Paylaş
Açelya Akkoyun’un yanına yanaşıyor, kaldırıyor telefonu ve fotoğraf çekiyor.
Nasıl bir fotoğraf çektirme arzusu varsa hanımefendinin, etraftaki bakışlara da aldırmıyor, Açelya’nın uyarılarına da...
Bir de profesyonel trol olduğu için kendisi ona göre davranıyor içeride.
Takmış göğsüne Civan Canova’nın fotoğrafını, sanki çok üzgünmüş, perişan olmuş gibi sızmış içeriye.
Hiç şaşırmadım.
Böyle tiplerle dolu değil mi etrafımız zaten?
Cenazeye ünlü görmek için giden büyük bir kitle yok mu?
Fotoğraf çekip dedikodu gruplarına atmak için yarışanlar yok mu Allah aşkına?
Büyük problemli insanlar bunlar. Edep adap hiç bilmezler.
Onlar için varsa yoksa kendi istekleri... Bu abla da aynen öyle işte.
Bir de bu abla tek başına böyleyse iki kafa dengi arkadaşıyla kim bilir nasıldır? Düşünmesi bile korkunç.
Şaşırmadım 2
Bir iş insanı Bodrum’da ünlü bir restorana gidiyor. Neresi olduğunu inanın bilmiyorum ama tahmin etmek zor değil. Bir iş insanı Bodrum’da ünlü bir restorana gidiyor. Neresi olduğunu inanın bilmiyorum ama tahmin etmek zor değil. Neyse 4 kişilik yemeğin faturası 82 bin lira gelmiş.O hesabın içinde 9 bin 500 liralık da bir servis ücreti var.40 bin liraya yakını alkollü içki hesabın...Muhtemelen pahalı şarap ve şampanyalar açılmış.30 bin lira da yemek bedeli var. 4 kişi için çok yüksek bir fiyat fakat! Günün sonunda bu olaya da şaşırmamak lazım.Yani o mekana giden, o içkileri içen, az çok başına ne geleceğini biliyordur. Daha önce de gidip benzer hesapları mutlaka ödemiştir. Gitmediyse bile sağdan soldan duymuştur böyle hesaplar geldiğini...Yani o yüzden şaşırmıyorum ben. Hatta ödenen hesapların böyle gündem olmasını da anlamıyorum...Burada itiraz edilecek, bağıra çağıra ‘yeterrrr’ denecek durum ‘servis ücreti.’
◊ Yahu şunu dayatmayın insanlara...
◊ Zaten bahşiş bırakan bir masayı böyle ekstra ücretlerle darlamayın.
◊ “Sen bana nasıl bir hizmet veriyorsun ki, ben sana 10 bin liralık servis ücreti veriyorum” sorusunu sordurtmayın.
Ara ki bulasın
Uber:
Maalesef taksiciler, içinde bulunduğumuz o sistem yüzünden etkisiz bir uygulama haline geldi artık. Eskiden ne şahaneydi, saniyesinde taksi bulup istediğimiz yere giderdik. Şimdi ara ki bulasın.
Bitaksi:
Aynı Uber gibi. Hiçbir farkı kalmadı. ‘Taksimetreyi aç gel’ diye bir özelliği devreye soktular ama nafile... Yine gelmiyorlar. ‘Nereye gideceksin’ diye soruyorlar, ‘karşıya geçmem’ diye ünlemli mesajlar atıyorlar...
Burada suç uygulamaların değil aslında, onu suiistimal eden taksicilerin.
Onun ‘Karadeniz’ albümleri artık ihtiyaç oldu
Karadeniz şarkıları deyince aklımıza muhakkak gelir Şevval Sam...
Nasıl güzel söylüyor, nasıl götürüyor sesiyle bizleri o cennet bölgeye.
Şevval Sam, ilk Karadeniz albümünü 2008 yılında çıkarmış.
14 yıl boyunca o söyledi biz dinledik o şarkıları... hatta içimizden mırıldandık ‘neden devam etmiyor, neden yenileri gelmiyor’ diye.
Artık isyan bayraklarını çekecektik ki yeni albümü çıktı Şevval’in.
Adı Karadeniz 2...
Her ruh haline uygun 15 şarkı var albümde.
Hatta albüm çıktıktan sonra “güncelliğini hiç yitirmeyecek bir albüm yaptık” demiş Şevval Sam.
E doğru.
Baksanıza 14 yıl boyunca güncelliğini yitirmeyen bir albüm hikayesi var zaten geçmişinde. Bir o kadar da bu sürer eminim.
Ama siz buna güvenip bizlere böyle uzun aralar yaşatmayın bir daha Şevval Hanım. Bir 14 yıl daha koymayın araya.
Çünkü sizin Karadeniz şarkıları artık ihtiyaç haline geldi çoğumuz için.
Paylaş