Herkes ‘gizli’ şarkısını itiraf etsin

Düşünmeden cevap verdi güzel oyuncu.
“Burak King’in ‘Eyvallah’ şarkısını çok gizlice dinlerim” dedi. Hatta programda şarkıyı da söyledi.
¡¡¡
Şaşırmadım.
Benim bir değil birkaç tane var gizli şarkım.
Biri konusunu açtı mı bilmezden geldiğim, herkesin ortasında çalınca duymazdan geldiğim şarkılar.
Zaten bu gizli şarkıların benzer özellikleri var...
Mesela...
◊ Dinlerken etrafta biri var mı diye etrafı kesersiniz...
◊ Biri yanınıza yaklaştığı anda müziği kapatırsınız...
◊ Kulaklıktan ses dışarıya çıkıyor mu diye defalarca kontrol edersiniz...
◊ Arabesk bir şarkıysa dinlediğiniz tempo tutup pop dinliyor havası yaratırsınız...
◊ Arabada dinliyorsanız trafik açıkken sesi açıp trafik durduğu anda sesi kısarsınız...
Nedendir bilmiyorum ama var böyle ‘gizli’ şarkılarımız.
Aslında gizliden ziyade dinliyorum demeye ‘utandığımız’ şarkılarımız var...

50 bin doları ver aşıyı ol

Mutlaka dikkatinizi çekmiştir.
Son günlerde Dubai’ye akın var. Bölge son yılların en büyük turizm gelirini elde etmek üzere. Üstelik bunun nedeni sadece oradaki havanın sıcaklığı, lüks tatil olanakları, çöl safarisi falan değil.
Sebebi Covid-19 aşısı!
¡¡¡
Demet Akalın, Berkay ve birçok ünlü isim son aylarda Dubai’ye gitti. Aşı yaptırdılar mı bilmiyorum.
Ama Dubai’de 50 bin dolara kadar aşı dahil tatil paketleri olduğunu biliyorum.
Amaç aslında tatil paketi satın almak değil aşı satın almak.
O yüzden önce hangi ‘aşı’lı paketi istediğinizi seçiyorsunuz.
BioNtech, Sinovac ve diğer firmaların aşılarının bulunduğu paketlerin fiyatları farklı.
Diyelim uzun süreli ve ‘BioNtech’ aşılı bir paket seçtiniz.
50 bin doları ödedikten sonra ‘lüks aşı tatiliniz’ başlıyor.
İlk doz aşıyı da gittiğiniz ilk gün oluyorsunuz. İkinci doza kadar serbestsiniz yani.
İkinci dozdan sonra da ülkenize dönebiliyorsunuz.
Bence;
Kontrolsüz aşı, aşı değildir!
Zaten aşılarımız geldi.
Hepimiz sıramızı bekliyoruz.
Eli kulağında.
O kadar para vermeye ne gerek var?

Balık, suşi ve belediyecilik

Diyorsunuz ki balık ve suşi tamam, ama belediyecilik ne alaka?
Anlatacağım...
Kuruçeşme’deki Park Fora benim için hep üst sıralarda yer alan bir balık restoranı olmuştur. Geçen hafta yine oradaydım.
Gördüklerime, öğrendiklerime hayret ettim.
Önce gördüklerimle başlayayım...
Menüsüne ‘suşi’ eklemiş ünlü restoran. Ama sırf menüde dursun diye eklenmemiş o ‘suşi’ler. Genç suşi şefi mutfakta harikalar yaratıyor.
‘Istakozlu suşi’ falan yapmış o derece.
Japonların enfes tatlısı ‘mochi’ de menüde var. E peki ağırlık bunlara veriliyor balık işini ikinci plana mı attılar diyebilirsiniz.
Atmamışlar.

Balıklar da eskisi kadar lezzetli ve taze.
Saatler ilerledikçe “tamam dedim mekanın açığını bulacağım, saat 19.00’da elbet birileri oturmaya devam edecek.’
Bu işin müşteriyle çok alakası olduğuna bir kez daha emin oldum. Sözleşmiş gibi müşteriler 18.55’te mekanı terk etti.
Peki şimdi öğrendiklerime gelelim...
Mekanın sahibi Ali Rıza Yılmaz sadece restorancı değilmiş.
Yılların siyasetçisiymiş. Önce Sarıyer’e atmış imzasını şimdi sıra Beşiktaş’a gelmiş.
1982 doğumlu genç Belediye Başkanı Rıza Akpolat’ın yardımcılığını yapıyormuş. Belediye başkan yardımcılığı görevini yürüten Ali Rıza Yılmaz’a, ruhsattan, temizliğe, sağlıktan, kültüre, veterinerden, zabıtaya birçok birim bağlı.
İzin günlerinde temizlik işçilerini denetleyen, bankların sadece üstünü değil altlarının da mutlaka silinmesi gerektiğini söyleyen...
Sokak hayvanları için ayrı özen gösteren ve belediyeye hayvan ambulansları aldıran biri Ali Rıza Bey.
Son zamanlarda özellikle, Bebek, Arnavutköy esnafının rahatsızlık duyduğu zabıta olayına da el atılmış. Artık esnafın dilinden anlayan, onlara zarar değil güven vermek için dolaşan bir zabıta ekibi olduğunu söyledi.
İşini iyi yapan insanı dinlemek çok keyif verir bana. Siyasi görüşü ne olursa olsun...
Magazin ile alakası olsun olmasın...
Oturur dinlerim.