La havle!

Sabrım zorlandı.

Haberin Devamı

Ufak bir tükenmişlik hissettim.

Neden biliyor musunuz?

La Casa De Papel’ yüzünden...

Meşhur soygun filmi ‘La Casa De Papel’ 5’inci sezonuyla final yapacak.

Çekimler tamamlandı.

Yakında yeni seriyi izleriz.

Her geçen sezon bir öncekini aratsa da, “Yok ya eski tadı kalmadı” dedirtse de birçok kişinin dizi bağımlılığına ilk adım atışıdır ‘La Casa De Papel’.

Neyse...

Gelelim bana ‘ya sabır’ çektiren habere.

Bizimkiler ‘La Casa De Papel’den ilham almış.

Yok yok... Çekim teknikleri, aksiyon sahneleri, yaratıcı senaryonun püf noktalarını falan ilham almamışlar.

İsminden ilham almışlar ve serinin Türk versiyonunu çekmeye karar vermişler.

Hatta çekimler başlamış.

İş ciddi yani.

Filmin Türk versiyonunun adı ‘La Hay de Maske’.

Adından da belli komedi filmi.

Orijinal versiyonda karakterlere verilen şehir isimlerini de değiştirmiş bizimkiler.

Haberin Devamı

İstanbul, İzmir, Sivas, Yozgat gibi şehirlerin adını vermişler karakterlere.

Hem çeken için

Hem oyuncular için

Hem de film bitince izleyecek olanlar için koca bir zaman kaybı...

Çünkü...

‘La Casa De Papel’den bir komedi filmi çıkmaz.

Hadi çıktı diyelim, komedinin uyarlaması olmaz.

Ancak şöyle olur:

Bu ‘La Hay de Maske’ filmini tek bir ‘cast’ (oyuncu kadrosu) kurtarır.

Sivas – Hadise

Konya – Aleyna Tilki

Yozgat – Duygu Özaslan

İstanbulŞeyma Subaşı

Adana – Nihat Doğan

Bayburt – Merve Boluğur

Ver bu isimleri.

Kur bu kadroyu.

Bak o zaman olur bir şansınız.

Bizim de belki neşemiz yerine gelir.

La havle

Türkiye’den Hindistan’a dost eli

indistan koronavirüs salgını yüzünden çok zor günler geçiriyor. Ülke halen rahatlamış değil.

Bilmiyordum, Türkiye’de bir ‘Hindistan Dostları Derneği’ varmış...

Derneğin başkanlığını ise Dr. Koshlendra Pratap yapıyormuş.

Bütünsel zihin ve beden tıbbı alanında uzman olan Dr. Pratap yıllardır Türkiye’de yaşıyor. Ülkesine yardım için derneğini harekete geçirmiş.

Türk yardımseverlerin bağışlarıyla oksijen jeneratörleri alınıp ‘Oman Air’in desteği ile ücretsiz bir şekilde Hindistan’a ulaştırılmış.

Haberin Devamı

Bizler fark etmedik ama Hindistan’a ülkemizden, sponsor firmalar ve yardımseverler aracılığıyla çok ciddi yardım gittiğini gösteriyor bu.

Türkiye’de toplasınız 700-800 Hintli yaşıyor. Sayıları 1000’i bulmuyor yani.

Hintli nüfusunun en az olduğu ülkelerden biriyiz.

O yüzden çok değerli bu destek.

Tırşik

Gülü seven dikenine katlanır derler ya... İşte bu atasözüne çok uyuyor ‘tırşik’.

Bilmeyenler için hemen söyleyeyim.

Tırşik (tirşik) bir bitki.

Üstelik hayli zehirli bir bitki.

Yılan pancarı da deniyor adına.

Çiğ olarak yerseniz zehirliyor.

Yemeğini geleneksel usüllerde yapmazsanız ağzınızı yara yapıyor.

Yani dert üstüne dert.

Ben Diyarbakırlı bir dostumdan duydum ‘tırşik’ bitkisini.

Haberin Devamı

Batman’da, Osmaniye’de, Maraş’ta...

Birçok yerde yapılıyormuş aslında yemeği.

Ama Diyarbakır usulü bir başka oluyor.

Bizim bildiğimiz ‘türlü’ gibi bir şey aslında.

Soğanı, biberi, patlıcanı, salçası kavruluyor ve ortaya nefis bir lezzet çıkıyor.

Fırsat bulursanız deneyin.

İsmiyle zaten hafızlarda yer ediyor ‘tırşik’.

Hatta üç – beş kere söylerseniz, gün boyu dilinize dolanıyor.

Plaj = Yaşam alanı

Çeşme’de, Bodrum’da, Kemer ve Belek’te ‘benzer şeyler’ oluyor. Bu sene yemek keyfi, beş çayı, akşam eğlencesi, dar ve sıkışık alanlardan çıkıp geniş alanlara taşınıyor.

Birçok plaj bu düzene geçti.

Denize girip çıktıktan sonra kısa bir molayı da aynı yerde veriyorsunuz, öğlen yemeğini de aynı yerde yiyorsunuz.

Haberin Devamı

E biraz müzik dinleyeyim diyorsanız, zaten plajlar bunun için dizayn edildi.

Aslında plajlar bu sene tüm günü geçirebileceğimiz bir yaşam alanı haline geliyor.

Sadece hazırlıklı gitmeniz, kıyafetlerinizin yanınızda olması ya da plaja yürüme mesafesinde bir yerde kalmanız yeterli.

Her öğünde başka mekana geç, girişte sıra bekle, masa var mı, yok mu? Yoksa beni araya sıkıştır dönemi bu sene olmayacak gibi.

Polemik olur

Moda yarışmasıyla ünlenen Bahar Candan’ın “beynimin dörtte birini kullanıyorum” açıklamasına biri çıkıp, ‘Hayır Bahar hayır... Katılmıyorum. Sen beyninin dörtte birini değil, tamamını kullanıyorsun’ dese?

Soruyorum sadece...

Dese biri böyle bir şey.

Çok güzel polemik çıkmaz mı?

Haberin Devamı

Her şey normale döndüğünde

Sarayburnu’nda bir bardak çay için.

Kuzguncuk’ta kahvaltı yapın.

Eminönü’nde kalabalığa karışın, yürümekte zorlanın.

  Kabataş, Setüstü’nde bir taşın üzerine oturup Boğaz’ı seyredin.

Maçka Parkı’nda anlamsızca yürüyün.

Nişantaşı ve Cihangir kafelerinde aylaklık yapın.

 

 

Yazarın Tüm Yazıları