Ağrılarla yaşamak

En sık karşılaştığımız sağlık sorunlarının başında “ağrılar” geliyor. Ağrı çekmek ya da ağrılarla yaşamak kolay bir şey değil. Hemen herkesin yaşamının bir döneminde karşılaştığı bu tatsız duygunun hafif ya da şiddetli, keskin ya da yaygın, sürekli ya da gelip geçen kısacası farklı farklı tipleri var. Her ne şekilde olursa olsun ağrıya tahammül etmek zor. Doğru uygulama, ağrıya neden olan şeyi bulup onu ortadan kaldırmaya çalışmak. Bugün klinikte sıkça sözü geçen bazı ağrı nedenlerine değinmek istiyorum...

Haberin Devamı

BİR BİLGİ

Boynumun ağrısı fıtıktan olabilir mi?
Boyun ağrılarından söz edilince akla önce boyun fıtığı, hemen sonra da “kireçlenme” geliyor. İşin uzmanları ise “Boyun ağrılarının en başta gelen nedeni kaslarla ilgili problemlerdir” diye düzeltme yapıyorlar. Onlara göre boynu ağrıtan nedenlerin birinci suçlusu, kas spazmları.
Boynumuzdaki kemikler, kemiklerin arasındaki ilişkiyi sağlayan kıkırdak ve sıvılar, eklemlere yerleşmiş “disk” adını verdiğimiz amortisör benzeri yapılar, kemiklere tutunan kaslar ve bunların tutunma noktalarını oluşturan kirişler, çok seyrek olarak da kemiğin içyapısında meydana gelen yapısal sorunlar ağrıya neden olabiliyor. Ne var ki ağrıların neredeyse yüzde 80’inden fazlasının nedeni kaslarla ilgili sorunlardan özellikle de kas spazmlarından kaynaklanıyor.
İster strese, yorgunluğa, yanlış ya da aşırı kullanmaya, isterse terliyken rüzgâra, soğuk hava üfleyen cihazlara maruz kalmaktan olsun kaslar uğradıkları her haksızlığa (!) ve dikkatsizliğe öncelikle kasılarak, yani “spazm yaparak” yanıt veriyor. Bu spazmın en sık görüldüğü yer de boynun arka bölümü, yani “ense” olarak tanımlanan kısım oluyor.
Bu spazmların mutlaka dış etkenlerden kaynaklanması da şart değil. Boyun fıtığı olarak bilinen disk kaymaları da boyun ağrısına sebep olabiliyor ve ağrı çoğu zaman yerinden fırlayan diskin sinirlere yaptığı baskılardan değil, savunma ve kendini koruma amacıyla oluşan kas spazmlarından ileri geliyor. Kısacası boyun ağrısı denince akla önce kas spazmlarının gelmesi gerekiyor. Ağrıyı azaltmak için de öncelikle bu spazmı çözmek tavsiye ediliyor. Bu amaçla da fizik tedavilerden, kas gevşetici ilaç ve kremlerden faydalanılıyor.

Haberin Devamı

BİR NOT

Boyun fıtığının işaretleri neler?

Dikkatsizce yapılan ani hareketler, boynun birden ve şiddetle “gidip gelmesi”, bilinçsiz ve yanlış yapılan egzersizler, bilgisayar karşısında geçirilen uzun saatler, hareketsiz yaşam tarzı boyun fıtığına yol açan ilk sebepler...
Eğer boyun ağrısıyla birlikte bir veya her iki kolda ağrı varsa, bu durum ağrının nedeninin fıtıkla ilişkili olma ihtimalini yükseltiyor. Şu nokta önemli: Boyun fıtığında bazen boyunda hiç ağrı olmadan da bir veya iki kolda ağrı olabiliyor.
Boyundaki fıtık zamanında tanımlanıp tedavi edilmezse fıtıklaşan bölümün sinirlere yaptığı baskı nedeniyle kollarda uyuşma, yanma, karıncalanma, kas gücü kayıpları, tutma yeteneğinde azalma gibi sorunlar baş gösteriyor.
Örneğin eldeki kalemi tutmakta, ev işlerini ya da mesleki fonksiyonları yerine getirmede zorlanmalar başlıyor. Ağrı göğse ya da kürek kemiklerinin arasından sırta da yayılabiliyor. Ne var ki her boyun ağrısı boyun fıtığından kaynaklanmıyor. Boyunda fıtık olmasına rağmen -örneğin radyolojik incelemelerde fıtık saptanmasına rağmen- boyundaki ağrının nedeni başka bir sorun da olabiliyor.

Haberin Devamı

BİR SORU

Belimin ağrısı neden geçmiyor?
En sık karşılaşılan ağrı türlerinden biri, belki de birincisi bel ağrısıdır. Vücudumuzun en çok yük taşıyan kısmı belimizdir. Bel ağrısının çok değişik nedenleri olabilir. Basit bir kas spazmından enfeksiyona, karın içindeki organ hastalıklarından yer kaplayan kitlelere kadar birçok sebep belimizi ağrıtabilir. Belin zorlanması, bel fıtığı, kanal darlığı ya da bel kayması gibi mekanik nedenler de sorunun çok önemli bir bölümünü oluşturur.
Hareketsizlik, uzun süre oturarak iş yapma zorunluluğu, aşırı yük kaldırma, duruş bozuklukları, gebeliğin son ayları, halter ya da kürek çekme gibi bazı sporlar, zayıf karın ve bel kasları, kilo fazlalığı, doğuştan gelen bazı anormallikler ve ruhsal gerginlikler bel ağrısı nedeni olabilir. Bel ağrısı mutlaka dikkate alınmalı ve bir hekime başvurulmalıdır.
Dinlenme, ağrı kesiciler, kas gevşeticiler, bel korsesi, fizik tedavi uygulamaları yarar sağlayabilir. Daha sonra karın kaslarını kuvvetlendirici egzersizler ile uzman kontrolünde bel egzersizleri ile ağrının tekrarları önlemede yardımcı olunabilir. İyi planlanmış rehabilitasyon uygulamaları ve özellikle bel ve karın ile kalça çevresi kaslarının kuvvetlendirilmesi, birlikte yapılan hareketlerin yararı için önemlidir. Günlük yaşamda her an uygulanabilecek şekilde “bel koruyucu” alışkanlıklar geliştirmenin çok ama çok önemli olduğunu vurgulayalım.

Haberin Devamı

BİR ÖNERİ

Dizlerimin ağrısı için ne yapmalıyım?
Ağrısız sızısız oturup kalkabilmek, yürüyebilmek, merdiven inip çıkabilmek, koşabilmek diz eklemlerinin sağlığı ile doğrudan ilişkilidir. Oysa onları koruma konusunda çok başarılı sayılmayız! Diz eklemlerinin ömrünü kısaltan birçok yanlışımız var. Bunların başında kilo artışı geliyor. Eklenen her kilo, dizlerimize, yürürken x3 ve koşarken x10 yük bindirir. Her kaybettiğimiz kilo da dizlerimizin yükünü neredeyse 5 kilo hafifletiyor.
Düzenli spor yapmak, özellikle kas, kemik, kiriş, eklem bağları, eklem sıvısı ve eklem yüzeylerini korumak açısından çok önemlidir. Dizler için en iyi egzersizler, yürüyüş, hafif koşu, yüzme, hafif ağırlık çalışmaları ve yogadır. Spor yaparken aşırıya kaçmamalı, kaslarımızı, kemiklerimizi ve eklemlerimizi gereğinden fazla yormamalıyız. Ayrıca hep aynı aktiviteyi yapmak da eklemlere zarar verebilir. En iyisi, bu tür yıpranmalardan korunmak için egzersizden önce 5-10 dakika ısınma ve sonrasında da 5-10 dakika gevşeme hareketleri yapmaktır.
Baş, omuzlar, sırt, karın, bel, dizler ve ayakların açısı düzgün olmadıkça aktivite sırasında eklemlere fazla yük binmesi kaçınılmazdır. O nedenle duruşunuzu ayna karşısında ya da bir başkasının gözlemi altında kontrol etmeli ve gerekiyorsa düzeltmelisiniz.
Spor yaparken doğru ayakkabıyı seçebilmek de çok önemlidir. Ayakkabınız vücudunuzun ağırlığını uygun bir şekilde yere dağıtabilmelidir. İster makosen, ister spor ayakkabısı olsun her zaman ayakkabı seçiminiz ayaklarınızın özelliklerine göre olmalıdır. Taban düşüklüğü ya da derin taban oyuğu veya dışa-içe basmalar ayakkabısını doğru seçmeyen kişide sorun yaratır. Olmadık ekleme gereksiz yük binerse yıpranmalar da hızlanır.

Yazarın Tüm Yazıları