Miss Turkey güzelleri

Ben Demet Akalın’ın paylaşımını gördüm.
Demiş ki, “Uzun süreden sonra hepsi güzel.”
Sonra merak edip baktım tabii...
Bence de hepsi güzel. Ama ondan önemlisi, hepsi eğitimli kızlar.
Koç, Marmara, İstanbul Teknik, Boğaziçi üniversitelerine gideni de var, Torino’da Hukuk fakültesi, Viyana’da opera, Bergamo’da insan bilimi, Dortmund’da biyoloji okuyanı, Fransa’da ilaç geliştirmede yüksek lisans yapanı da var.
Helal olsun demek düşer bize...

Herkes yorulur

Adele, çıktığı dünya turnesinin Münih ayağında “10 konser daha vereceğim, sonra beni uzun bir süre göremeyeceksiniz, ara vereceğim” dedi.
Bunun sebepleri tartışılır. “Sağlık” denir, “Sesimi dinlendirmem lazım” mesajı olabilir...
Ama sebepsiz konuyu yorumlarsak, aslında almak isteyene mesaj gibi mesaj Adele’in söyledikleri.
Herkes ara sıra yorulur. Herkes bırakmak isteyebilir.
Kim bilir neler yaşıyor, asla bilemeyiz...
Tükeniyorsun bazen ve arkana dahi bakmak istemiyor, kendini kapatıp başka yollara yürüyorsun.
Bakalım Adele’in bu yolculuğu ne kadar sürecek...
Ha böyle süreçlere alışabiliyorsun da, biz Sezen Aksu’ya alışamadık. O çıksın sahneye...

Güzel İşler Televizyonu

Şimdi kimse “Aynı kurumda olduğun için yazıyorsun” demesin lütfen. Bir süredir, hatta uzunca bir süredir bu işlerin içindeyim.
Kanal D, Demirören Medya TV Grup Başkanı Murat Yancı önderliğinde çok başka cephelere yürüyor.
Eski habercidir Yancı.
Haberciliği bilen biri, yaşadığı toplumu da çok iyi analiz edebiliyor...
Lütfen Forbes dergisindeki röportajını okuyun Murat Yancı’nın, çünkü 7’den 77’ye herkesin içinden geçenleri anlatmış.
Çok az kaldı, herkes
görecek...
Mahsun Kırmızıgül imzalı “Güzel Aşklar Diyarı”nı, Faruk Teber’in kameranın arkasında olduğu “Annem Ankara”yı herkes ağzı açık izleyecek.
Bu üst perdeden konuşmak değil, bu toplumu anlamak, bu kalplere nasıl dokunulur onu bilmek.
Kanal D artık bu işi çok iyi biliyor.
Ben sabırsızlıkla bekliyorum yeni sezonun açılmasını...
Spoiler denen şeyi vermeyeceğim, hepimiz bekleyelim lütfen.

İyi bir PR çalışması

Galatasaray’ın Osimhen transferi son zamanlardaki en iyi PR işlerinden biridir bana göre.
Niye mi? Şöyle: Bu adam diğer ülkelerdeki transfer dönemleri kapandığı ve takımı onu istemediği için boşta kaldı.
Ya Arabistan’a gidecekti, ya Türkiye’ye gelecekti.
Türkiye’yi seçti.
Öyle söylendiği gibi 100 milyon euro falan ödenmedi kendisine.
Üstelik “Ocak ayında gideceğim” maddesi koydurdu sözleşmesine.
Yani oyunda kalmak istedi Osimhen.
Asla eleştirmiyorum, çok iyi bir PR çalışması yaptı Galatasaray takımı. Helal olsun.
Fakat çok dikkat
etmeleri lazım, ocak
ayında gitmeyi kafasına koyan bir insan, ruhunu o yeşil sahalara ne kadar verir?
Düşünmek lazım...

Vay aslan parçası

Sosyetenin simalarından biriymiş Dilan Gerede. Bilirsiniz Bennu Gerede’nin oğlu. Çok güldürdü beni aslan parçası...
Kelebek’te okudum, muhabir çekmiş onu, yanında kız arkadaşıyla.
O da demiş ki “Siz kimsiniz, beni çekemezsiniz! O fotoğrafları sileceksiniz.”
Sildiremeyince de paşa paşa dönmüş sevgilisinin yanına.
Hahahahah...
Yahu böyle bir işe ya kalkışmayacaksın ya da kalkışıyorsan da sonunu hesaplayacaksın.
Hem rezil oldun hem de güldürdün kendine sevgili kardeşim.
Kaldı ki o insanların işi o...
Kaldı ki özel bir yerde değilsin, yolda yürüyorsun, tabii ki çekerler.
Baştan sona yanlışsın aslan parçası.
Yanlışsın, haksızsın...