Paylaş
Öyle ödül törenleri düzenleniyor ki son birkaç yıldır, sanırsın bu işin bir üniversitesi var. Çünkü o işleri yapanlar bir cerrah edasıyla geziyorlar ortalıkta.
Ortaya öyle bir iş koyduklarını sanıyorlar ki...
Egoları tavan dolaşıyorlar bir süre. Verdikleri ödülleri biliyor musunuz?
◊ En iyi kaş uzmanı...
◊ En iyi göz kapağı alıcısı...
◊ Yılın en fazla saç teli eken uzmanı...
Maalesef bazı tanınmış isimler de o ödül törenlerine koşarak gidiyor. Günün sonunda büyük para kazanan töreni yapanlar, prestij kaybeden ise ‘ödül törenleri’ oluyor.
Bu konuda haklı mesela Ebru Gündeş.
Ama...
Ülkede prestij anlamına gelen
ödül törenleri de var.
Ayırt etmek lazım değil mi bazı törenleri böyle açıklamalar yaparken?
Tüm ödül törenlerini görmezden gelemezsin. Gelmemelisin.
Siz durduk yere Oscar’ı reddeden, sebep yokken “Emmy almayacağım” diyen bir star gördünüz mü hiç?
Olmaz çünkü, yapmazlar.
O yüzden ayırt etmek lazım.
Bazı ödüller yaşamının her anında prestijdir sanatçılara.
Aksine, sektörde yıllandıkça o ödülü almak daha da keyifli hale gelmelidir.
Bu sebeple ben katılmıyorum Ebru Gündeş’e.
Rüştünü ispat etmek, ödülleri reddetmek anlamına gelmez çünkü.
Lafa bak lafa
Can Yaman demiş ki:
“Venedik Film Festivali’ne gelmiyorum. Amacım rol çalmadan başkalarına yer açmak.”
Egoya bak...
E tamam, İtalya’da biliniyor olabilirsin...
Orada yaşıyor da olabilirsin...
Ama buradaki meslektaşlarına sataşmak, olmadığın bir yerde bile ön plana atma çabası biraz kompleks kokmuyor mu?
Kokuyor kokuyor.
O yüzden biz bir festival hakkında gitmeden etmeden yapılan bu konuşmaları çok ciddiye almıyoruz.
Git, yık orayı, salla ortalığı o zaman konuşalım.
Uzaktan ego konuşturmakla olmuyor bu işler.
Aşırı güldüm
Arada kaynayıp gitmesin...
Dilan Çiçek Deniz’in geçen haftaki bir açıklamasına çok güldüm.
Bozcaada’da bir mekânda Oğuzhan Koç ile fotoğrafı çıkmış Dilan’ın.
Ama mekân ufak, içeride var 8-10 kişi.
Sonrasında haklarında haberler çıkınca o da bir açıklama yapmış, açıklama kabaca şöyle:
“Sadece 15 dakika kaldığım bir mekânda, tesadüfen aynı karede yer aldığım ve yan yana durduğumu bile fark etmediğim biriyle hakkımda çıkan aşk haberleri yalandır.”
Ahahahaha!
Ya aşk haberi falan beni hiç ilgilendirmez, kaldı ki tabii ki de asılsızdır. Fakat “Oğuzhan’ı görmedim” demek ne demek yahu?
Fotoğrafa baksanıza...
Mümkün mü bu karede Dilan’ın yanındakini görmemesi, tanımaması?
Çok inkâr etme vakası gördük de böylesini az gördük.
Neyse... Komik bir yalanlamaydı bu, mantıksız cümlelerle örülüydü her satırı...
Aklımda da içimde de kalsın istemedim.
Sen çok yaşa Dilan kız!
Güldürdün bizleri...
Aynen aynen tanımadın, görmedin adamı aynen.
Tamam inandık...
Paylaş