İntikamını ‘çığ’ yapmış

Twitter’ı satın Elon Musk zamanında eski sevgilisi Amber Heard hakkında “gerçekten âşıktım ve kalbimi çok acıttı” itirafında bulunmuştu.

Haberin Devamı

Aradan seneler geçti ama unutmamış yaşadıklarını Elon Musk...

Büyütmüş bir çığ gibi.

Twitter’ı satın aldıktan sonra iki icraatıyla gündeme geldi. İlki ‘mavi tik’li hesaplardan aylık 8 dolar ücret alma kararı.

İkincisi de eski sevgilisi Amber Heard’ün Twitter hesabını askıya alması.

Hadi ilkini anlarım, şirkete para kazandırmak istiyor ama ikincisi ne yahu?

Ayrıca bunlar çok ortaokul, çok lise kokan hareketler değil mi?

‘Sen benim saçımı çektin al şimdi ben de seninkini iki kere çekiyorum’ mücadelesi değil mi?

Gerek yok.

Giden gitmiş, yıllar geçmiş... Varsın istediği kadar yakmış olmuş canını... Bırak yahu peşini. Zaten Twitter hesabının kapatılmasının Amber’e de hiç koyacağını sanmam...

Kadın zaten en büyük darbeyi Johnny Depp ile girdiği davayı kaybederek aldı. ‘Bana ne oğlum’ deyip gülüp geçiyordur bu olanlara.

Haberin Devamı

Ama tabii ki Allah Elon Musk gibilerin ‘hırsından, nefretinden’ korusun...

Çözemezsiniz kahvaltı sorununu

“Serpme kahvaltı mı, seçmeli kahvaltı mı” sorusu yıllardır sorulur.

Yıllardır birileri çıkar ve ‘bu işe karşıyız’ der ama kimse bir adım atmaz.

Şimdi çıkmış bir dernek başkanı diyor ki “serpme kahvaltı yerine seçmeli kahvaltıya geçme kararı aldık.”

Bir şey soracağım?

Kim adına aldınız bu kararı?

Bir bağlayıcılığı olacak mı?

Mesela serpme kahvaltı vermeye devam edene ne yapacaksınız?

Ben söyleyeyim, hiçbir şey yapamayacaksınız...

Evet serpme kahvaltı israf.

Masaya gelen yiyeceklerin birçoğu yenmiyor evet.

Ama bunun önüne geçmek de pek mümkün gelmiyor bana.

Siz ne kadar uğraşırsanız uğraşın, ‘masamda o da olsun bu da olsun aman şu eksik olmasın’ diyenler mutlaka olacaktır.

Benim son dönemde gördüğüm müşteri tipi, gösterişi seven, “getir sen baba yenmezse içilmezse götürürsün” diyen, bir çatal alıp bırakmayı seven tipler.

Maalesef böyle.

Yani bir derneğin karar alması falan bu israfın önüne geçmez.

Günün sonunda oraya gelen müşteri kazanır işletmeci kaybeder.

Ha varsa James Corden’ı restoran kurallarına uymuyor diye kovan New York’taki Balthazar restoran gibi işletmelerimiz, işletmecilerimiz amenna...

Haberin Devamı

Ne oldu o güzel şarkılara?

Hafta sonu masamda yine tartışma konusuydu;

Hangi iyi şarkı?

Kime göre iyi?

Eskinin iyisi ile şimdinin iyisi aynı mı?

İyi ‘tek’midir?

Sonra Nilüfer’in sözlerini gördüm.

‘Rap fırtınası nereye kadar gider bilmiyorum. Dinlemiyorum. O güzel şarkılara ne oldu’ diye sormuş.

Bizimkilerin yaptığı rap müzik değil zaten.

Tamamen kendi müzik tarzımıza göre yorumlanıyor rap.

Seviliyor, lafım yok.

Zamanın ruhuna göre hareket etmeyi anlıyorum ben.

Ama “o güzel şarkılara ne oldu” sorusu da hep kafamda bir yerlerde dolanıyor.

Hep aynı, herkes aynı gibi geliyor bana.

Sanki bağıran dinleniyor, masanın üzerine çıkıp zıplayan alkışlanıyor, çok açık giyinenler izleniyor gibi geliyor.

Haberin Devamı

O yüzden kendimizi kandırmayalım, şu dönemde ‘iyi şarkı yolunu bulur’ kalıbını savunmak pek doğru değil. İleride değişecektir bu ama şu an, hayır!

Ben izlerken aldım kokusunu

Benim kedi maması deneyen arkadaşlarım var. Onlara hayretle bakmışlığım, “nasıl yahu” demişliğim de var haliyle.

Ama yediğinin kedi maması olduğunu anlamayan kimseyi görmemiştim bugüne kadar.

Bir televizyon programında Hande Soral’ın gözünü kapatıp tadına baktığın yiyeceğin ne olduğunu tahmin et dediler.

İntikamını ‘çığ’ yapmış

Bir buçuk dakika boyunca tahmin edemedi önündekinin yaş mama olduğunu. Yani o yaş mama ki kendine has bir kokusu var. Değil 1 buçuk dakika bir buçuk saniyede anlarsınız...

E normal olarak ağzınıza falan götürmenize de hiç gerek kalmaz.

Haberin Devamı

Ama yedi Hande Soral...

Tamam insana bir zararı olmaz bir iki ısırığın ama siz yine de özenip denemeyin.

O 1 dakika...

Bir buçuk senedir izleyenin de izlemeyeni de konuştuğu bir dizi var... O da ‘Yargı.’ Kanal D’de ekrana gelen dizi pazar akşamlarının vazgeçilmezi artık.

Hani eskiden pazar geceleri ekrana kilitleyen bir sinema kuşağı vardı, onun gibi.

Artık pazar gecelerinin alametifarikası “Yargı” dizisi oldu...

Son bölümündeki 10 Kasım sahnesi çok iyiydi mesela.

Başa sara sara üstelik.

Dizi 1 dakikalığına durdu aslında...

Adliye çalışanları, karakoldaki polisler yani dizideki tüm oyuncular Mustafa Kemal Atatürk’ün ölüm yıldönümünde saygı duruşunda bulundular.

Haberin Devamı

Böyle çok izlenen dizilerde verilen mesajlar mühimdir.

Boşuna çok seyredilmiyor, boşuna alkış almıyorsunuz ‘Yargı’ ekibi.

 

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları