Paylaş
Kaliteli ödül törenlerini bu yüzden çok önemserim ben. Oraya gelip saatlerce oturup, sahneye çıkanları, ödül alanları alkışlamak kendi başına alkışı hak eden bir durumdur.
Neyse konumuz ödül törenleri değil. Konumuz İrem Derici’nin sözleri...
“Türkiye’de sahnede şıklık yarışı başladıysa bu Gülşen sayesindedir. O bizim kraliçemizdir. Onu gördükçe bizler de özen gösteriyoruz” dedi.
◊ İki isim de şarkı söylüyor...
◊ İki isim de aynı işten para kazanıyor...
◊ Üstelik kulvarları da aynı...
Bu övgü dolu sözlerin söylenmesini üstteki bu maddeler zorlaştırıyor aslında.
Bu konuda sıkıntısı olanlar, İrem’in sözlerini alıp duvarına assın.
Ne zaman ki birine fesatlık yapma atağı geldi, o zaman hemen okusun bu sözleri.
İrem çıkıp;
◊ Ben daha iyiyim!
◊ Onun yaptığı da şov mu!
◊ O kıyafetler hiç olmuş mu!
Gibi cümleler de kurabilirdi.
Ama o meslektaşını övmeyi, onun birkaç basamak önde olduğunu kabul etmeyi seçti Şimdi “Kadın kadının kurdudur” diyenlerin rotalarını bir kez daha “Kadın kadının yurdudur”a çevirmelerinin tam vakti.
Bu bir alışkanlık olursa rekabet denen şey tadından yenmez bir hâl alır.
Değişen Sincan’ı gördünüz mü
Bir zamanlar tankların yürüdüğü Ankara’nın Sincan’ında artık çok başka şeyler oluyor.
Belediye Başkanı Murat Ercan ve ekibi tüm siyasi tartışmaları bir kenara bırakıp fark yaratmaya çalışıyor, halka dokunmak için uğraşıyor.
İlgimi çeken iki yeniliği var belediyenin.
İlki, Bebek Kütüphanesi...
Anne ve çocuk etkinliklerinin yer aldığı kütüphanede seminerler ve pilates dersleri veriliyor.
Diğeri ise, Gastro Akademi...
Burada amaç yarının şeflerini Sincan’da yetiştirmek.
Artık Ankaralılar mutfak eğitimi almak ve iyi bir şef olmak için Gastro Akademi mutfağına gidebilecek. Mezunlara da iş imkanı sağlanacak.
Yeni yılın yaklaştığını anlama rehberi
◊ Claudia Roditi Polat’ın yıllar önce kurduğu bir markası var: Vanilla Rococo. Ben o dönemlerden tanırım Claudia’yı... Pasta tasarımında çok önlerde bir isimdir.
Onun özelliği ‘patisserie’ ürünlerini, pastalarını bir hayal ürünü gibi tasarlaması. Markanın özenle hazırlanmış hediye kutuları ne zaman karşıma çıksa yeni yıl çanları çalmaya başlamıştır benim için.
◊ Dijital platformlarda izleyecek bir şeyler ararken, çam ağaçlı, ren geyikli ve bol karlı dizilerin, filmlerin sayısının arttığını gördüğüm an bulunduğumuz seneyi geride bırakma zamanı gelmiş derim.
◊ Market raflarında sıcak çikolata, salep ve tarçın ön plana çıktıysa, “tamam” derim, “yeni yıl geliyor...”
◊ Sosyal medyada gezinirken battaniye reklamları çıkıyorsa karşıma, o reklamların kıyısına köşesine kahve fincanı kondurduysa reklamcı arkadaşlar, sayılı gün kalmış demektir yeni yıla.
Sen ‘konuşma’ya aynen devam
Yeni nesil, Hasan Can Kaya’cı arkadaşlar.
Yeni nesil bu adamın şovuna parasını verip gidiyor.
Hatta bilet bulunamıyor, kapalı gişe tüm gösterileri.
Ekrandan izlemek isteyenler yine parasını verip izliyor.
Yani tamamen tercih meselesi.
Zorla gösterisine giden, zorla ekran karşısına oturtulan bir kitle yok.
O yüzden çekmeyelim paçalarından insanları.İlla çekecekseniz çirkinleşmeyin bari.
◊ Yaratıcılık sıfır...
◊ Çıkıp sahnede bıdı bıdı yapıyor...
◊ Küfürle para kazanıyor...
Falan hiç demeyelim.
Zor biliyorum, egolar müsaade etmez anlıyorum ama kıskanmayalım.
Dişimizi sıkıp, gözümüzü kapatıp, egomuzu ayaklar altına alıp alkışlamayı deneyelim.
Paylaş