en önemli nedeninin Fransa’daki porsiyonların küçüklüğü olduğu ortaya çıkmıştır.

Daha kolay kilo vermek istiyorsanız ve verdiğiniz kiloları korumak istiyorsanız porsiyonlarınızı küçültmelisiniz. Böyle bir kilo verme programı sonrasında kilo fazlalığına bağlı ölüm oranlarında yüzde 20, kilo fazlalığına bağlı kanserlerden ölümlerde yüzde 40-50 ve kilo fazlalığına bağlı diyabetin oluşturacağı ölümlerde yüzde 30-40 azalma olduğu ortaya konmuştur.

YAŞASIN HAYAT BESİN DESTEKLERİ KILAVUZU

Krom

FAYDALARI

l
Kan şekeri düzeylerinin sabit kalmasını sağlar

l Hem diyabetiklerde hem hipoglisemisi olanlarda kullanılabilir

l LDL kolesterolü azaltır, HDL kolesterolü artırır

l Şişmanlarda kilo kontrolünü kolaylaştırır

EKSİKLİĞİ

l
Anksiyete

l Yorgunluk

l Glukoz intoleransı

l Damar sertliği riskinde artış

KAYNAKLAR

l
Et

l Yumurta

l Tavuk

l Süt ürünleri

l Mantar

l Patates



Masum meyvenin vay haline

Meyveyi, yemekten hemen sonra tüketmek bütün yenilenleri yağa dönüştürür mü?

Tüketilen her yiyeceğin, yapıtaşları olan protein, karbonhidrat ve yağa dönüşmesi sonucunda elde edilen enerjinin kullanım hızları değişkendir. Yiyeceklerin kana karışma hızlarındaki bu farklılık, glisemik indeks kavramından ileri gelmektedir. Meyvelerin de bazılarının glisemik indeksleri yüksek (karpuz, kavun, incir, muz gibi), bazılarının ise düşük (portakal, elma, çilek, kiraz gibi) olması nedeniyle, kan şekerini yükseltme hızları değişebilir.

Bunun yanı sıra yemeğin hemen ardından tüketilen meyvenin kan şekerini yükselttiği, insülin salgısının arttığı ve yemeğin yanında alınan meyvenin de bu nedenle bütün yenilenleri yağa dönüştüğü iddia edilmektedir. Ancak vücut, bir öğünün ardından ortalama 300-400 kalorilik enerji almaktadır. Alınan bu enerji kişinin kan şekerini yavaş yavaş yükseltecek ve vücutta kullanılacaktır. Eğer kişi alması gerekenden fazla enerji alırsa, meyve olsa da olmasa da enerji fazlası yağa dönüşür. Buna paralel olarak kişi ihtiyacı olan enerjiyi az bir yemek ve yanında meyveyle tamamlıyorsa, yediği besin enerji olarak kullanılacağı için yağa dönüşmez.

Genelde meyvenin öğün aralarında önerilmesinin sebebi ise; meyvenin, yanında proteinli bir gıda ile tüketilmesi durumunda kan şekerini dengelemesi ve tokluk hissini daha uzun süre sağlamasıdır. Yemekten hemen sonra meyve yeme alışkanlığı olanlar için de önerimiz 1-2 adet kuru kayısı ile o ihtiyacı karşılayıp, ara öğün olarak meyveyi tercih etme alışkanlığı geliştirmeleridir.

Kaç kilo olmalıyım

25 yaşında, 1.65 boyunda bir kadınım. Şu anda 89 kg. ağırlığındayım. Kaç kilo olmam gerekiyor?

Bu çok sık karşılaştığımız bir soru olduğu için sadece sizin değil tüm yaş gruplarının uygun değerlerini buraya eklemekte fayda var. BKI değerinizi bulup bu değere göre yorum yapabilirisiniz.

BKI= VÜCUT AĞIRLIĞI/BOYUN KARESİ(M2)

YAŞBKI

19-24 19-24

25-3420-25

35-4421-26

45-5422-27

55-6523-28

65 ve üzeri24-29

Boyunuzun karesini, size uygun BKI aralığının alt sınırı ile çarptığınızda (25 yaş için (1,65x1,65)x19=51kg) olmanız gereken minimum ağırlığı, üst sınırı ile çarptığınızda ((165x1,65)x24=65 kg) olabileceğiniz maksimum ağırlığı görebilirsiniz. Yani sizin boyunuza göre 51-65 kg. aralığında olmalısınız.

Şunu unutmayın ki, boy ile kilo arasındaki orantının yanı sıra vücudunuzdaki yağ miktarı ve dağılımı çok önemlidir. Bunun için vücut analizi yaptırmanız gerekiyor.

DİYET GÜNLÜĞÜ

Sorularınız için:

manager@yasasinhayat.org

Tel: (0212) 236 73 00
Yazarın Tüm Yazıları