Antibiyotik bir biyolojik bomba mı?

Antibiyotikler bağırsaklardaki her türlü mikrobu yok edebiliyor. “Faydalı mı, zararlı mı?” ayrımı yapmadan önüne gelen bakteriyi öldürüyor. Neticede de vücudun biyolojik dengesi –iç denge- bozuluyor.

Haberin Devamı

Antibiyotikler en çok suistimal edilen, yanlış ve gereksiz yere çok sık kullanılan ilaçlar.
Çoğumuz bu tehlikeli hapların yalnızca bizi hasta eden zararlı bakterileri yok ettiğini düşünüyoruz. Ne var ki gerçekte durum böyle değil. Antibiyotikler –isimlerinden de anlaşılacağı gibi biyolojik yaşamı neredeyse tamamen yok eden- bağırsaklardaki her türlü mikrobu yok edebiliyor. “Faydalı mı, zararlı mı?” ayrımı yapmadan önüne gelen her bakteriyi öldürüyor.
Neticede de vücudun biyolojik dengesi –iç denge- bozuluyor. Bozulmaktan da öte, altüst oluyor.
Özellikle bağırsaklardaki faydalı bakteriler –probiyotikler- antibiyotiklerden en fazla zarar gören dost mikroplar. Bunların azalması öncelikle kısa bir süre sonra yeni bir mikrobik hastalığın devreye girmesi anlamına geliyor.
Zira vücudumuz bağışıklık gücünün önemli bir bölümünü lüzumsuz antibiyotik kullanımı nedeniyle zaten neredeyse kökünü kuruttuğumuz bu faydalı mikroplardan yani probiyotik bakterilerden sağlıyor.
Kısacası kendi kendinize rastgele antibiyotik kullanma kararı almayın. Doktorunuz antibiyotik tavsiye ettiği zaman bile “Bu sorunu antibiyotik kullanmadan çözmem mümkün olmaz mı?” diye sormayı unutmayın.
Şu bilgi çok açık ve net: Pek çok ateşli hastalık antibiyotik kullanmadan da iyileştirilebilir.

Haberin Devamı

Bisiklet kullananlar çoğaldı

Sadece hafta sonunda değil, hafta içinde bile bisiklet kullananların sayısında ciddi bir artış var ve bu son derece sevindirici bir sağlık haberi.
Nedeni ise çok net ve açık: Bisiklet sporu bilinen en etkili aerobik egzersizlerden biri. Bu sporu her yaşta herkes yapabiliyor. Keşke belediyelerimiz işin biraz daha üzerine gitseler ve bisikletler için daha özel yollar, yaşam alanları oluştursalar. Bisiklete binenlerin sayısının artması demek sağlıklı yaşam tutkunlarının da artması anlamına geliyor.

 

Türkiye yaşlanıyor mu

Birkaç gün önce Dünya Yaşlılar Günü’nü kutladık. Bizde de güzel şeyler yapıldı. Özellikle Başbakanımız Sayın Binali Yıldırım’ın bu özel günü vesile ederek yaşlıları ziyaret etmesi, onların sorunlarına çözüm aranacağını belirtmesi hepimizi sevindirdi.
Ama yine de siz Türkiye’nin hızla yaşlandığını düşünmeyin. Yaşlı nüfusumuzun artmasından da asla endişe etmeyin. Etmeyin çünkü bir yandan da genç nüfusumuz çoğalıyor.
Ortalama yaşam süresi bizde de uzadı, 75’li rakamlara ulaştı ama unutmayalım ki nüfusumuzun neredeyse üçte biri 30 yaşın altında. Yani biz hâlâ çok genç bir ülkeyiz.

Haberin Devamı

Ağrı kesiciler kalbi yoruyor 

Ağrı çekmekten hiç kimse hoşlanmaz. Kimse en ufak bir ağrıya bile uzun süre katlanmak istemez.
Zaten bu nedenle de ağrı kesiciler hemen her ülkede en çok tüketilen ilaçların başında gelir. Ne var ki ağrı kesici sıradan bir parasetamol, flufenamikasit, dipiron değil de non-steroid (NS) gruptansa işler değişiyor.
Bu grup ağrı kesiciler sadece midemizin değil, kaslarımızın da canına okuyabiliyor. Özellikle de kalp kaslarının...
Yeni yayınlanan bir çalışmada bu bilgi net ve açık olarak doğrulandı. Bu grup ağrı kesicileri kullanan yaşlı insanların kalplerinin hızla zayıflayabileceği kanıtlandı. Ağrı kesici kullanırken de dikkatli olmanızda fayda var.

 

Haberin Devamı

Beyin DHA’sız yapamaz

Omega-3 yağ asitleri yani DHA ve EPA bedenimiz için yaşamsal, olmazsa olmaz doğal maddeler. Vücudumuz ikisini de üretemiyor, biz onları dışarıdan yiyeceklerle kazanmak zorundayız. İkisi de önemli.
DHA daha çok beyin, göz, cilt ve hormonal fonksiyonlar, EPA ise kandaki pıhtılaşma süreçlerini azaltmada etkili. Özellikle beynimiz DHA eksikliğine son derece hassas. Beyindeki çoklu doymamış yağ asitlerinin yüzde 40’ını DHA oluşturuyor.
Bir sinir hücresinin (nöronun) plazma zarının ağırlığının da yüzde 50’si DHA’dan meydana geliyor.
İşte bu nedenle DHA olmadan beyin de, sinir sistemi de görevlerini yeterince ve hakkıyla yerine getiremiyor. DHA eksikliği bellek gücünde azalma ile net ve açık olarak ilişkilendirildi. Düşük DHA seviyeleri nöronlarda fosfatidilseril (PS) seviyesinin de düşmesine yol açıyor.
FS apoptozu yani hücresel ölümü kontrol eden bir madde. Dolayısıyla sinir hücrelerinde PS’nin azalması o hücrenin daha erken kaybıyla neticelenebiliyor.
Ayrıca ağır klinik depresyon geçiren hastaların çoğunda da beyin dokusunda DHA seviyelerinin düşük olduğu görülmüş. Fareler üzerinde yapılan çalışmalar ise DHA’nın hafızayı kuvvetlendirdiğini göstermiştir.
Bununla birlikte erken ve orta evre Alzheimer hastalarının DHA kullanımından faydalandıklarını gösteren net ve açık bir bulguya hâlâ sahip değiliz. Şimdilik yeterli DHA seviyesine sahip olmanın çocuklar, gençler ve yetişkinlerde mental fonksiyonların güçlenmesini, muhakeme ve zihinsel esneklik görevlerinin desteklenmesini sağladığını söylemekle yetinebiliriz.
Özeti şu: DHA beynin temel yağ asitlerinden biri. En önemli kaynakları yağlı balıklar (ton balığı, lüfer, uskumru, sardalya, hamsi) ve havyardır. Kış aylarında daha sık ve bol yağlı balık tüketmekte fayda var.

Haberin Devamı

Şimdi elma zamanı

Yaz sonu sonbahar başlangıcı elmanın yeni çıktığı dönemdir. İşte bu nedenle isterseniz kısa bir elma turu yapalım: Elmanın kalorisi oldukça düşük.
Orta büyüklükte bir elmada en fazla 50-60 kalori var.
Posa, vitamin ve mineral içeriği ise oldukça yüksek. Özellikle C vitamini ve K vitamini zenginliğinden bahsetmemek ayıp olur.
Elmanın tıka basa antioksidan, özellikle kuvarsetin ve pektin içerdiğini de bir kenara not edin.
Sağlık faydaları neler? İşte kısa bir özet...
- Kilo almayı engelleyebilir: Düşük kalori içeriği, yüksek posa yapısı, makul fruktoz miktarı nedeniyle elma kilo kontrolünde işe yarayabilecek bir atıştırmalık kabul ediliyor.
- Kalbi destekler: Elmanın zengin polifenol içeriği, özellikle epikateşinden ve kuvarsetinden zengin yapısı onu kalp koruyucu antioksidan haline getiriyor.
- Probiyotik etkisi ile bağışıklığı güçlendirir: Pektin elmada bol bulunan bir posadır ve bilinen en faydalı prebiyotiklerden biridir.
- Kemik sağlığını destekler: Elma hem antioksidan ve antienflamatuar yapılanması hem de kemiklerden kalsiyum kaybını önleyici etkisi sebebiyle elmayı da kemik dostudur.
- Belleği güçlendirir: Elma güçlü antioksidan yapısı yanında belleği olumlu yönde etkileyen sinir ileticilerinin üretimini de artırır
- Kanserden korunmada da faydalıdır: Burada da elmanın güçlü antioksidan ve enflamatuar yapısı öne çıkıyor.

Yazarın Tüm Yazıları