Paylaş
Bir ay boyunca ana eksene oturan oruç, gıda alımında –özellikle su tüketiminde- kısıtlama ve beslenme düzeninde değişme nedeniyle sağlık açısından sorgulanır. Bilim dünyası ve tıp camiası orucun insan bedeni üzerine etkilerini tartışadursun oruç tutmayı isteyen kişileri uygulanabilir öneri ve yapıcı uyarılarla destekleyerek sağlıklarını korumalarını sağlamak en doğru yaklaşımdır. Yaşasın Hayat Ekibi ve birlikte sizlere bilgi ve deneyimlerimizi aktarmayı sürdürüyoruz...
BİR BİLGİ
Ramazan ve aktivite
Oruç tutarken, yalnızca iki ana öğün ve bir ya da iki ara öğün tüketildiğinden ve bu öğünlerin içeriği (özellikle iftar sofraları) olağandan zengin olduğundan kilo yönetimi hayli zorlaşır. Sahura kalkmak, uyku düzeninde değişiklik yaptığı için sabah yürüyüşleri, iftarda sık sık aile, eş-dost çevresi ile birlikte yemek yenildiğinden akşam aktivitesi askıya alınır. Oysa birkaç küçük önlem ile ramazanı kilo almadan tamamlamak olasıdır.
Yürüyüş, yüzme, su jimnastiği, bisiklete binme çok uzun süreli olmamak koşuluyla ramazanda rahatça yapılabilecek sporlardır. Pilates ve yoga hem kas, kiriş, eklem grubunu doğru çalıştırmak hem de nefesi doğru kullanmak açısından ramazanda da sürdürülebilecek etkinliklerdir.
Sahurda, niteliği yüksek protein ve iyi bir karbonhidrat içeriği ile niyet etmek sabah saatlerinde aktivite yaparken gücünüzü korumanızı sağlar. Değişen uyku saatlerine uyumu ilk günlerde tamamladıktan sonra sabah yürüyüşlerinizi ramazan boyunca da sürdürebilirsiniz.
Güneşin eğik geldiği 09.00-11.00 arasında kısa yüzme seansları da bir başka aktivite seçeneğidir. İftardan sonra yapacağınız kısa yürüyüşler hem sindiriminizi kolaylaştırır hem de nispeten “fazla kaçan” akşam öğününüzün enerjisini kullanmanıza yardım eder.
Genel kanının aksine, ramazan sıvı gereksiniminizi değiştirmez ama dağılımındaki dengeyi etkiler. Gündüz yapılan fiziksel aktiviteler sırasında su takviyesi yapılamayışı susuzluğa yol açabilir. Su kaybınızı kontrol etmenin birkaç yolu vardır. Aktivite öncesi ve sonrası beden ağırlığınızın yüzde 150’si kadar suya gerek duyarsınız.
Söz gelimi 1 kg kaybınız varsa 1,5 litre su tüketmeniz eksiğinizi tamamlamanızı sağlar. Suyun yanı sıra tuz kaybı da önemlidir. Özellikle iftarda ve sonrasında tuz eksiğinizi gidermeniz orucu açınca tükettiğiniz suyun vücudunuzda tutulmasını sağlar. Bu sayede hem gece sık sık uyanıp tuvalete gitmezsiniz hem de güne daha iyi bir su deposuyla başlarsınız. Bunun en iyi göstergesi de sabah idrarınızın açık sarı oluşudur. DR. EVREN ALTINEL
BİR TARİF
İftar sonrası keyif çayı
İftar yemeğinizin ardından sindirim sisteminizi biraz rahatlatmak, hatta biraz da serinleyip ferahlamak için yine baharatların ve bitkilerin desteğiniz alabilirsiniz. Her derde deva zencefil, kan şekeri düzenleyici tarçın, dinlendirici melisa ve ferahlatıcı nane size en iyi yardımı sağlayacaktır.
Çayınızı hazırlarken 2 dilim taze zencefili ve 1 tarçın çubuğunu yarım litre suda 15 dakika kaynatın. Ardından bir tutam melisa yaprağı ekleyin ve 5 dakika demlendirin. Karışımı süzdükten sonra içine bir iki limon dilimi ve bir tutam taze nane yaprağı ekleyerek servis edin.
Bu çayı süzülmüş haliyle buzdolabında bekletebilir, içeceğiniz zaman buz, nane ve limon ekleyerek soğuk soğuk içebilirsiniz.
Dilerseniz özellikle soğuk haline nektarin veya çilek dilimleri ekleyerek renklendirebilirsiniz.
Tüm karışıma 1 çay kaşığı bal ekleyerek karışımınızı tatlandırabilirsiniz.
DYT. DENİZ YEMİŞÇİ
Paylaş