Seray o röportajda söylemişti

Dün de Hıncal Uluç’un köşesinde okudum... “Gazetecilik öldü” başlığıyla “kimsenin aklına neden kızlarınıza bu ismi koydunuz diye sormak gelmedi” demiş. Bir şeyi atlamış Hıncal Uluç...
3 Nisan Pazar günü Seray ile bir röportajım yayımlanmıştı Kelebek’te.
O yüzden hemen üzerime alındım yazılanları... O koca söyleşi de gerçekten böyle bir soruyu sormamış olabilir miydim?
Yok yahu böyle bir hata yapmam sonuçta 18 yaşımdan beri gazetecilik yapıyorum. Elbet sorarım bu soruyu.
Açıp baktım tabii.
Sormuşum...
O röportajın içinde Alya ve Sofia’nın hikayesi yazıyor. Hadi orası sevgili büyüklerimin ‘gözünden kaçmış’ olsun, röportajın başına bakıp devamını okumaya ‘üşenmiş’ olsunlar, e manşete de almışız o bölümü. Oradan da mı görmediniz?
Nedenini, nasılını detaylarıyla anlatmışım. Sonra derin bir nefes alıp aynı şeyi tekrarladım “Herhalde büyüklerimin gözünden kaçmış, üşenmişler söyleşinin tamamını okumaya” dedim. E olur artık öyle şeyler.

İşte Seray’ın yanıtı

Peki ne demiş Seray Sever o röportajda:
“İkizlerden birinin ismi Sofia olacak. Eşim koydu. Biz tanışmadan önce bir ‘görüntü’ belirmiş ona. “Çocuğum oluyor ve adını Sofia koyuyordum” diye anlatmıştı bana ilk tanıştığımızda. Diğer kızın ismini de ben koydum. Onun da adı Alya olacak. Harflerin enerjisine inanan biriyim. Baş harfi ‘A’ olsun istedim. Sofia duygusal bir isim, Alya ise daha kuvvetli, daha eril.”

Ufak bir sahne hikayesi

Önce fotoğrafın hikayesini anlatayım.
Geçenlerde gittiğim ‘Jolly Joker Private’ sahnesinden bu kare.
Sahnede Simge Sağın var.
Bana göre füsunkâr (büyülü) Simge o!
İlk kez sahneye çıkıyormuş gibi her seferinde.
Bizlerin modumuza göre şarkı dinleme huyumuz vardır.

İşte ‘füsunkârlık’ bu noktada başlıyor Simge’nin.
O ‘Gel, hangi modda olursan ol gel. Sahnede hallederiz’ diyor. Fotoğraf öyle bir hikayeyi anlatıyor zaten. Genelde masadan kalkmaz, sakince oturup müzik dinlenir yemekli yerlerde. O akşam, özellikle gençler kendilerini tutamadı, çok eğlendiler.
Simge şarkıları hareketlendirince onlar da ayağa kalkıp dans ettiler, video çektiler...
Artık festival havası mı dersiniz, birkaç dakikalığına hiçbir şey düşünmemenin verdiği huzur mu...
Ne derseniz deyin ama değişiyor canlı müzik dinleyicisi.
Somurtarak oturan, tespih sallayanlar, sağa sola ters ters bakanlar yerlerini böyle enerjik, kafalarına göre eğlenen (ama asla rahatsızlık vermeyen) gençlere bırakıyor sanki.
Şimdi gelelim bir diğer mevzuya...

Harbiye konserlerine başlıyorlar

Jolly Joker 19 farklı mekanıyla yılda 1 buçuk milyon müzikseveri ağırlıyormuş ve bu sene radikal bir kararla isimlerini Harbiye Açıkhava Konserleri’ne taşımaya karar vermişler. Yakında afişlerini, reklamlarını görmeye başlarız...
28 Temmuz’da Yıldız Tilbe ile başlayacak Jolly Joker Harbiye Konserleri serisi. 10 gün boyunca da devam edecek. Selda Bağcan, Gülşen, Levent Yüksel gibi isimler konser verecek. Müzik için elini taşın altına koymak çok kıymetli bir hareket.
Bravo İbrahim Sayın ve Jolly Joker ekibi...
Ne iyi düşünmüşsünüz Harbiye konserleri işini...

Fazla haksız eleştirilerde ben

Hiç hazzetmediğim biri bile olsa çok üzerine gidildiğinde  ben...Hiç hazzetmediğim biri bile olsa çok üzerine gidildiğinde  ben...◊ Kendisinden bile çok onu desteklemeye başlıyorum...◊ “Tartışmaya kapatın, o haklıdır” diye gereksiz savunmalar içine giriyorum...◊ Yaptığı her işi, ortaya koyduğu her eseri sebepsiz alkışlayasım geliyor...Yani birilerini eleştirecekken dikkat edin, farkında olmadan ‘sempati’ duyulmasına neden oluyorsunuz.

Serdar Ortaç şarkıları

‘Serdar Ortaç Şarkıları’ albümü nihayet çıktı.
Devamı gelecek olan albümün ilk serisinde 12 ismin imzası var.
Mesela...
* Ziynet Sali “Asrın Hatası”nı söylemiş: Çok iyi.
* Sakiler “Canıma Minnet” ile albümde yer almış: Çok iyi.
* Merve Özbey “Kararsın Dünyam” ile kendi tarzında bir şarkıyı seçmiş: İyi olmuş.
Ve
* Hande Ünsal Ortaç’ın meşhur “Sana Değmez”ini söylemiş. O da iyi olmuş.
E listeye bir de 5’nci ekleyecek olursak o isim Bengü olur.
“Heyecan” şarkısını sanki kendisi için yapılmış gibi söylemiş Bengü. Çok iyi.