Alkole dikkat edin!

Bira kalbi güçlendiriyor!” Bu haberlere lütfen fazla itibar etmeyin. Az miktarda alkol kullanmanın sağlığa yararlı olabileceğini gösteren bazı bulgular olsa da bunların hiçbirisi alkolün toksik bir madde olduğu gerçeğini örtbas edemez.
Gereğinden fazla ve sık sık tüketildiği zaman alkol karaciğerden beyne pek çok doku ve organa zarar veriyor.  Alkolün en çok sorun yarattığı organların başında karaciğer geliyor. Son yıllarda en sık rastlanılan karaciğer hastalığı “karaciğer yağlanması problemi”nin de ilk nedeni alkol kullanımının yaygınlaşması. Bilindiği gibi karaciğer yağlanmasının obezite problemi ile de yakın bir ilişkisi var.
Yeme içme alışkanlıklarımızın değişmesi  problemi içinden çıkılmaz hale getirse de, alkol kullanımının yaygınlaşması, karaciğeri yoran en önemli nedendir.

MİKTAR VE SÜRE ÖNEMLİ

Alkolün karaciğere verdiği zarar her şeyden önce kullanılan alkol miktarı ve kullanım süresi ile ilişkilidir. Tüketilen alkol miktarı arttıkça karaciğerdeki hasar ciddileşmektedir. Yani başlangıçta sadece karaciğer yağlanması gibi masum bir görüntüyle ortaya çıkan “alkole bağlı karaciğer hasarı” zamanla “alkole bağlı toksik hepatit-karaciğer iltihabı” hatta “alkole bağlı siroz” ile sonuçlanabilmektedir.
Bir uzmana göre (Doç. Dr. Mehmet Sökmen), “25 yıl günde 40-60 gram alkol alan bir erkeğin 20 gram alkol alana göre 6 kat daha fazla siroz riski vardır. Günde 60-80 gram alındığında ise bu risk 14 misline çıkmaktadır. Bu rakamların anlamı şudur: Günde 40 gramı aşacak şekilde alkol tüketen biriyseniz en çok 10 yıl içerisinde karaciğer yağlanması, karaciğer iltihaplanması ve siroza yakalanmanız sürpriz sayılmamalıdır. (*)

20 GRAMI AŞMAYIN

Dr. Sökmen’e göre bir çay bardağı birada 3.9 gram, kırmızı şarapta 9.5 gram, beyaz şarapta 9.1, viskide 13, konyakta 19, sert likörde 30 gram civarında alkol vardır. Eğer günlük alkol tüketimi 20 gramın üzerine çıkarılırsa uzun dönemde karaciğeri iltihaplandırmak hatta sonu belirsiz bir siroz yolculuğuna çıkmak kaçınılmazdır. Benim tavsiyem şu: Alkolü hiçbir zaman sağlık yararı var diye içmeyi düşünmeyin. Mümkünse hiç alkol kullanmamanız, kullandığınız takdirde de onu bir “sosyalleşme” aracı gibi kullanmanızda fayda vardır.�

BU İŞLEMLERE DİKKAT!

Eğer alkol kullanan biriyseniz özellikle “halsizlik, iştahsızlık, bulantı, idrar renginde değişme gibi şikâyetleriniz” var ise alkolü hemen bırakmanız gerekir. Özellikle yorgunluk, sarılık, idrar renginde koyulaşma, dişeti kanamaları, burun kanamaları gibi şikâyetler ortaya çıkmışsa bunlar en kısa zamanda doktor denetiminden geçmeniz gerektiğinin bir işaretidir. (*) Ne iyi ki erken dönemde fark edilip de bırakıldığında alkole bağlı karaciğer zararları kendiliğinden de iyileşebiliyor.
Yeter ki karaciğerinizde “geri dönüş sınırını aşan ciddi bir hasar” oluşturmamış olun.
(*) Sorular ve yanıtlarla hepatitler/Sağlık Adası/İstanbul/2011

Detoksa yardımcı doğal destekler

NOT ALIN

Detoks programlarında kullanılması tavsiye edilen bazı doğal ürünler var. Bunlardan bir kısmı bitkisel kaynaklı. Örneğin Meryem Ana Dikeni/Milktistle özleri bunlardan biri. Karaciğer detoksuna yardımcı olmak üzere iki haftalık N-asetilsistein ve Alfa Lipoik Asit kürlerinden de faydalanmak mümkün.
Ben detoks kürlerinde 3-4 haftalık selenyum desteğinin de (50 mikrogram) faydalı olabileceğini düşünüyorum. Benim detoks kürlerinde sık kullandığım bir başka doğal destek de Coenzim Q10’dur. Coenzim Q10’un özellikle mitokondriel fonksiyonları hızlandırdığı ve enerji metabolizmasını gaza getirerek detoks süreçlerini güçlendirdiğini düşünüyorum.

Desteklerin faydası var mı?

DİKKAT

Alkole bağlı karaciğer hasarını azaltmak için Milktistle özleri, B vitamini karışımları, C vitamini veya enginar hapları gibi doğal destekleri kullanmanın herhangi bir faydası olduğu kanaatinde değilim. Eğer bu desteklerden faydalanmak istiyorsanız ben yalnızca saf “Silymarine” tabletlerini önerebilirim ama alkolü bırakmak şartı ile.