Tiksinmek ve mutsuzluk...

Bu mesajları bir uzmana inceletsek ve desek ki altında yatan nedir...
Muhtemelen uzun bir analiz yapar bize. Hiç mi iyi şeyler olmuyor...
Nedir bu sürekli birilerine ya da hayata sallamak diye sorsak?
Sanırım alır bizi karşısına ve anlatır saatlerce... Mesela estetikli kadın tiksinti mi yaratır erkekte?
Yok yahu öyle bir şey.
Eğer dozundaysa yapılan müdahaleler tiksinti falan yaratmaz. Neden yaratsın?
Aslında ‘ölçüsüz’ kelimesini koysaydı başına Bayülgen ve ‘ölçüsüz estetik tiksinti verici’ deseydi. Derdim ki, ‘ağzına sağlık’. Ama bu haliyle kabul edemiyorum...
‘Story’ atanlara da ‘hastalar’ demem mesela ben. Böyle bir söz çok ağır değil mi? Benim çevremde de ‘story’ ile yaşayanlar var.
Şimdi ben onlara durduk yere neden hakaret edeyim...
Çok ayıp...
Gelelim Hayko Cepkin’in sözlerine...
Aralarından birini seçeceksem onun sözlerini seçerim. Evet hayat acımasız çok haklı. Ama hayat asla ‘mutsuz bir şey’ değil. Bir oyun hamuru aksine... İstediğin kalıba sokabilirsin...
Böyle agresif, böylesine depresif, böyle boşvermişlikle yaşarsak ‘vah halimize.’ Tükenmişlik sendromunu mumla aratacak sıkıntılar gelir başımıza.

Yapmasan da yaptı derler

Çok bela bir şey fazla samimiyet.
İnsan sevmek bir o kadar zaaf artık.
Selam verirsin yanlış anlarlar...
İki sarılırsın ‘ooo’ derler.
Sohbet edersin ‘uuuu’ derler.
Mesaj yazarsın ‘uff bu da baydı’ derler. Gülersin ‘flört ediyor benimle’ derler.
Gün gelir hiçbir şey demezsin...
O zaman da ‘bu nasıl insan’ derler. Yani birileri hep bir şey der.
Yapmasan da yaptı, sevmesen de sevdi, sevsen de sevmedi derler.
Acaba hiçbir şey yapmama moduna mı geçsek 2023’te?
Neydi Oxford Sözlüğü’nün 2023 için seçtiği yılın kelimesi?
‘Goblin Modu’ muydu?
Toplumsal normları reddederek yaşamak anlamına geliyordu sanırım.
Tepkisizliği de barındırıyordu içinde... Haydi bir deneyelim, alalım kendimizi Goblin Modu’na...

İyi ki müzik yapıyorlar

Bengü:
Hiç saymayacağım ama rahat 20 yılı var piyasada. İlk günkü heyecanıyla yaşıyor, o motivasyonla yapıyor işini.
Şu değişmeye yüz tutan pop dünyasında kendi tarzını korumayı başarıyor. Son olarak “Bayıla Bayıla” diye bir şarkı çıkardı Bengü...
Hiç abartmıyorum, şarkının çıktığı gece yarısı başladım dinlemeye.
Sonra sonu gelmedi. Bir şarkı bu kadar çok dinlenmez ama dinletiyor işte.

Irmak:
Irmak Arıcı “Nasıl Olacak” adında bir şarkı çıkardı... Bana göre adı “Tak Tak” ama onlar “Nasıl Olacak” koymuşlar. Olsun. Takılmamak lazım...
Ben şarkıyı çıkmadan önce dinleme fırsatı buldum.
İlk dinlediğimde de “tamam” dedim “olur bu şarkı”... Oldu da...
Baştan uyarayım, dinlerseniz dilinize dolanır ve söküp atamazsınız.
Tak tak diye dolaşırsınız sokaklarda...

Ebru:
Ebru Gündeş için ‘sessiz kalmak pasif kalmak değildir’ desem yanlış bir cümle kurmuş olmam diye düşünüyorum.
Gündeş, müzik dünyasına yeni yetenekler kazandırmak için yüzlerce şarkı dinledi. Aralarından 7 genç ismi seçti ve Ebru Gündeş Dinliyor adıyla bir albüm çıkardı.
Millet piyasaya yeni isim girmesin diye uğraşırken o, gençleri ittiriyor.
Destek veren isim Ebru Gündeş olunca da o yetenekli gençler de canla başla uğraşıyorlar haliyle.
Baştan sona hepsine bravo...
Kesinlikle ikinci, hatta üçüncü serisi gelmeli bu projenin.

Benim masama otursa

Bir alışveriş merkezinde tanımadığı birinin masasına, elinde içki şişesiyle oturmuş Merve Boluğur.
İddia o yönde yani.
Alışveriş merkezlerindeki yemek alanları ortak oluyor. Boş masa bulamayıp rastgele de oturmuş olabilir kızcağız.
Ama ben aksine kafa yordum biraz.
Dedim ki, Merve benim masama otursa ne yaparım?
Şüphesiz pılımı pırtımı toplar arkama bakmadan kaçardım o ortamdan. Ürkütücü değil mi çok...
Tanımadığınız biri masanıza elinde içki şişesiyle oturuyor.
Şu hareketi var ya biz erkekler yapsak, hem bir güzel dayak yeriz hem de üzerimize ‘ahlaksız’ damgasını alır kovuluruz o alışveriş merkezinden.